“Bu davalar düşmanlarımızı sevindirse de... Aslında bu davalar bizi daha da güçlendiriyor. Farkında bile değiller...”

Bu cümleler, dün gece tahliye olan Cumhuriyet yazarı ve OdaTv Haber Müdürü Barış Terkoğlu’nun...

Doğru bir tespit...

2011’de… OdaTv operasyonu yapıldı ve ne oldu?

Yüz binlerce insan internet sitesini takip etmeye başladı, kitaplar daha çok satıldı ve bilinç düzeyi daha da arttı!

2017’de SÖZCÜ Gazetesi’ne operasyon yapıldı? Ne oldu? Gerçekleri yazmayı sürdürmedik mi? Başta gazetenin sahibi Burak Akbay ve Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz olmak üzere yazarları, editörleri, muhabirleri, ofis emekçileri geri adım mı attı? Hayır! Tam tersi...…

Hakikat daha güçlü dile getirildi!

Fetullah başta olmak üzere kriptolara karşı mücadele daha da güçlendi!

Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılık daha da arttı ve bu ülkeye inancımız pekişti!

Son günlerde yazarlarımız Yılmaz Özdil ve Soner Yalçın’a yapılan saldırılar ne sonuç verdi? Okuyucularıyla bağları daha da güçlendi!

Ya da… Cumhuriyet Gazetesi Yolsuzlukları da yazdılar, Fetullah’ın hâlâ tehlike olduğunu da!

Ayşenur Arslan… Medya Mahallesi… Yoluna devam etmiyor mu?

İsmail Küçükkaya her sabah halkı aydınlatmaktan vazgeçti mi?


“Ben Senin Zencin Değilim”


Tarih 29 Aralık 2012...

Başbakan Tayyip Erdoğan, Şanlıurfa’da şu cümleleri kurdu:

“Bu ülkede bize öteki, zenci muamelesi yapıldı. Tehditler aldık, maddi ve manevi saldırılara maruz kaldık. Ama biz siyasi hayatımız boyunca yaşadığımız tüm zorluklara, engellere rağmen şiddete başvurmadık...”

James Baldwin... Afrikalı-Amerikalı siyahi yazar...

“Ben senin zencin değilim” diye haykırdı!

Yazar ve hak savunucusu Baldwin’in, ABD’deki ırkçılığa başkaldırdığı yazıları, notları, tanıklıkları ve hayatından derlenen kitap, Sevin Okyay tarafından “Ben Senin Zencin Değilim” başlığıyla Türkçeleştirildi. Eser Kırmızı Kedi Yayınları’nca okura sunuldu. Raoul Peck, eseri, ABD’deki siyah mücadelesinin üç sembol ismi Martin Luther King Jr, Medgar Evers ve Malcolm X’in ortak arkadaşı olan James Baldwin’in tamamlayamadığı “Remember This House” adlı romanına ait notlar, diğer belge ve tanıklıkları bir araya getirerek derledi. Peck’in 2016 yılında aynı adla sinemaya da uyarladığı “Ben Senin Zencin Değilim”de, Baldwin’in birçoğu kendi hayatından anlarla yıllardır değişmeyen Amerika’daki ‘zenci’nin hikayesi anlatıldı...…

Kitap şu cümleler bitiyor:

“Tarih geçmiş değildir. Şimdidir… Tarihimizi yanımızda taşırız. Biziz kendi tarihimiz. Böyle değilmiş gibi davranırsak düpedüz suçluyuz. Buna tanıklık ediyorum… Dünya beyaz değil… Asla beyaz olmadı, beyaz olamaz. Beyaz bir iktidar metaforudur ve bu da basitçe tanımlamanın bir şeklidir Chase Manhattan Bankası’nı...”

James Baldwin

Bu ülkenin ‘zencileri’…


Erdoğan ve arkadaşlarının anlamadığı da işte bu:

Sizler bu ülkede ‘zenci’ muamelesi görmediniz!

Hep iktidardaydınız!

Sadece 20 yıl değil, 1950’den bu yana!

Bu ülkenin ‘zencileri’ diğer ülkelerde olduğu gibi, kapitalizmle kuşatılanlar, emekçiler, aydınlar, gazeteciler…1968’de ‘Tam Bağımız Türkiye’ diye yola çıkanlar… Gerçek Kemalistler...

Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Murat Ağırel...

Ya da SÖZCÜ Gazetesi… Cumhuriyet...

SON NOT: Usta gazeteci-yazar merhum Doğan Yurdakul’un ‘Manşetleri Yıkın’ adlı romanında eski istihbaratçı Salih Tufan, gazeteci Metin’e şöyle der:

“Ben beni bildiğimden beri gelmiş geçmiş bütün iktidarlar kendilerine tamamen bağlı bir istihbarat örgütü (ya da medya) yaratmak ister. Amaçları rakiplerinin nefes alışını bile bilmektir. Tabii istihbaratçılar da bunu bilir, kendini sağlama almak için sadece iktidarın karşıtları hakkında değil, iktidar içinden de bilgi toplar. Kısaca, bir canavar yaratan iktidar, o canavarın elinde oyuncak olur...”