“Unuturum diye yorma kendini
Öyle kolay değil, unutamazsın...”
*
Kimisi unutulmamak ister, kimisi unutulmak...
Ve “unutulmak-unutulmamak” yargıya gitti, Anayasa Mahkemesi karar verdi:
“Unutulma hakkı vardır...”
*
Genç bir adamdı, delikanlılık kanı rahat durmuyordu, o yaşların verdiği coşkuyla dar imkanlarına bakmadan deli gibi yaşıyordu...
Bir gün uyuşturucu ile yakalandı...
Sene 1998...
Adli para cezasına çarptırıldı, cezasını ödedi...
Yıllar geçtikçe aradan, kurduğu huzurlu hayatı sürdürmek, geçmişinin o kısmını yaşamından ve anılarından çıkarıp atmak istedi...
Ama o günler sosyal medyanın arşivinde, orada duruyordu...
Unutulmak istiyordu ya, gizli gizli internete girip Google’a kendi adını yazıp tıkladığında, unutmak istediği kendisi çıkıyordu karşısına...
*
Geçen sene Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu...
Yüksek mahkeme işte o zaman; medya özgürlüğü ile kişi hakları arasındaki ince çizgiye girip, kamu yararı yoksa “Unutulma hakkı vardır” dedi...
14 yıl önceki haberlerin silinmesine karar verdi...
*
Şu yaşadığımız kaos ortamında, ne çok kişi “unutulmak” ister...
Cumhurbaşkanları, başbakanlar, ünlü siyasetçiler, generaller, bürokratlar, hukuk adamları, sporcular, sanatçılar...
Ya da kirlerine bulaşmış sıradan insanlar, yaptıklarını insanların “unutmasını” ne çok isterler...
*
Yaşamımızda kıstas belki de budur...
“Unutulmak” mı istersiniz...
“Unutulmamak” mı?..
*
Bu satırlara bakan yüzünüzü görmesem de tanırım...
Siz unutulmayın...
Onurlu başınız, açık alnınız, yurt sevginiz, kocaman yüreğiniz, gururunuz, sevdanız, o güzel yüzünüz, unutulmasın...
Unutan olursa söylersiniz:
“Unuturum diye yorma kendini
Öyle kolay değil unutamazsın...”