“Gerekirse Suriye’ye adam yollar, bizim tarafa 7-8 füze attırırım”
Savaş uçağımız düşürüldükten sonra Suriye ile savaşa girmek için, iddiaya göre böyle bir operasyon gerekçe teşkil edecekti...
Adamlarımız gidecek, 8 füze atacak, biz de “Vayy Suriye bize füze fırlattı” diye tank, top, tüfek, uçak, tekme tokat Suriye’ye girecektik...
Şu kadere bak, şimdi Suriye’den her gün bizim tarafa Katyuşa roketi atıyorlar, Kilis’te çocuklar, insanlar ölüyor, ahali korku içinde... Ve ancak şu açıklama yapılabiliyor:
“Fırtına obüsleri misliyle karşılık vermiştir”
Ertesi gün üç roket daha...
Yine misliyle...
Suriye’den kendimize füze attıracaktık, şimdi her gün IŞİD’ten roket yiyoruz ve bombalamak için Suriye hava sahasına uçak kaldıramıyoruz...
Yeni Türkiye’nin geldiği son nokta bu!..

* * *

Delik deşik olduk...
Rusya S-400 füzelerini yerleştirdi, bize dönüp “Hadi Suriye hava sahasına girin de görelim” dedi, o günden beri bir tek Türk savaş uçağı kımıldayamadı, kimse de ağzını açamadı!..
Suriye hava sahasına girip, her gün üç-beş roket sallayan IŞİD’i bombalayamıyoruz...
Ne yapıyoruz?..
Fırtına obüsleri misliyle karşılık veriyor...
Veriyor da, sonuç ne?..
Orasını bilmiyoruz!..

* * *

Önce Sisi taktı Bedevi reisine devlet nişanını, sonra Recep Bey!..
Sisi’nin, Mısır’da darbe yaptıktan sonra kesenin ağzını açıp milyar dolarcıkları verdiği için Bedevi reisine nişan taktığını biliyoruz da...
Recep Bey hangi hizmetleri karşılığı olarak devlet nişanını adamın boynuna geçirdi, misliyle karşılık vermek için mi?..
Sahi ne oldu şu dört parmak ve Rabia?..
“Rabia” dedikçe hüngürdeyen teyzelerimiz, ablalarımız, bacılarımız nerede?..

* * *

Haaa, bir de Mursi vardı...
Yahu ne çabuk unuttunuz adamcağızı?..
Ayıp değil mi?..
Müslüman Kardeşler kardeşliği böyle mi olur?..
Ne çabuk sattınız adamı?..
Bedevi reisine nişan takmakla Sisi düşmanlığı da, Rabia da, Mursi kardeşliği de bitti!..
Her şey parrraya, dolarcıklara bakıyor!..

* * *

Kim demişti onu, “Mescid-i Aksa’ya postalla girenlerle konuşacak bir şeyimiz olmaz”
Yüksekten uçmakta üzerlerine yok, ama İsrail’le dostluk ilerliyor!..
Bu arada Gazze’den filan laf eden de pek kalmadı!..
Ne oldu?..
“Değerli” yalnızlıktan, değersizliğe mi geçiyoruz?..

* * *

Hepsini geçiniz...
Dün 7 şehidimizi daha sonsuzluğa uğurladık...
Hepsi yalan, gerçek olan budur!..

Almanya’ya uzandı!..


Recep Bey’in Türkiye’de açtığı hakaret davaları yetmedi, Almanya’ya kadar uzandı...
Ben bilmiyorum, ama o Alman komedyenin Recep Bey’i hicveden şiirinin bir rezalet olduğu, hiçbir mizahi değer de taşımadığını söylüyorlar...
Hakaret hiçbir zaman kabul edilemez!..
Bu ister Cumhurbaşkanı olsun, ister sıradan bir vatandaş...
Hatta hak edene bile hakaret kabul edilemez!..
Ancak, Recep Tayyip Bey’in her eleştiriye “hakaret” diye dava açtığını, bu konuda rekorlar kırdığını düşünürsek, insan ister istemez Alman’a açılan davayı da şüpheyle karşılıyor...
Ancak, Almanya Başbakanı Merkel’in tam bu sırada “Mülteci anlaşması ayrı basın özgürlüğü ayrı” demesi işleri karıştırdı ve Recep Bey şahsen de davacı olmak zorunda kaldı...
Alman komedyen polis korumasına alınmış, dileriz bir geri zekalı adama saldırmaz; böyle bir durum olursa Recep Bey’in üstüne kalır...
Recep Bey ayrıca Kılıçdaroğlu’na da tazminat ve ceza davası açmış...
Neden? Kendi hakaretleriyle onun hakaretleri birbirini götürecek durumda değil mi?..