Aslında dün başlayan “Yeni anayasa için hep birlikte” kampanyasıydı, ama Tayyip Bey bunu “Başkanlık sistemini dışlayan anayasa sakat kalır” diyerek, gerçek amacına dönüştürdü ve şöyle ifade etti:
“Parlamenter sistem miadını doldurmuştur... Hem seçilmiş başbakan, hem seçilmiş cumhurbaşkanıyla bu sistemin yürümesi fevkalade güçtür”
Tayyip Bey zaten sistemin fiilen değiştiğini bunun yasal zemine oturtulması gerektiğini söylemişti...
Dün işte bunun kampanyasını başlattı!..
* * *
İktidarda Esad takıntısı vardı, buna bir de başkanlık takıntısı eklendi...
Peki bu iki takıntı devam ederken ülke ne alemde?..
Diyarbakır, Sur İlçesi’nde şehit düşen üç asker ile iki polisimizin dün cenazesi kaldırıldı.
Her gün ikişer üçer şehitler geliyor...
Analar, eşler, kardeşler feryat ediyor, çocuklar babasız kalıyor...
Gazetelerde her gün 5-10 yaşlarındaki kız-erkek çocuklarını, babalarının asker veya polis şapkasıyla cenaze törenlerinde görüyoruz...
Evlatlarının şehit düştüğünü öğrendiği an kendini yerden yere atan anaların hali yüreklerimizi dağlıyor...
* * *
Yeni anayasa hikaye, amaç başkanlık...
İktidar başkanlık peşinde koşarken...
Diyarbakır Sur İlçesi’nde sokağa çıkma yasağının bir süreliğine kalkmasıyla orada yaşayan insanların kaçışlarını izliyoruz...
Yatağını, yorganını sırtlayan, varsa buzdolabını, çamaşır makinasını üç tekerlekli el arabasına yükleyenler nereye gideceklerini bilemeden evlerini terk ediyorlar...
Türkiye’nin içinde bir göç dalgası yaşanıyor, insanlar kendi ülkesinde sığınmacı oluyorlar...
Ama Türkiye’nin en önemli gündemi başkanlık!...
* * *
“Anayasa başkanlığa uygun yapılmazsa sakat kalır”
İyi de ülkede kan gövdeyi götürüyor, bu hiç mi önemli değil?..
İnsan hakları, özgürlükler kelepçeli...
Demokrasinin ırzına geçilmiş...
Basın özgürlüğü iğdiş edilmiş...
Halkın yüzde 65’i yargı bağımsızlığına inanmaz olmuş ve yargının siyasallaştığı artık dünyanın bütün platformlarında konuşuluyor...
Geçiniz...
* * *
“Yeni anayasa için hep birlikte”
Çok güzel de...
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün son raporlarına bakarsanız, Türkiye neredeyse bir Afganistan, Somali, Sudan gibi...
Ülkede huzur yok, geleceğe dair bir umut yok...
Türkiye’nin bir bölümü yanıyor, aslan gibi vatan evlatları ikişer üçer şehit düşüyor...
Öte yanda sınırımızda IŞİD, Kürt kantonu peşindeki PYD ve yeni düşmanımız Rusya...
Dört bir yandan kuşatılmışız, içimiz ise berbat!..
* * *
Burnumuza dayatılan başkanlık mı bizi bu dertlerden kurtaracak?..
Aksine...
Başımızı hiç umulmadık daha başka dertlere sokacak!..
Türkiye sonu belli olmayan bir tünelde...
Sistem zorlanıyor, karanlık günlerden geçiyoruz...
Zana, akıl mı verecek?..
Yeminsiz milletvekili Leyla Zana’ya meğer maaş da verilmiyormuş...
Peki “Türk Milleti” demeyi zül addeden, bu nedenle yemini geçersiz sayılan, genel kurul çalışmalarına sokulmayan, maaş ödenmeyen Leyla Zana ile bu ülkenin Cumhurbaşkanı ne görüşecek?..
Tayyip Bey hani terör örgütü uzantısı parti ve yapılarla ilişkisini kesmişti; onun fikrini değiştiren ne oldu?..
Leyla Zana’ya akıl mı verecek, yoksa ondan akıl mı alacak?..
El ele verip terörü mü bitirecekler?..
Tayyip Bey unutmasın ki görüşme talebini kabul etmekle Leyla Zana’yı kendine eşitlemiş oldu!..