Kaplan’ın 2 kez müebbet hapsi istendi. Sanıklar arasında Ankara AKP eski İl Başkan Yardımcısı Barış Kurt’un olması dikkat çekti. En önemli suçlama, “Bir aşiret mensubunun kan bedeli karşılığı öldürtülmesi, öldürenin de infaz edilerek intihar süsü verilmesi” oldu.

Kaplan yurt dışına kaçmak isterken havalimanında işte böyle yakalanmıştı...

Onu çoğumuz, Esenboğa Havalimanı polis noktasında aracından indirilip ani bir darbeyle yere yatırılışıyla tanıdık. Bu kişi, Ankara’da birçok eğlence mekanını işleten resmi olmasa da “Ayhan” adını da kullanan Bora Kaplan’dı. O gün Almanya’ya gidecekti. Polise göre “Kaçıyor”, Bora Kaplan’a göre, “Yurtdışında yatırım” için gidiyordu. Ayakkabılarının içinde 50 bin Euro bulunuyordu. Önceki İçişleri Bakanı döneminde himaye gördüğü söylenen, adeta “Dokunulmaz” olduğu iddia edilen Kaplan’a bakan değişikliği yaramamıştı. Adı cinayetlere, yaralamalara, alıkoymalara varıncaya kadar birçok suça karıştığı öne sürülen Kaplan ile birlikte 61 adamı hakkında hazırlanan iddianame, Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

299 sayfalık iddianamede telefon dinleme kayıtları var ama o konuşmanın kimler tarafından yapıldığı belirtilmiyor. Sanıklar arasında “Büyük abi” denilen Bora Kaplan, ifadesinde hakkındaki suçlamaların hiçbirisini kabul etmemişti. Ancak, iddianamede iki cinayet olduğu belirtiliyor. AKP eski Ankara İl Başkan Yardımcısı Barış Kurt’ta 61 sanık arasında yer aldı.

Ayhan Bora Kaplan

AKP’Lİ DARPLA SUÇLANIYOR

Harita Mühendisi olan Barış Kurt, Erkan Doğan’ı darp ve tehdit ettirmekle suçlanıyor. Kaplan’ın adamları tarafından dövülen, alıkonulan Doğan’ın dişleri çekilmişti. Barış Kurt ise ifadesinde kimseyi tehdit etmediğini, kendisine yönelik tehdit de olmadığını, Erkan Doğan’ın iddiasının gerçekle ilgisinin bulunmadığını öne sürdü. Kurt, kendisini “Kader kurbanı” olarak niteledi.

İddianameye göre, organize suç çetesine yönelik suçlamalar arasında iki kişinin öldürülmesi de yer alıyor. Batmanlı aşiret mensubu Mahfuz Tatar da öldürülenler arasındaydı. Bu olay iddianamede şöyle anlatıldı: “Mahfuz Tatar, Ayhan Bora Kaplan’ın azmettirmesi ile Muhammet Kaplan ve Semih Arslan tarafından öldürüldü. Ancak daha sonra Arslan da, öldürülerek intihar süsü verildi.”

Ayhan Bora Kaplan suç örgütüyle ilgili iki gizli tanık var. Bunların yaptığı açıklamalar arasında Semih Aslan’ın öldürülüşü şöyle anlatılıyor: “Ayhan Bora Kaplan, öldürülen Mahfuz Tatar’ın yakınları ile görüştü. Burada, Bora Kaplan ‘Ben  sizlerle Şırnak’ta savaşamam ama Ankara’da savaşırım’ dedi. Sonra bir miktar para ve bir can karşılığında anlaştılar. Can olarak Semih Arslan isimli şahısın öldürüldüğünü duydum.”

AYAKKABI İÇİNDE 50 BİN EURO

Bora Kaplan, yakalandığında valizinde ayakkabının içinde 50 bin Euro bulunmuştu. Bununla, Fransa’da lokanta açmayı planladığını ifadesinde öne sürdü. Kaplan, ifadesinde kendisine böyle bir soru yöneltilmemesine rağmen bir Emniyet Müdürü’nün adını verip kendisinden 250 bin dolar rüşvet istendiğini, başka bir emniyet mensubunun haftada 30 bin lira kendisine ödenmesini talep ettiğini kaydetti.

Erkan Doğan’ın kendisine dönük suçlamaları hakkında Bora Kaplan şunları söyledi: “Erkan Doğan’ın hakkımda öne sürdüğü suçlamaları kabul etmiyorum. 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sürecinde  girişimin bastırılması için aktif rol almam nedeniyle yapıldığını düşünüyorum. Bu paraları da yurtdışında casinolarda kazandım.”

GİZLİ TANIKTAN ÇARPICI İFADE

Soruşturma kapsamında ifadesi alınan bir “M7U3H9F8C4” kod adlı gizli tanık, Bora Kaplan’ın uyuşturucu ticaretinden büyük paralar kazandığını öne sürdü ve açıklamasını şöyle sürdürdü:

“2013 ve 2014 yıllarında Filistin Caddesinde bulunan Makyaj ünvanlı eğlence mekanını açarak eğlence sektörüne girdi. Kısa bir süre sonra da Albüm ünvanlı iş yerini açtı. Bu arada mekanların güvenliğini sağlamak amacıyla silahlı kadrolaşmaya gitti. Bora Kaplan suç örgütünün kurucusu ve lideridir. Bu şahıs uyuşturucu, kumar, eğlence mekanlarından kazandığı paraları tefecilik yoluyla işletir. Üzerine kayıtlı malvarlığı yoktur.”

Aynı gizli tanık örgütün ikinci adamı konumunda olduğunu öne sürdüğü Fethi Koyuncu’nun örgütün eğlence mekanlarından sorumlu olduğunu, mekanların dış güvenliğini sağladığını, 40-50 civarında silahlı adamı bulunduğunu anlattı.

Kırıkkale Barosu’na üye avukat Mahmut Gökhan Çanga da, dosyanın bir diğer sanığı konumunda. İddianameye göre Av. Çanga, Mahfuz Tatar’ı öldüren Muhammet Kaplan ve Semih Arslan’ı evinde saklamakla suçlanıyor.

Telefon tape kayıtları da incelendi. Tapelerde kimin kiminle konuştuğu belirtilmedi. Tape kayıtlarında suç örgütünün hiyerarşik yapısı şöyle anlatıldı: “Suç örgütünde hiyerarşik bir yapı var. Örgütünün en tepesinde yönetici olarak Bora Kaplan bulunuyor. Bora Kaplan’a suç örgütü yöneticileri ve üyeleri “Abi” lakabını kullanıyor. Bununla birlikte bir takım konuşmalarda karışıklık olmaması için Bora Kaplan için ‘Büyük abi’, suç örgütü üyeleri için ‘Küçük abi’ deniliyor. ‘Mevzu’ kelimesi ile suç örgütünün gerçekleştirmeyi planladığı suçlar kastediliyor. ‘Bebe’ tabiri suç örgütü üyeleri için kullanılıyor. ‘Araba’ kelimesi silah anlamında, ‘Dolu olma’ suç örgütü üyelerinin silahlı olup olmadığı bakımından kullanılıyor. Suç örgütü yönetici ve üyelerinin belli periyotlar ile suç örgütünün işleyişinin sağlanması amacıyla toplanıyor. Toplantılar gizli yapılıyor. Suç örgütü üyeleri tarafından kendilerine verilen talimatlar sorgusuz kabul ediliyor. Bora Kaplan’ın, suç örgütü üyeleri nezdinde otorite ve korkutuculuğu var. Örgüt içerisinde emir -talimat ilişkisine dayalı hiyerarşi çok kuvvetli bir şekilde işletiliyor.”

Hiyerarşik bağın iddianamede kanıtlandığı belirtildi, bu bağlamda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nda ifade veren gizli tanık “Ü5W1G8K6L3” ve “M7U3H9F8C4” ifadelerinde silahlı suç örgütü içerisinde hiyerarşinin bulunduğuna ilişkin bilgiler aktardı.

SİYASİ VE YARGISAL AYAĞI

Gizli tanık M7U3H9F8C4’ün Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nda alınan ifadesinde Erkan Doğan’ın dövülmesi, alıkonulması olayında, Adnan Kaplan’ın örgütün siyasi ve yargısal bağlantılarını yürütüp Bora Kaplan’ın serbest kalmasını sağladığını iddia etti.

İddianamede telefon konuşmaları, bazı mekanlara çökülmesi olaylarında yaşananlar, örgüt bağlantıları, iş yerlerine el konulması, zorla çek imzalatılması “kafaya tabanca dayamalar” gibi onlarca olay anlatılıyor. İddianamenin son sayfasında, Bora Kaplan’ın kazançları bilirkişi tarafından incelendiği belirtildi ve bu konuda yapılan işlem şöyle anlatıldı:

“Bilirkişi raporuyla suçlardan elde edilen gelir olduğu tespit edilen 4 milyon 520 bin lira kazancın müsaderesine karar verilmesi kamu adına iddia ve talep olunur.”

Cumhuriyet Savcısı Mustafa Kaya, Bora Kaplan için ikişer kez müebbet ile 169 yıl 6 ay hapis cezası istedi. 61 sanıklı dava Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Bu dava çok konuşulacak. Çünkü, işin içinde eski bir bakanın akrabası, bazı kamu görevlilerinin de adının geçme olasılığının yüksek olduğu belirtiliyor.