ATV resmen ülkenin en meşhur hükümlülerinden birini, Deniz Seki’yi reyting adına kullandı.
Ve gördük ki bunun için kolayca izinler alındı; tüm kapılar açıldı ardına kadar.
Seki’nin rol aldığı diziyi izlemiyorum. Ama göründüğü sahneyi izledim.
Üzüldüm. İçim paralandı. Belli ki vicdanımızla oynamak istiyorlar reyting uğruna.
Ne diyeyim... Umarım Deniz eğlenmiştir ve umarım maddi olarak kızın köşeye sıkışmış halini kullanmamış ve hakkını vermişlerdir.


Ne dinleyeceğimize neden RTÜK karar veriyor?


Radyo bizim aile geleneğimizde var.
Yok; ailemizden hiç radyo ses sanatçısı çıkmadı.
Zaten paşa dedem de yoktu benim.
Ama kendimi bildim bileli radyo hep açık oldu evimizde. Radyo tiyatroları, çocuk programları, arkası yarınlar hayatımın önemli parçasıydı.
E tabii her şey değişti. Hâlâ radyo hiç susmuyor otomobilimde ama artık ne yazık ki radyo programcılığı başka bir noktada.
Şimdi sistem çok daha radikal bir değişime doğru gidiyor. Analog radyolar tarihe karışıyor.
Sanıyorum ki DAB denilen Digital Audio Broadcast sistemine geçiyoruz. Sanıyorum diyorum çünkü bu konuda çıkan haberlerde sistemden tam olarak söz edilmiyor.
Bu, CD kalitesinde ve ülkenin her yerinde, aynı frekanslarda alıştığımız ve sevdiğimiz radyoları dinleyebilmemiz, seyahat sırasında, yollarda radyomuzun hiç susmaması anlamına geliyor.
Ama zurna tam da bu noktada sahneye çıkıyor ve o geleneksel ‘zırt’ sesini çıkarıyor.
Bu yeni gelişme, bazı radyo istasyonlarının susması anlamına geliyor. Çünkü frekanslar ülke çapında kullanılmaya başlanacağı için yerel radyolara daha az frekans kalacak.
İddialara göre her kentte sadece iki yerel radyo yayınına devam edebilecekmiş.
1057 istasyon sayısı 100’e inecekmiş!
Ve sıkı durun, bu kanalların hangisi olacağına RTÜK karar verecekmiş!
Neden bir kentte insanların hangi yerel istasyonu dinleyeceğine RTÜK karar versin ki?
Yok mu bunun daha demokratik bir yöntemi?
Çünkü hepimiz adımız gibi biliyoruz ki eğer bu seçimi RTÜK yaparsa muhalif istasyonların hiçbiri dijital sisteme geçemeyecek.
Radyo reytingleri konusunda ise televizyonların aksine çok ilginç bir geriden gelme hali var.
Yani bir yayıncı, ertesi gün bir önceki gün yaptığı yayının reytingini öğrenemiyor.
Yani reytinge göre seçim de çok sağlıklı bir kriter olmayabilir.
İnsanların ne dinleyeceğine RTÜK’ün karar vermesi hiç ama hiç hoşuma gitmiyor.


Yeni havalimanının adını tartışmaya açmak bile saçma


Binali Yıldırım, yeni havalimanı için isim düşünmediklerini, içinde İstanbul kelimesinin olacağını ama Atatürk mü olur bir başka isim mi olur bilemediklerini ve belki konulacak ismin tartışmaya açılabileceğini açıklamış.
Bu konunun tartışılacak nesi var bilmiyorum. Adı üçüncü havalimanı olan ama Atatürk Havalimanı arazisinin büyük bir ihtimalle ellerini ovuşturmaya başlayan müteahhitler tarafından kapışılacağı ve ikinci havalimanı olacak tesisin adı yine Atatürk’ümüzün adını taşımalı.
Bu ülkeye havacılık vizyonu kazandıran Ulu Önderimizin adı ülkenin en önemli havalimanından silinmemeli!