Meclis’te görüşülmekte olan “İç Güvenlik Paketi”ne neden karşıyız?
AKP bu tasarıya “Özgürlükleri koruma paketi” diyor. Tam bir hikâye tabii ki...
“Özgürlükleri kısıtlama” ya da “AKP iktidarını halktan koruma paketi” deseler daha doğru olur!
Tasarının tamamını bu dar sütunda anlatmak mümkün değil... Kısaca özetlersek, AKP‘nin neler yapmak istediği hakkında bir fikir verebiliriz.

* * *

1) Yasa, polise, sınırları çok geniş yetkiler veriyor. Arama yetkisi, hâkim kararı olmadan ölçü aranmaksızın genişletiliyor. Polis arama sırasında isterse don bile çıkarttırabilecek! Gözaltına almak ve silah kullanmak kolaylaşıyor. Başka bir ifadeyle polise adam öldürme yetkisi tanınıyor!
(Polisin halen öyle yetkisi olmadığı halde nasıl silah kullandığı ve kaç kişiyi öldürdüğünü düşünürseniz, durumun vahameti daha net ortaya çıkar)
2) Polis, pankart taşıyan ve slogan atan kişileri, kelepçeleyip yaka paça götürecek. Bu yetmemiş gibi hâkim karşısında çıkarmadan dört gün nezarette tutabilecek!
3) Jandarma teşkilatı, Genelkurmay’dan koparılıp, polis teşkilatı gibi, hükümetin emrine sokuluyor.
4) Valilere iktidarın emriyle antidemokratik yasaklar koyma yetkisi tanınıyor.
5) Hâkim ve savcılar baypas edilerek hukuk düzeni ortadan kaldırılıyor.
6) “Önleyici dinleme” adı altında (hâkim kararı olmadan) dinlemeler genişletiliyor. Dinleme başladıktan sonra yargıya başvurulup, 48 saat sonra dinleme kararı alınabilecek.
7) Tüm bunların amacı 7 Haziran seçimlerinin arifesinde iktidar aleyhine yürüyüşler yapılmasını, pankartlar taşınmasını önlenmek!

* * *

Çıkarılmak istenen antidemokratik yasa, derin bir korkunun ifadesidir.
AKP gücünü kaybetmekte olduğunun farkındadır ve yıkılışını geciktirmek istemektedir.
Bu nedenle, “İç Güvenlik” bahanesiyle böyle demokrasi dışı bir yasa tasarısına sarılmış bulunuyor.
Ancak, bilinen atasözüdür: “Korkunun ecele faydası olmaz!”
Bu ucube tasarı, Meclis‘te çoğunlukta olan AKP milletvekillerinin oylarıyla çıkacak, ancak, uygulaması pek kolay olmayacaktır.
Millet “direnme hakkını” kullanıp, meydanlara çıkarak bu yasaya karşı koyabilir.
Gözü dönmüş siyasiler işte böyle bir riski göze alıyor!

“Öcüler hukuku!”

Yukarıda “İç Güvenlik Paketi” denilen yasa tasarısına neden karşı olduğumuzu özetle anlattım.
Peki, AKP iktidarının bu ucube tasarısı, hukukçu gözüyle nasıl?
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Sözüer, bu yasa ile polise verilecek yetkilerin çok sayıda keyfi uygulamalara sebep olacağını söyleyerek şöyle diyor:

* * *

“Şu anda da polisin durdurma ve üst arama yetkisi var. Fakat, ‘kişiyi çırılçıplak soyup arayacağım’ dediğinizde karar lâzım. İç Güvenlik Paketi’ndeki arama maddesiyle, kolluk amirinin sözlü talimatı ile kişinin donunu bile çıkarttırarak arama yapılabilecek!
Arama, gözaltı, silah kullanma yetkisi konusunda ciddi sorunları olan polis teşkilatına, yargısal denetimden tamamen uzak bir biçimde bu yetkilerin verilmesi çok sayıda keyfi uygulamaya neden olacak mahiyette...
Vatandaş geçmişteki gibi, ‘seni öcüler yiyecek’ diye korkutulup, hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasına razı edilmek isteniyor. Bu yetkilerin herhangi bir hukuki denetimi ve güvencesi de yok!
Hak ihlâl edildikten sonra polisi şikâyet etmenin, dava açarak hak aramanın hiçbir etkisinin olmadığı da herkesin malûmudur.
Maalesef ‘öcüler hukuku’na doğru adım atıyoruz!”

Te­bes­süm

“Başıma bu da mı gelecekti?”
Evin hanımı odasına kapanmış, hıçkıra hıçkıra ağlıyor... İki gözü, iki çeşme...
Genç ve güzel hizmetçi kız odaya girerek onu teselli etmek ihtiyacı duyuyor:
“Ne oldu hanımcığım? Neden böyle ağlıyorsunuz?”
“Ah sorma... Çok dertliyim Ayşe’ciğim, çok dertli! Başıma bu da mı gelecekti?”
“Sizi üzen nedir? Kötü bir haber mi aldınız?”
Kadın hıçkırarak cevap verir:
“İmzasız bir mektup aldım. Kocam beni sekreteri Nermin ile aldatıyormuş...”
Hizmetçi kızın birden rengi değişir, kıpkırmızı kesilerek haykırır:
“Neee? İnanmam vallahi! Bunu beni kıskandırmak için söylüyorsunuz!”

Gü­nün Sö­zü

Anlayışsız insanlara bir şeyler anlatmak, ayıya keman çalmaya benzer.