Cemal Süreya insanları ikiye ayırmıştı. Şemsiyesi olanlar. Şemsiyesizler.  Şemsiyelileri arkası, kayıranı, kollayanı olan torpilliler diye yazıyordu.  Şemsiyesizler ise tek başına, arkasızlar. Bugün dünya  “şemsiyesi olanlar ve şemsiyesizler” diye ayrıştı.
Türkiye şemsiyesiz bırakıldı.
Başına sürekli taş yağdırılıyor.
ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya, Suriye’de yeni bir anayasa yazmanın altyapısını bitirmek üzereler.
Türkiye’ye dayatıyorlar:
Kürtlere vatan ver.
Kıbrıs’ı da bize ver.
Dün gazetelerin birinci sayfalarında, okuduğunu anlayabilenler için 2 haber manşetlere konulmuştu.
BİRİNCİ HABER:
KALAŞNİKOF YAĞIYOR.
12 bin kalaşnikof.
6 bin makineli tüfek.
3500 ağır makineli silah.
3000 Amerikan AT-4 Tankı.
Çok sayıda  Hummer.
Çok sayıda 4X4 askeri cip.
Çok sayıda vinçler.
Teslimat hızla sürüyor.
Irak sınırını geçerek YPG kontrolündeki Haseke’ye giren 100 TIR’la birlikte ABD’nin PKK’nın uzantısı olan YPG’ye gönderdiği askeri malzeme 900 TIR’ı geçti.

*  *  *

İKİNCİ HABER:
SİNSİ AMBARGO KOYUYOR.
Plastik sanayi hammaddeleri.
Kimya sanayi ana girdileri.
Tekstil sanayi ileri ürünleri.
Otomotiv sanayi ithal parçaları.
Savunma sanayi ana ürünleri.
Elektronik sanayi hassas parçaları.
Avrupa Birliği (AB)  ülkeleri, Türkiye’ye siyasi baskıyı sinsi bir ekonomik ambargoya dönüştürdü. Son bir ayda yukardaki listede yer alan ve Türkiye’nin en kritik sanayi sektörlerince Avrupa Birliği’nden yapılan  “işlenmiş hammadde ve yarı mamul ithalatı” durma noktasına geldi. Gümrük Birliği Anlaşması’nın revizyonunu  bahane yaptılar. Türkiye’ye işlenmiş hammadde ambargosunun liderliğini Almanya üstlendi.
Bu 2 habere ek bilgi:
Türkiye 2016 yılında 198.6 milyar dolar ithalat yaptı. Bunun 99.4 milyar dolarını Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden aldı. Aynı yıl Türkiye 142. 5 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Bunun 78. 1 milyar dolarını AB ülkelerine sattı.  Yani ülkemizin ithalatının yüzde 50 payı ile ihracatının yüzde 55 payı AB ülkelerinden oldu.

*  *  *

Bir yandan ABD,  Ortadoğu’da haritalar yeniden yapılırken Suriye’de bir özerk, bağımsız, otonom Kürt bölgesi yaratmayı hedefledi. Diğer yandan Almanya’nın liderlik ettiği AB, Türkiye sanayini can evinden vuracak ambargolar koyuyor.
Türkiye Batı’dan itiliyor.
Doğu‘da ise Rusya ve Çin var.
Rusya da Çin de aslında Batı.
Türkiye şemsiyesiz kaldı.
Tek başına, arkasız, zorda.
Ülkeyi izledikleri politika ile bu zor duruma düşüren iktidar partisi kurucu kadroları, “para... para... para...”  tekrarı içine sıkışıp kaldılar.  Batı’yı dış borçları ve yüksek cari açığı kapatmak için sürekli yeni para bulunacak merkez kabul etmeye devam ediyorlar.
Para gönderirse:
ABD stratejik ortak.
Almanya dost.
Fransa kan kardeş.
İngiltere yeni müttefik.
Rusya bizi en iyi anlayan.
Diye ilan ediliyor.
Oysa  ABD, Almanya, İngiltere, Fransa, Rusya “yardım sandığı” değil, emperyalist ülkeler.
Türkiye’yi taşlıyorlar:
Kürtlere vatan ver.
Kıbrıs’ı da bize ver.
Biz de sana borç verelim.
Türkiye’yi bugün bu noktaya getirenler ise makamları devamlı olsun diye şeriat düzeni kurmaya hevesli fakat Batı’nın parasına muhtaç şemsiyesiz kaldılar. Almanya’dan sürekli yeni borç dilenirken ve Alman şirketleri Türkiye’yi bırakıp Macaristan’a kaçacak diye ödleri koparken kendilerine Mercedes Maybach makam otomobili almaya devam ediyorlar. Para, Vatan, Makam, Mercedes arasına sıkıştılar.