Bu kadar konu arasından sen de bula bula “bu incir çekirdeğini bile doldurmayacak önemsiz konuyu mu buldun?” diyeceksiniz. Canınız sağ olsun. Ben yazmaya değer buldum. Bizim ülkemizin “zihniyet zenginliğini (!)” gösteriyor. 2 Cumhurbaşkanı da bizim. Birisini Meclis, diğerini halk seçti.
Birinci zihniyet:
Meclis’in seçtiği cumhurbaşkanı idi. Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde oğlunu evlendirdi. Basına kapalı bir tören yapıldı. Davetli olanlara “takı getirmemelerini çünkü izin verilmeyeceği” bildirildi. Damat ile gelinin şahitliklerini arkadaşları yaptı. Gelin, Olgunlaşma Enstitüsü’nde dikilen gelinliği giydi. Konukların çoğu damadın babası Cumhurbaşkanı’nın yüksek yargı üyesi davetlilerdi. Düğün yemeği Cumhurbaşkanlığı Köşkü aşçısına yaptırılmadı. Ankara’da bir lokantadan ısmarlandı. Yenilenin, içilenin (sular dahil) parası Cumhurbaşkanlığı bütçesinden değil baba Cumhurbaşkanın kendi cebinden ödendi. Nikahtan bir gün önce Köşk’ün su ve elektrik sayaçları not edildi. Düğünden sonra sayaçlar tekrar okundu. Aradaki fark belirlendi. Düğün sırasında harcanan elektriğin ve suyun bedeli bulundu, baba Cumhurbaşkanı’nın kendi bütçesinden ödendi.
Yıl: 2006 Mart ayıydı.
Cumhurbaşkanı.
Ahmet Necdet Sezer’di.

*  *  *

İkinci zihniyet:
Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı idi. Kızının nişan törenini İstanbul’un Tarabya semtindeki Huber adlı Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde yaptı. Tören basına kapalı yapıldı. Bir habere göre, nişan kız tarafı ile oğlan tarafının aileleri arasında oldu. Başka bir habere göre ise kız ve oğlan tarafı ailelerin tanıdık, dost, akrabaları da nişan gecesine geldiler. Tören sırasında yenilen içilenlerin parası Cumhurbaşkanlığı Bütçesi’nden mi yoksa kız babası Cumhurbaşkanı’nın kendi cebinden mi ödendiği noktasında bir açıklama yapılmadı. Bu yüzden olsa gerek İstanbul Milletvekili Avukat Mahmut Tanal, Başbakan’a yazılı olarak cevaplaması için Meclis Başkanlığı’na bir soru önergesi verdi. Bu soru önergesinde; “ Basında yer alan bilgilere göre yoğun güvenlik önlemleri altında yapılan nişan törenine çok sayıda davetli katılmıştır. Bu bilgiler doğrultusunda; 1- Huber Köşkü’nde yapılan nişan töreninin masraflarını kim karşılamıştır? 2- Bu törende mutat koşullarda yapılmayan harcamalar varsa bu hangi bütçeden karşılanmıştır?” diye soruldu.
Yıl: 2016 Mart ayıydı.
Cumhurbaşkanı.
Recep Tayyip Erdoğan’dı.

*  *  *

Söylüyorum.
Bu bizim zihniyet zenginliğimiz.
Biri suyun parasını bile ödüyor.
Diğeri açıklama bile yapmıyor.
Bu zenginlik ABD’de bile yok. Amerika’da 40 yıl yaşamış ve “son 6 ABD Başkanı’nı yakından izlemiş” Türk Gazeteci Kubilay Çelik’in yazdığı “Tüm Bilinmeyenleri İle Amerika’da Başkanlık Sistemi” adlı bir kitap yeni yayınlandı. Bu kitabın 181. sayfasında ABD Başkanları konutta yaptıkları şahsi harcamaları ceplerinden ödüyorlar. Öyle ki, başkan ile eşi bir gece konutta baş başa bir akşam yemeği yese parasını ABD halkından toplanan vergilerle değil, başkanın kendisi cebinden veriyor.

SÖYLEŞİ

Soru tam bu!

Karaman’da 10 çocuğa tecavüz etmekle suçlanan ve 600 yıl hapsi istenen bir öğretmen var. Bu öğretmeni görevlendiren Ensar Vakfı da iktidara yandaş, iktidarca korunan özelliklere sahip.  Milli Eğitim Bakanlığı adı geçen vakıfla işbirliği yapıyormuş. Ciddi bir tartışma başladı. İyi de oluyor, gerçekleri öğreniyoruz. Bu noktada tam sorulacak soru; “Herhangi bir vakfın çocukları bir evde toplama yetkisi olmadığına göre Ensar Vakfı bu yetkiyi kimden alıyor?” olmalı.