Bebek sahibi olacak çiftler bebeklerine en güzel ve anlamlı isimleri koymak isterler. Ancak onca ismin arasından iyi bir seçim yapmak biraz zorlayıcıdır. Bebeğinize isim koyma konusunda çevrenizdeki herkesin bir fikri olabileceği gibi öncelikle sizin koymak istediğiniz kulağa hoş gelen ve anlamlı bir ismi bulmak hedefiniz olmalıdır. İKİLİ KIZ BEBEK İSİMLERİ VE ANLAMLARI A ADEN: Cennet bahçesi - AZRA: Ayak basılmamış kum, bakire kız. AYLA: Bazı yıldızların ve ayın etrafındaki ışık çemberi - AYDAN: Güzelliğini aydan almış, ay gibi parlak ve güzel. ALMİRA: Cennete düşen son yağmur damlası - ALİYE: Yüce, yüksek. ARSAL: Arı gibi temiz, çalışkan - AFİFE: Namuslu, namusuna çok düşkün olan. AYŞİM, AYŞİN: Parlak ışık saçan. - AHSEN: Çok güzel, en güzel ALYA: Yüksek yer, yükseklik, gök - AÇILAY: Çiçek gibi açıl, ay gibi güzel ol. B BİRGÜL: Tek ve benzersiz gül - BİLLUR: Pek duru, pürüzsüz BADE: Aşk, kutsal sevgi - BEGÜM: Saygı değer kadın, hanımefendi BURCU: Güzel koku, ıtır - BEYZA: Çok beyaz, çok temiz, parlak BERİRE: İhsan sahibi, sadık - BERRAK: Duru BİRCAN: Herkesçe sevilen, candan - BENNUR: Işık saçan BERFU: Kar tanesi - BETÜLAY: Ay gibi bakir olan BERGÜZAR: Anılmak üzere verilmiş armağan - BİNSU: Herkesten daha temiz, daha berrak C CANSU: Can suyu, yaşam veren su. - CAVİDAN: Ebedi sonsuz. CANAN: Gönülden sevilmiş, yar - CANİPEK: Özü ipek gibi tertemiz olan kimse CİHANNUR: Alemi aydınlatan nurlu ışık - CELİLE: Ulu, büyük, yüce CEYLA: İnsanlığa atfedilmiş, bağışlanmış - CEYDA: İyi, hayırlı, faydalı insan, uzun boylu ve güzel Ç Çiçek: Güzel görünümlü anlamındadır. Çiçek gibi hoş ve güzel. - ÇİLER: Şarkılar söyleyen, güzel öten ÇAĞLA: Olgunlaşmamış meyve, bazı meyvelerin olgunlaşmadan, henüz yeşilken yenen hali. - ÇİSE(M): Henüz yağan yağmur(um) ÇEŞMİAHU: Çok güzel gözlü. - ÇAĞNUR: Çağın nuru, zamanın nuru. D DESTENUR: Işık demeti. - DESTEGÜL: (Fars) Ka.- gül demeti destesi. DİLŞAD: (Fars.) Ka. –gönlü hoş, sevilmiş. - DİLŞAH: Gönüllerin şahı, sultan 2. Otoriter. DOĞAY: Ayın yeni doğuş hali - DORA: Doruk, zirve DİLARA: Gönül alan, gönül okşayan. - DİLAY: Gönüllere ışık saçan, aydınlatan DOLUNAY: Ayın tam yuvarlak olduğu an. - DİLBERAY: Ay gibi güzel kadın. DURDANE: İnci tanesi, sevgili, kıymetli - DURU: Berrak E ECE: Kraliçe, güzel kadın, ana - ECRİN: Allah’ın hediyesi EVİN: Bir şeyin özü, tahıl tanesi - ELZEM: Gerekli olan, vazgeçilmez ESLEM: Allah’ın yoluna ilk kendini adayan kadın. - ERVA: Er, yiğit, cesur. EYŞAN: Şanlı güzel, güzelliği ile ünlü. - ELİF: Arap alfabesinin ilk harfi, ince uzun boylu zarif kız.
Foto: shutterstock
F FUNDA: Çalı ormanı, çalılık; püskül, tepelik. - FULYA: Nergisgillerden bir bitki ve onun güzel renkli kokulu çiçeği. FERAY: Ay ışığı, ayın parlaklığı, ışıltı saçması. - FERİHA: Sevinçli, rahat. FİRDEVS: Cennet, bostan, bahçe. - FEHİME: Akıllı, anlayışlı. FULDEN: Her zaman geniş açık görüşlü. - FEYZA: Bolluk, çokluk, bereket. FAZİLET: Kişiyi ahlaklı ve iyi davranmaya yönelten manevi kuvvet, iyilik, ahlak. - FÜRUZAN: Çok parlak, parlayıcı, aydınlık. G GAYE: Amaç, erek. - GAMZE: Gülerken bazı kişilerde yanaklarda beliren çukur. GONCA: Tam açılmamış çiçek. - GÜL: Gülgillerin örneği olan bitki ve bunun çiçeğine verilen ad; gülmek eyleminden gül. GÜLBİN: Gül fidanı, gül yetişen yer. - GÜLBEN: Gül yüzlü, gül gibi beni olan. GÖKÇE: Gök mavisi, mavi gözlü güzel. - GÖKBEN: Ben gökyüzü anlamında. GÜLİZ: Gül yetiştiren. - GÜLÜN: Güzel, zarif. GÜLÇİN: Gül toplayan, gül seven. - GÜLRİZ: Gül saçan. H HANDE: Gülüş, gülme, açılma, eğlenme. - HANDAN: Güleç, sevinçli, şen şakrak. HELİN: Yuva - HALE: Ayın çevresindeki ışık halkası. HÜMEYRA: Kızıllık, pembelik - HAZAR: Barış HARİKA: Sıradanlığın üstündeki nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran. - HÜMA: Mübarek, kutlu. HAZAL: Kuruyup dökülen yaprakların güzelliği. - HAZAN: Güz, yaprak dökümü, sonbahar. HİLAL: Ayça, yeni ay. - HURİ: Cennet kızı, sevgili. HAYRÜNNİSA: Kadınların hayırlısı. - HAYRİYE: Hayırlı insan. I-İ IRMAK: Akarsuların en büyüğü - IŞILAY: Işıltılı ay, parlayan ay. ITIR: Güzel koku, el ve yüze sürülen çiçek özü, esans - ILGIN: beyaz ya da pembe çiçekli, çok hafif yapraklı bir ağaççık. İCLAL: Ağırlama, ikram, büyüklük, ululuk. - İMRAN: Bayındırlık, mutluluk, bolluk, bereket. İMGE: Düş, hayal, görüntü, tasarım. - İNCİ: Süslemede kullanılan, istiridye yetişmiş değerli madde. İLKNUR: Göze gelen ışık. - İLKE: Temel alınan düşünce, kural. İREM: Bahçeleriyle ünlü, masal kenti. - İZEL: El izi anlamında. J JASMİN: Yasemin - JALE: Çiğ kırağı. Sabahları otların üzerinde olan su damlaları. JÜLİDE: Dağınık, karmakarışık - JARİN: Yakınmak, haykırmak anlamları taşır. K KUMSAL: Kumla örtülü deniz kıyısı. - KAVİN: Güçlü, cesur kız çocuğu. KIVILCIM: Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası. - KAYRA: Yüksek tutulan ya da sayılan birinden gelen iyilik. KAMELYA: Pembe, beyaz, kırmızı çiçekler açan bir süs bitkisi. - KÜBRA: En büyük en azametli. KİRAZ: Gülgillerden, yapraklanmadan önce çiçek açan ağacın yuvarlak sulu ve tek çekirdekli yemişi. - KARANFİL: Kokulu bir çiçek. L LERZAN: Titreyen, titrek. - LEYAN: Parlayan, parlayıcı, konfor, lüks hayat. LEYLA: Uzun ve karanlık gece. - LİLA: Açık eflatun. LAMİA: Parlayan, parlak. - LAL: Parlak, koyu kırmızı renkte olan. M MELİS: Bal arısı - MELEK: Masum, halim selim. MİMOZA: Yaprağına dokununca toplanan bir çiçek. - MÜGE: İnci çiçeği. MİNE: Maden ve çini üzerine vurulan camı andıran cila. - MELDA: İnce ve taze. MAİDE: Kurulmuş hazır sofra. - MAYDA: Narin ince yapılı. MİRAY: Yılın ilk aylarında doğan. - MİRCAN: Güneş gibi aydınlık. MÜGE: İnci çiçeği. - MÜJDE: İyi haber, sevinçli haber. N NİDA: Seslenen - NİL: Mısır’dan geçen Akdeniz’e dökülen meşhur nehir. NİLAY: Ayın parlaklığı. - NİRAN: Ateş, parlaklık. NESRİN: Yaban gülü, mısır gülü. - NEŞE: Sevinç içinde olan. NAZLI: Naz eden. - NALE: İnleme, inilti. NİGAR: Resim, nakış, resim gibi güzel. - NEVİN: Yeni, yepyeni, yeni şey.
Foto: shutterstock
O-Ö OLCA: Ganimet, bolluk. - OYLUM: Hacim, dirim; içi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş. ÖZGÜL: Gerçek gül, benim gülüm anlamında. - ÖZNİL: Nil gibi verimli. ÖGE: Çok akıllı. Ün, şöhret. - ÖYKÜ: Hikaye, ayrıntılarıyla anlatılan olay. ÖZNUR: Özü ışıklı. Aydınlık. - ÖZNİL: Nil gibi verimli. ÖZEN: Büyük hassasiyet göstermek. - ÖNAY: Yeni çıkmış ay. P PETEK: Arıların bal topladıkları balmumu yuvacıkları. - PEREN: Ülker yıldızı. PERİ: Çok güzel, çekici. - PERİDE: Uçarak yükselmiş, rengini atmış. PINAR: Büyük su kaynağı. - PARLA: Işık saç, ışılda. Ün kazan, tanın. PAPATYA: Baharda çiçek açan bir kır bitkisi. - PELİN: Acı ve güzel kokulu bir bitki. PEYDA: Belli, açık, ortaya çıkmak, oluşmak. - PERRAN: Uçan, uçucu. R ROSA: Gül rengi, pembe kırmızı arası bir renk. - RUGEŞ: Canlı yüzlü, taze yüzlü. RİMA: dişi ceylan yavrusu. - RÜVEYDA: Hoş, ince, nazik. RANA: Güzel, hoş görünen. - RESİDE: Erimiş, yetişmiş, olgunlaşmış. RENGİN: Renkli, boyalı, güzel. - RÜYA: Düş, gerçekleşmesi beklenen şey, umut. S-Ş SUNA: Endamlı - SUZAN: Yakan, yanan. SELEN: Haber, müjde. - SEDEN: Uyanık, tetikte. Gözü açık olmak. SARE: Saf, temiz, kalabalık, topluluk. - SİMA: Yüz. ŞEBNEM: Gece nemi, çiğ. - ŞULE: Alev, parıltı. ŞERMİN: Utanan, sıkılan. - ŞEYMA: Çok kıymetli, çok değerli. ŞEYDA: Aşık, tutkun. Sevgiden aklını kaybetmiş. - ŞERMİZE: Küçük insan topluluğu. T TUBA: Cennet ağacı. - TANYELİ: Tan vakti esen rüzgar. TÜLAY: Ayın ince ışığı. - TARA: Yıldız. TALHA: Güzellik. - TALİA: Güzel, şirin. TANYELİ: Tan vakti esen rüzgar. - TULÜ: Doğuş, doğma U-Ü UZEL: Usta, becerikli. - UYGU: Uyum, uygunluk. ULYA: Pek yüce. - UMAY: Devlet kuşu. ÜLKÜ: Amaç, ideal. - ÜKE: Onur, şeref V VERDA: Gül. - VERA: Dürüst, haklı. VEDİA: Emanet. - VEFİA: Vefalı, sevgisi geçici olmayan. Tam, eksiksiz. VİLDAN: Yeni doğmuş çocuk. - VİRA: Durmadan, aralıksız, sürekli. Y YEŞİM: Açık yeşil ve pembe renkli kolay işlenen değerli bir taş. - YELDA: Uzun ve siyah. YELİZ: Ferah yer, aydınlık, havadar. - YAŞAM: Hayat. YILDIZ: gökyüzündeki ışıklı cisimlerin her biri. - YAREN: Dost, arkadaş. YASEMİN: Çeşitli renklerde kokulu çiçekleri olan bir bitki. - YAPRAK: Bitkilerin solunumunu sağlayan, yeşil ve türlü biçimlerdeki ince bölüm. Z ZERDA: Altın gibi sarı. - ZERRİN: Altından yapılmış. ZEREN: Anlayışlı, kavrayışlı. - ZEHRE: Çiçek ZARA: Çok asil, uysal, güzel anlamına gelir. - ZERİN: Altından ya da altına benzeyen.