Kıssadan hisse bir Arjantin özeti geçeyim, Türkiye ile benzerliğini göreceksiniz.
Yıl 1992... El Turco lakaplı Arjantin Devlet Başkanı Carlos Menem, Türkiye’ye yaptığı resmi ziyaret sırasında babasının Osmanlı vatandaşı olduğunu ve bu nedenle Arjantin’de El Turco olarak çağrıldığını söylemiş, gurur vesilemiz olmuştu. Adama Türk pasaportu verdik.
Ancak Carlos Menem tek değildi... Arjantin’de, Peru’da, Meksika’da on binlerce El Turco vardı. Ağırlıklı olarak Birinci Dünya Savaşı’ndan bıkan bir kısım Osmanlı tebaası Latin Amerika’ya göçmüştü.
Farklı yörelerden de olsalar Osmanlı pasaportuna sahip olmaları sebebiyle gidenler genel olarak “El Turco” lakabıyla anılırdı.
Bir baktık ki Arjantin’in ekonomisi olsun, insanları olsun bize çok benziyor. Bir onlar krizde, bir biz krizde... Bir onlar mucize yaratıyor, bir biz... Hapisler, kumpaslar, dış mihraklar derken ruh ikizi olduğumuz anlaşıldı.

Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla!

IMF tarihinde ilk defa bir ülkeyi sahtekârlıkla suçladı... O da Arjantin... Ne yapmışlardı?
IMF analistleri Arjantin’in enflasyon oranının yüzde 25 seviyelerinde olduğunu söylerken, Arjantin Hükümeti’nin açıkladığı verilere göre bu rakam yüzde 11 civarındaydı... Sadece enflasyon da değil... IMF, Arjantin’in büyüme rakamlarında da yalan söylediğini iddia etti. Şu bizim revize ettiğimiz büyüme rakamları ile bire bir benzeşiyordu Arjantin’in ilan ettiği rakamlar.
Arjantin’in doğal kaynakları çok zengin... 40 milyonluk nüfusunun ortalama eğitim düzeyi bizden yüksek...
Ülkede et ve tarım ürünleri, ihracatın ana kalemini oluşturuyor. Gelişmiş sanayi dalları da mevcut... Neredeyse bize yakın otomobil üretip, satıyorlar.

Dış mihraklar yine işbaşına

Var olan 150 milyar dolar sıcak para, piyasaların dengesini bozuyordu. Kısa vadeli, ödenmesi veya döndürülmesi gereken dış borçlar 146 milyar dolara yükselmiş... (Bizde 210 milyar dolar)
Ufaktan başlayan kırılganlıklar ani bir krizi tetikledi. Çoğu yabancılara satılmış olan bankalardan, bir gecede 30 milyar doların dışarıya transfer edilmesi paniğe sebep oldu. Ülke borçlarını ödeyemez hale düştü.
Arjantin’den alacaklılar tahkime başvurdu, tahkim eskiden kalan borçların ödenmesine karar verdi. Arjantin’de iktidar; “Ödemeye gücüm yetmez!” dedi. “Dış mihrakların bu oyununa gelmeyeceğiz” diye de devam etti. Sonra ambargo konulup dünya ile ekonomik ilişkileri kesilince paşa paşa anlaşmaya oturdu, borçlar borç alınıp ödendi.
Krizi tetikleyen şartlar değil yönetim hatalarıydı. Düşünün bahanelerimiz bile aynı! Acaba adamları buradan giden El-Turco’lar mı yaktı?