Yasadışı sesli ve görüntülü dinlemeler, izlemelerle elde edilen kayıtların belli merkezlere servis edildiğini, şantaj amaçlı olarak kullanıldığını, savcıların, hakimlerin, bazı kamu görevlilerinin nasıl karar vermesi konusunda etkilemeye çalışıldığını yaşanan onca olaydan sonra herhalde bilmeyenimiz kalmamıştır.
17-25 Aralık soruşturmalarında AKP’li bakanların isimlerinin karıştığı yolsuzluk, rüşvet, karapara olayları, Başbakanın ve bakanların çocuklarının isimlerinin geçtiği soruşturmalardan sonra cemaatle bağlantılı oldukları gerekçesiyle binlerce emniyet mensubu açığa alındı, görev yerleri değiştirildi, kimisi meslekten çıkarıldı. Ardından, hakimler, savcılar tutuklanmaya, meslekten çıkarılmaya başlandı. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) geçen hafta aldığı kararla 49 hakim ve savcı açığa alındı. Acaba çok önemli bulgulara mı ulaşıldı diye merak ediyorsunuz.

“İZ” VE “EMARE” DEDİLER

HSYK Başmüfettişi MİT Müsteşarlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat, Organize Suçlar, Terörle Mücadele Dairesi başkanlıklarına 63 hakim ve savcının isimlerinin bulunduğu listeyi 27 Mayıs 2015 tarihinde gönderdi. Listedeki yargı mensuplarının “paralel yapı”nın ve onlarla bağlantılı olan dernek, vakıf ya da okullarla bağlantıları olup olmadığının bildirilmesini istedi. MİT ve Emniyet ortak çalışma yürüttü. Savcı ve hakimlerin açığa alınmasının gerekçesi şu cümlelerle belirtildi:
A- Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosu’nca yürütülen 2014/75025, 2014/50403 sayılı soruşturmalar kapsamında Fethullah Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) ile irtibatlı olduğu/olabileceği değerlendirilen yargı mensupları ile ilgili ifadeler bulunuyor.
B- Araştırmaya konu yargı mensuplarının, gerek açık kaynaklardan elde edilen bilgilerde ve gerekse değişik illerde yürütülmekte olan FETÖ/PDY örgütüne yönelik soruşturmalarda örgütün “yargı imamı, imam yardımcıları”gibi aralarında yurtdışına kaçmış üst düzey sorumluların da bulunduğu mensuplarıyla irtibatları yapılan analizler neticesinde, tespit edildi.
Yürütülen kapsamlı çalışmalar sonucu, aşağıda isimleri yazılı, talimat kapsamında yer alan yargı mensuplarının PDY kapsamında örgütlü şekilde hareket ettiklerine ve örgütle bağlantılı olduklarına dair iz ve emareler görülmüştür.”

LİSTEDEN ÇIKARILANLAR

Bu soruşturma İstanbul’daki Selam Tevhid Örgütü soruşturması kapsamında yapıldığı öne sürülen usulsüz dinleme kararlarıyla ilgili savcıların talepleri, hakimlerin kararlarıyla ilgiliydi.
Gelelim ilginç olan duruma: Usulsüz olduğu öne sürülen dinleme kararlarını talep eden ve dinleme kararında imzası bulunan toplam 63 yargı mensubunun ismi bulunuyor. HSYK müfettişine gönderilen raporda, 63 isimden 54’nün FTÖ/ PDY yapılanmasında yer aldığı belirtildi. Rapor üzerine müfettiş de, 54 hakim ve savcının, haklarında soruşturma izni verilerek açığa alınmalarını HSYK’dan istedi. Yani müfettiş talebi ve HSYK kararından anlaşılan o ki, araştırılan konu dinlemelerin usulsüz olması değil, hangi isimler tarafından verilmiş olduğuydu.

SORUŞTURMA DIŞINA ÇIKARILANLAR

Çünkü EGM listesinde örgütsel bağ içinde olmadığı belirtilmesine karşın Selam Tevhid dosyasında usulsüz dinleme kararlarına imza attıkları halde, “soruşturma ve açığa alma” kararları dışında tutulan 9 isimden bazıları dikkat çekiciydi. Örneğin, halen İstanbul’daki tüm kritik karalara imza atabilme yetkisi bulunan bir hakim 115, başka bir hakim 276, Bilal Erdoğan’ın da şüphelisi olduğu 25 Aralık dosyasına takipsizlik kararı veren C.Savcısı 5, Balyoz Davası’ndaki yeniden yargılama taleplerini reddeden hakim ise 33 ayrı hukuksuz olduğu öne sürülen dinleme kararına imza atmış. Ancak, 9 isim soruşturma dışında tutuldu. Buna karşın, nöbet gününde bir dinleme kararına imza atan hakim açığa alınıyor, diğerleri ise kapsam dışında tutuluyor.
HSYK 3. Dairesi, 54 hakim ve savcı hakkında soruşturma izni verdikten sonra, müfettişin açığa alma talebini karara bağlaması için dosyayı 2. Daire’ye gönderdi. Bir ayıklama da burada yapıldığı anlaşılıyor. 54 isimden 49’u açığa alınırken, 5 yargı mensubu ise bu kararın dışında tutuldu. Bu isimlerin de dinleme kararlarında imzası bulunmasına karşın hangi kriterlere göre soruşturma kapsamı dışına çıkarıldığına ilişkin ilginç iddialar var.
Resmi belgelere dayanarak bir gerçeği daha ortaya koyalım. Başından beri Selam Tevhid soruşturması kapsamında 7 bin kişinin dinlemeye alındığı yandaş basının konusuydu. Ama HSYK dosyasında bu rakamın 239 kişiyle ilgili olduğu anlaşıldı. Yani bir yalan daha çöktü.
Sonuçta, hakimler, savcılar da adalet arıyor...