Küba’ya gitti, orada da 3 çocuk istedi...
Yolda gördüğü kadına üç parmağını göstererek, “Üç” dedi...
Yanındakiler tercüme etti:
“Sayın Cumhurbaşkanımız üç çocuk istiyor”
Kadın şaşırdı:
“Benden mi?”
Bunlarla oyalansın artık...
Çünkü giderek yalnızlaşıyor...
Etrafındakiler birer birer, ayaklarının ucuna basa basa, usul usul uzaklaşıyor!..

* * *

Turgut Özal da Çankaya’ya çıktığında böyle olmuştu...
En güvendiği, sözünden hiç çıkmayan bir “emanetçi” bulmuştu...
Ya da öyle zannetti...
Yıldırım Akbulut’u Başbakan yaptı...
Onun hakkında neler yazılmamış, neler söylenmemişti!..

* * *

Başbakan olduktan sonra gazeteciler güya Körfez krizini kastederek “Golf krizi hakkında ne düşünüyorsunuz?” diye sormuştu da...
“Golf turizmi hakikaten çok önemli, ilgileneceğiz” demişti...
Ama Yıldırım Akbulut bile sonunda abisi Turgut Özal’a restini çekmiş, kendi bildiğini okumaya başlamıştı...
Ve Rahmetli, Mesut Yılmaz’ın ANAP Genel Başkanı olmasıyla da Çankaya’da tek başına kalıvermişti...

* * *

Tayyip, toplu açılışlar, dernek genel kurulları bahanesiyle çıkıp konuşuyor, bağırıp çağırma tutkusunu tatmin ediyor, sonra kaçak sarayın yüksek tavanlı soğuk ve sevimsiz, boş salonlarına dönüyor...
Onu ilk terk eden sır küpü Hakan Fidan oldu...
“Ayrılmasına olumlu bakmıyorum, bunu Başbakan’a da söyledim” dedi...
Sadrazam Ahmet ise, “Görüşüm değişmedi” diye kestirip attı...
Eğer hâlâ tiyatro yapmıyorlarsa, Ahmet’ten ilk dirseği yedi!..

* * *

Yalnızlaşıyor...
Sadrazam Muavini Bülent Arınç, eğer Tayyip başbakan olarak kalmış olsaydı, “Halkın yüzde 50’si bizden nefret ediyor” diyebilir miydi?..
“Bağırarak, sert dille siyaset yapmayı” eleştirebilir miydi?..

* * *

Yalnızlaşıyor...
Ali Babacan, Tayyip’in hırsla saldırdığı Merkez Bankası’nın Başkanı’nı korumaya aldı...
Tayyip eğer AKP Genel Başkanı ve Başbakan olarak kalsaydı, Merkez Bankası Başkanı’na bunca bağırıp çağırmasına karşın AKP Sözcüsü Beşir Atalay, “Merkez Başkanı’nın çok iyi yolda olduğunu, ona güveninin tam olduğunu” söyleyebilir miydi?..

* * *

Yalnızlaşıyor...
Tayyip, yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla suçlanan 4 eski bakanı kollarken, eski yol arkadaşı AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin “Bir bakan 700 bin liralık kol saati takar mı?” diye ateş püskürdü...
Tayyip o yüzden büyük bir tutkuyla Başkanlık istiyor...
Başkan olacak, partiyi de, yürütmeyi de o idare edecek, Meclis’te AKP grubu üzerinde vesayet kuracak...

* * *

Ama bakınız...
Daha şimdiden bir-iki istisna dışında onun höt zötüne aldırış eden kalmadı...
Tek Adamlık elden gidiyor...
Kala kala Küba’daki kadından üç çocuk istemek kaldı...
Ona çok bile, ama varsın oyalansın!..

Danıştay’dan ders!..

Akılları fikirleri Atatürk ilke ve devrimlerini nasıl unuttururuzda olduğu için, Eğitim Bakanlığı’nın parlak zekaları, okullardaki “Atatürk Köşesi” bulundurma zorunluluğunu kaldırmıştı... Eğitim-İş bunun üzerine dava açmış, mahkeme yürütmeyi durdurma kararı almıştı... Bakanlığın itirazı üzerine Danıştay 8. Dairesi davayı görüştü ve nihai kararında, “Milli Eğitim sisteminin temel amacının Türk Devleti’ni ve Milleti’ni ebediyete kadar yaşatacak, çağdaş uygarlığın ve medeniyetin ortağı ve öncüsü yapacak, Türk Milleti’nin bütün fertlerinin Atatürk inkılap ve ilkelerine bağlı olarak yetiştirmesi olduğunu” vurguladı... Acaba bu tokat bakanlığı kendine getirir mi?!.