9 gün önce çok sayıda polis müdürü yine gözaltına alınmış, cezaevinde bulunanların bir kısmı da aynı soruşturmanın şüphelisi olarak cezaevinden getirilip ifadelerine başvurulmuştu. Gözaltına alınmaları vatandaş H.K.’nin şu dilekçesi üzerine başlatılmıştı:
“17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonları ile ilgili olarak operasyonu yapan emniyet müdürlerinden ve bu operasyonu yöneten, talimat veren cumhuriyet savcılarının tümünden davacı ve şikayetçiyim. Bu kişiler siyasi çalkantılara sebep olan, hukuk dışı bir kesimin isteklerine uygun düşen işlemler yapmışlar ve ülke ekonomisine zarar doğurmuşlardır.”
POLİS MÜDÜRÜNDEN ÇARPICI İDDİA
Hem dönemin Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı’ya, hem de yardımcısı Yasin Topçu’ya kişinin şikayeti üzerine söyleyecekleri soruluyor. Yasin Topçu, “Bu kişiyi tanımıyorum. Bilmediğim kişinin suçlamalarına cevap vermeyi gereksiz görüyorum” diyor. Sorgulamayı, 17 Aralık soruşturmasını daha önce yürüten ve sonuçta takipsizlik kararı veren Cumhuriyet Savcısı Ekrem Aydıner yürütüyordu. Cezaevinden getirilen eski Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı, H.K.’nin şikayeti üzerine Savcı Ekrem Aydıner tarafından sorgulanıyordu. Saygılı, iddia konusunu şöyle cevaplandırdı:
“Öncelikle, şahsınızın 17 Aralık soruşturma evrakına verdiğiniz ‘Kovuşturmaya Yer Olmadığı’na ilişkin kararın, hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle ayrıntılı bir dilekçeyle HSYK’ya başvurarak şahsınız ile ilgili şikayette bulundum. Bu nedenle kişisel bir husumetimizin bulunmamakla birlikte şahsınızı HSYK’ya şikayet eden durumunda olduğumu bildirmek ve hususun da tutanağa geçmesini talep etmek istedim.
Şikayetçi vatandaş H.K.’yi tanımam. H.K. yalnız soruşturmada görev alan emniyet görevlilerini değil, soruşturmayı yürüten savcıları da şikayet etmiş. Siz de soruşturmayı yürüten savcılardan birisisiniz. Dolayısıyla, şayet şikayetçinin dilekçesi nazara alınarak soruşturma yapılacak ise siz de bu soruşturmanın şüphelilerinden birisi olarak yer alacak durumdayken, bizim hakkımızda soruşturma yapmanızı öncelikle hukuka aykırı buluyorum.”
İLK BULUŞMADA BAKANA 1 MİLYON DOLAR
8 Aralık 2015 tarihinde Emniyet’te sorgulanan Yasin Topçu, İçişleri eski Bakanı Muammer Güler ve oğlu Barış, gizliliği ihlal ettikleri ve yanlı işlem yaptıkları iddiasıyla emniyet mensuplarından şikayetçi. Suçlanan isimlerden Yasin Topçu, Emniyet’teki sorgusunda bu iddiayı şu çarpıcı bilgilerle cevaplandırıyor:
“Muammer Güler’i değil, örgüt lideri olduğu değerlendirilen ve dokunulmazlığı bulunmayan Rıza Sarraf ve elemanlarına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında mahkemelerden tamamen usulüne göre alınmış dinleme ve izlemeye yönelik kararlar icra edilirken. İçişleri Bakanı Muammer Güler, Sarraf’a trafikte emniyet şeridi ayrıcalığı tanıdı, koruma polisi tahsis ettirdi, Sarraf’la itilaf yaşayan emniyet amiri Orhan İnce’yi sürgün niteliğinde tayin etti, Sarraf’ın bazı yakınlarının istisnai yoldan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına kabulünü sağladı. Sarraf’ın şirketi için İçişleri Bakanı sıfatıyla Çin resmi makamlarına referans mektubu yazdı. Sarraf’ın aleyhinde çıkacak haberleri engellemek için nüfuzunu kullandı.”
Tam 9 gün önce Emniyet’te verdiği ifadede Yasin Topçu, Rıza Sarraf ile eski bakan Muammer Güler’in ilişkisini şöyle açıklıyor:
“Muammer Güler ile Rıza Sarraf’ın ilk teması İstanbul da ‘Berber Yaşar’ olarak bilinen ve Yaşar Aktürk aracılığıyla oldu. Aktürk, Sarraf için Güler’den randevu aldı. Bu randevuya giden Rıza Sarraf, Güler’e ilk tanışmasında yukarıda bahsettiğim işlerinden bazıları için Muammer Güler’e 1 milyon dolar ödedi.
BAKAN, 1.5 MİLYON DOLAR İSTEDİ
İçişleri Bakanı Muammer Güler ise bu miktarı yeterli bulmayıp Rıza Sarraf’tan 1,5 milyon dolar talep etti. İki tarafın bazı işlerin hallolması için anlaştıklarına dair soruşturma dosyasında tape mevcuttur. Bu tape Muammer Güler’in, Rıza Sarraf’tan talepkar olduğunu, zaten işlerinin hallolması karşılığında para vermeyi gözden çıkaran Rıza Sarraf’ın da buna baştan hazır olduğunu gördük.
Soruşturmanın ilerleyen safahatında Rıza Sarraf, Muammer Güler’in oğlu Barış Güler aracılığıyla Muammer Güler’e yukarıda belirttiğim miktar kadar menfaat temin ettiği delillendirildi.
Dolayısıyla Muammer Güler ile ilgili hiçbir ön yargı ile hareket edilmedi.”