Bugün yazının başlığı; La Fontaine’in hayvanları konuşturarak insanlara seslenen hikayelerindeki girişe benzedi. La Fontaine yaşasaydı ve Türkiye’de gazete yazarı olsaydı; “Kaz adımlı Kurt, Topal Ördeği Misafir etti” başlığını atardı.

Kaz Adım!

Tarttı.

Ölçtü biçti.

“Bu halk benim kaz adımlarıma uyum yapamadı, beni terk etti” sonucunu çıkardı.

★★★

Kaz Adım, eski gücüne yeniden kavuşmak umuduyla halkın sevebileceği yeni bir hikaye yazmayı düşündü. Topal ördeği kendine “hayat öpücüğü” versin diye misafirliğe çağırdı; “gel seninle beraber yürüyelim, tüm canlılar ikimizi kol kola yürürken görsün” dedi. Topal ördek de “benim bir ayağımı sen hukuksuz, kanunsuz sekiz yerinden kırdın aksıyor, senin yürüyüş tempona ben nasıl ayak uydurayım, öfke yumağına dönmüş şu canlılar ortamında ben yuhalanmadan, taş ve tükürük yağmuruna tutulmadan seninle nasıl yürüyeyim” diye sordu.

★★★

Kaz adım; “ben kaz adımlarımı yumuşatayım, sen topal adımlarını hızlandır uyum sağlarız, bizi izleyen canlılar da umutlanır, sevinir” dedi.

Kaz Adım ile!

Topal Ördek!

El sıkıştılar.

Topal Ördek, misafir olmasına rağmen sanki ev sahibi oymuş gibi saydı, sıraladı, Kaz Adım, yeni hikayesi beğenilsin umuduyla söylenenleri tek tek not aldı.

★★★

Bir yandan defterine not alıyor, öbür yandan geçmişi düşünüyordu. O karşısında şimdi konuşmakta olanı “topal ördek yapıp” tek tek vurarak topluca avlayacağını düşünmüştü. Ormandaki canlılara da; “bunlar topal ördek, arkasından gitmeyin, hizmet istiyorsanız benim işaret etiğim bastığı yerden petrol fışkırtan kaz adımlı adaylarımı seçin” demişti.

Tutturamadı.

Topal ördekler!

Tek ayakla direndiler. Son seçimde 420 belediye kazandılar.

★★★

Şimdi ülkenin dikkat kesildiği bu misafirlik ortamında Topal Ördek, bir yandan laf olsun torba dolsun misali sayıp sıralarken bir yandan da geçmiş 22 yılda Kaz Adımın yaptıklarını hatırlıyordu.

Ne demişti?

“3 Y” ile başlamıştı. Yolsuzluk. Yoksulluk. Yasaklar. Kalkacaktı. Demokrasi, özgürlük, eşitlik, yüksek ahlak gelecekti.

Gelmedi.

Daha kötü oldu.

★★★

Topal Ördek, bir elinde Vera’nın bebeklik fotoğrafını gösterip; “3 Y kalkmadığı gibi Y’lerin sayısı arttı: Yüksek işsizlik. Yüksek borçlanma. Yüksek enflasyon. Yüksek devalüasyon. Yüksek israflar. Yüksek hukuk cellatlığı. Yüksek partizanlık. Yüksek yandaş kayırma. Yüksek yalan söyleme. 9 Y daha eklediniz. “3 Y ile geldiniz 12 Y’li Düzen kurdunuz” adaletin, fırsat eşitliğinin, ahlakın, dürüstlüğün olmadığı bir lekeli ortam yarattınız” demek istedi.

Diyemedi.

Yutkundu.

Bir yudum su içti.

★★★

Topal Ördek 1 saatten fazla konuştu, son cümlelerinde; “Bize halk şu görevi verdi. Yönetimi devraldığınız belediyelerde Kaz Adımlıların yandaşlara, tarikatlara, cemaatlere, hısım akraba vakıflarına, parti yakınlarına belediye kaynağını aktarmak için döşenmiş hortumları tespit et, bul, belgele, çıkar. Kim yemiş? Kiminle yemiş? Kim, hangi hukuksuz yöntemle yemlenmiş? Vatandaşa duyur. Savcıları göreve çağır, hırsızlığı adaletin önüne belgeleriyle getir. Böylelikle kendi yönetimin için de bir model bulmuş olduğunu bize göster” diye sıralamak istedi.

Ortam buz kesti.

★★★

 Kaz Adım dinledi; “Boş koltuğa takılma... Ben de size misafir olacağım, daha etraflıca konuşuruz” dedi.

Topal Ördek:

“Bizim için ve ülkemiz için en büyük tehlike size benzemektir. CHP’yi AKP’ye benzetirsek halk bize niçin oy versin” diye eklemek istedi. Kabalık olur, misafirliğe yakışmaz diye düşündü, vazgeçti.

Yumuşama başladı!

Allah’tan korkmuyorsan Papa’dan utan!

2014 yılında Papa Fransuva, Roma’dan kalkıp Türkiye’ye resmi bir ziyaret yapmaya gelmişti. İstanbul’da Fener Rum Patriği’ne alnını öptürdü. Ayasofya Camii’ni gezdi. Ankara’ya gitti. Cumhurbaşkanlığı sarayında; “Kutsiyetpenahları Papa Fransuva” hitabıyla karşılandı. Papa, Türkiye’ye geldiğinde bizimkilere; “Beni ağırlarken yatmam için çok lüks otel, binmem için çok lüks otomobil istemiyorum. Allah’ın gücüne gider” demişti ve bu isteği üzerine ona Türkiye’deki fabrikalarda üretilmiş ikinci el ucuzundan Renault Symbol bir otomobil tahsis edilmişti. Bizim Diyanet İşleri Başkanı ise 2014 yılından beri makam aracı lüks pahalı ithal otomobilden iniyor, daha lüks ve daha pahalı ithal otomobile biniyor. En son Mekke’de de GMC marka SUV tipi bir makam aracı olduğu ortaya çıktı. Mekke’ye gittikçe buna biniyormuş. Aklımdan; “Allahtan korkmuyorsan Papa’dan utan” diye yazmak geçti.