Fatih Sultan Mehmet Mahallesi’ni biliyor musunuz?
Eski adı “Armutlu” olan bu mahalle, İstanbul’un en güzel yerinde, Boğaziçi’ne tepeden bakan, muhteşem manzaralı bir yerdir... Bir cennet!
Ancak bir de kusuru var!
Oradaki binlerce evin (daha doğrusu gecekondunun) tamamı kaçak yapıdır... Bugüne kadar yasal bir çözüm getirilememiştir.
Yıllarca önce Anadolu‘dan İstanbul‘a göç eden insanlar, Boğaz‘a nazır o araziyi boş bulunca gecekondularını yapmaya başladılar ve devletten herhangi bir tepki görmeyince Anadolu‘dan akrabalarını çağırdılar, onlara da gecekondu yaptılar.
Bu kaçak yapılaşmaya devlet de yardım etti, oraya asfalt yol yaptı, otobüs seferleri koydu, elektrik, su, telefon götürdü.

* * *

Şimdi aynı devlet, orayı yıkmak istiyor.
Peki, yık da, bu insanlar ne yapacak?
Vaktiyle onlara niye göz yumdun? Niye elektrik, su, telefon, otobüs götürdün?
Şimdi, ortada büyük bir rant, müthiş bir parasal kâr var! Bu rantın bir milyar dolardan fazla olduğu hesaplanıyor. Anlaşılan, AKP iktidarı, gözünü buna dikti! Müteahhitlerin ağzının suyu
akıyor!
Armutlu‘nun sakinleri “Kentsel dönüşüm” bahanesine isyan ediyor ve:
“Eski yıllarda devlet görmezlikten geliyor, çeteler burada parselleyip parselleyip arsa satıyordu. Biz para verip aldık bu arazileri... Şimdi kentsel dönüşüm diye devlet bizi buradan atmak istiyor. Biz ölürüz de çıkmayız evlerimizden...” diyor.

* * *

Sarıyer‘in “halkçı” Belediye Başkanı CHP’li Şükrü Genç de onlara destek oluyor:
“Bir yerde kentsel dönüşüm yapılacaksa, oradaki vatandaşlara samimi bir şekilde bu durumun anlatılması, tartışılması, insanların görüşlerinin alınması gerekir.
Oldu-bittiye getirilerek insanlara dayatma yapılması doğru değil.
Burada büyük bir rant var. Bu rant bir milyar dolar civarında... Bunun mutlaka oradaki vatandaşlarımıza âdil bir şekilde pay edilmesi lâzım. Biz, Sarıyer’in hiçbir yerinden, Derbent’ten, Armutlu’dan, Tarabya’dan insanlarımızın göçe zorlanmasını kabul etmiyoruz.
Halkın yararına olmayan ve onları mağdur edecek hiçbir kararı desteklemiyoruz. Bu konuda, vatandaşlarımızla birlikte, sonuna kadar direneceğiz.” diyor.
Şükrü Genç, halkın belediye başkanı olarak onları savunmakta haklı...

* * *

“Kentsel dönüşüm” tamam da devlet, vatandaşı mağdur etmeden nasıl yapacak dönüşümü?
On binlerce kişiyi sokağa atarak perişan mı edecek?
Devlet gücü kullanılarak sosyal bir facia mı yaratacak?
Beş yıldızlı lüks oteller yapılacak kadar güzel bir bölge olan o mahalle, hem çarpık yapılaşmanın, hem de iktidarın rant hırsının kurbanı oluyor, AKP‘li müteahhitler, aç bir iştahla Armutlu‘yu paylaşmayı bekliyor!

Şile’de AKP’yi devirecek adam!

SÖZCÜ‘de, bir süre önce şöyle bir haber vardı:
“Şile’ye Efsane Başkan adayı,
Şecaettin Güney, İstanbul’un Şile İlçesi Belediye Başkanlığı için adaylığını açıkladı.
Şile‘ye 3 dönem Belediye Başkanlığı yapan Şecaettin Güney, önümüzdeki dönemde başkanlık için CHP‘den aday adayı oldu.
Şile’de daha önce gerçekleştirdiği projeler nedeniyle ‘Efsane Başkan’ olarak tanınan Güney, ilçenin mevcut AKP zihniyetinden kurtarılması gerektiğini söyledi.”
Haber böyleydi... Okuyunca “Doğrudur” dedim.
İstanbul’un en güzel ilçelerinden biri olan Şile, AKP zihniyetinden kurtulup, eskisi gibi çağdaş, uygar bir kimliğe bürünmelidir. Şecaettin Güney bunu gerçekleştirecek niteliklere sahip, deneyimli bir siyaset adamıdır.
25 yaşında göreve geldiğinde Türkiye’nin En Genç Belediye Başkanı unvanını kazanan Ekonomist Secaettin Güney, bugün Şile‘de AKP‘yi yenecek tek aday gibi görülüyor. Tabii kendisine o fırsat verilirse...

Te­bes­süm

Polis ya da bekçi var mı?
Gece... Karanlık sokakta biri genç, diğeri yaşlı iki kişi karşılaşıyor:
“Affedersiniz beyefendi, çevrede bekçi ya da polise rastladınız mı?”
“Hayır evlâdım! Etrafta polis de yok, bekçi de...”
“Öyleyse lütfen para cüzdanınızla, kolunuzdaki Rolex saatinizi bana teslim edin!”

Gü­nün Sö­zü

Körlerin ülkesinde, tek gözlüler kraldır!