Kanlı darbe girişiminden sonra özür dileyen dileyene...
Ülkenin Cumhurbaşkanı Recep Bey önceliği almıştı:
“Milletim ve Rabbim bizi affetsin”
Arkadan eski Genelkurmay Başkanı Necdet Bey:
“Özür diliyorum... İçim yanıyor...”
Vah vah...

* * *

Biri “ortak hassasiyetleri” olduğu için, alnı secdede ağzı dualı Fethullahçılara ne istedilerse vermiş;
Diğeri Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içine yerleşmelerinden hiç haberdar olmamış!..
Şimdi özür...
İç yanma vesaire...
Peki bu darbe gerçekleşseydi?..
Hep beraber Silivri’ye!..
Ya Türkiye’nin hali?..
Bitmişti... Ülke bitmişti...

* * *

Eski Genelkurmay Başkanı Necdet Bey’in özür dilemesi yetmez, hesap da vermelidir!..
Ancak sadece o değil!..
Hulusi Akar ve ondan geriye doğru hiç değilse 1980 yılına kadar bütün Genelkurmay Başkanları ve askeri okullardan sorumlu komutanların yargı önünde hesap vermeleri gerekir!..

* * *

Özür dileriz...
Kusura bakmayın...
İçim yanıyor...
Devlet böyle mi idare edilir?..
Hepsi mışıl mışıl uyumuş, darbeyi sokağa çıkan halk önlemiş, arkadaşlar özür diliyorlar...
Bu kadar basit mi?..
Askeri okullarda soruları çalmışlar, “Fethullah’ın askerleri” her yıl
birinci...
Teğmen, yüzbaşı, binbaşı, yarbay, albay, general veya amiral olmuşlar kimse farkında değil...
Türkiye “Fethullah’a emanet” hale gelmiş!..

* * *

Bunun siyasi ve hukuki bir sorumluluğu olmalı...
Devletin halkı koruması gerekirken...
Halk sokaklarda devleti koruyor!..
Ve “demokrasi nöbetleri” adı altında halk günlerce meydanlarda tutuluyor...
Devleti idare edenler (!), yeni bir darbe dalgasından korkuyor...
Bu ülkenin askeri, polisi, istihbaratı yok mu?..
Böyle devlet, böyle siyaset mi olur?..

* * *

Devlet idaresi böyle olmaz...
Fethullahçı çete “Paralel Devlet Yapılanması” değil, devleti kısmen ele geçirirken, generaller yetiştirirken...
Uzayda yaşıyormuş gibi hiçbir şeyin farkında olmayanların bugün içi yanıyor...
Asıl onların yüzünden...
Türkiye yanıyordu!..

Türkiye Teksas mı?..


Halk galeyana gelip idam isteyebilir...
Alanlarda veya Saray’ın önünde toplanan vatandaşlar Fethullah çetesinin bu alçaklığı karşısında “İdam isteriz” diye tempo tutabilir...
Yani, vahşi Batı Teksas’ta şerifin ofisi önünde toplanıp “Asalım, asalım” diye bağıran kasabalılar gibi...
Tıpkı Ortaçağ Avrupa’sında halkın Protestanların yakılmasını istedikleri gibi...

* * *

Recep Bey, “Halkın bu sesine Meclis cevap vermeli” diyor...
Ne oldu, idam için referandum filan mı yapıldı?..
İdam çıktı, geriye işletildi kaç kişi asılacak...
On, yüz, beş yüz, bin, kaç kişi?..
Darağaçları kurulacak, darbeciler sallandırılacak...
Aralarında Fethullah çetesiyle hiç ilgisi olmadığı sonradan ortaya çıkan olursa, Allah rahmet eylesin...
Burada “İdam isteriz” diye tempo tutulurken, katil Fethullah “Ohhh” çekiyor, her defasında Türkiye’ye iadesinin önü kapanıyor...
Ayrıca tabii ondan sonra AB’yi filan unutun!..