Babaları Başbakan, Bakan olduklarında çocuklarının oyuncak sandalları bile yoktu. Yeni Başbakanın çocukları gemi sayısını 30’a, Cumhurbaşkanı’nın oğulları da 10 gemiye çıkardılar.
İlk 7 yıl.
Kalfalık dönemi.
Son 7 yıl
Ustalık dönemi.
Gemi sayılarının artışı kalfalık döneminde başladı ancak ustalık döneminde patlama yaptı.
Şimdi başkanlık dönemi.
Allah nazardan esirgesin!
Sabah hükümet ilanı.
Öğlende program okuma.
Akşam icraya geçiş.
6 ayda tamamdır.
Gemi sayısı 45’i bulur.

* * *

Benimki ham tahmin değil.
Belgesi, kanıtı var.
Cumhurbaşkanının ikinci kızı, kimseye düğün-nikah yapma izni verilmeyen Yahya Kemal Kültür Merkezi’nde, yollar polis panzerleri ile halka 12 saat kapatılarak ve sadece lüks otomobillerine, sivil ve askeri helikopterlerine binerek gelen 6 bin 500 imtiyazlı davetliye, 8 şehidin verildiği gün, açılarak evlendi.
Yeni evine taşındı.
Yeni ev, bir köşk.
İstanbul Kandilli’de.
Boğaz sularına bakıyor.
1.4 milyon dolara alınmış.
Köşk, kuşkusuz Türk Ordusu’na İHA satan damadın şirketinin kazancı ile alınmıştır. Gelinin geliri, kazancı bu köşkü almaya yetmez. Çünkü kendisi yoksul bir babanın kızı olduğu için yurt dışında ancak Remzi Gür adlı işadamından burs alarak okuyabildi.

* * *

Zaten burada benim siz okurların seçkin dikkatine sunmak istediğim de gelinin geliri, kazancı değil yeni ev olarak taşındığı köşkün konumu.
Köşk, 300 metrekare.
5 odası.
2 salonu.
4 banyosu.
Dev bahçesi var.
(İsmail Şahin’in haberi)
İktidar destekçileri köşk için “mütevazi bir ev” dediler, utanmasalar “ev değil çilehane” diyecekler ama ben bunun da peşinde değilim. Dikkatimi çeken “Köşkün dev bahçesine bitişik büyük şehir arazisi” oldu. Şehir arazileri, ustalık döneminde iktidar sahibi yakınların vakıflarına hem bağış doğurdu, hem dolar dolu kasalar, dolar istiflenmiş ayakkabı kutuları peydahladı. Köşkün bahçesine bitişik bu şehir arazisinin sahibi Vakıflar Genel Müdürlüğü idi, ondan “Siyahkalem” adlı şirkete geçti. Vakıflar Genel Müdürlüğü, bu pırlanta şehir arazisini neden, niçin, ne amaçla Siyahkalem’e verdi, bu verişte “ustalık döneminin etkisi” ne şekilde oldu, orası karanlık.

* * *

Aydınlık olan!
İlginç tesadüf!
“Siyahkalem”in sahibinin gelinin babası, Recep Tayyip Erdoğan’ın yoksul olduğu yıllarda geline yurt dışında üniversite okusun diye burs veren Remzi Gür adlı işadamı olduğu biliniyordu. Remzi Gür, “Siyahkalem”i başka birilerine kağıt üstünde mi sattı, o bilinemiyor.
Fakat şunlar biliniyor.
Belgesi, kanıtı var:
EPDK, yetki verir.
İş yaratır.
Kazanç büyütür.
Açılımı Enerji Piyasası Denetleme Kurumu (EPDK) olan bu devlet kurumu, ustalık döneminde Kuzey Irak’tan Türkiye adına gaz alım yetkisini 26 yıllığına Siyahkalem’e verdi.

* * *

Verdi mi, verdirildi mi?
Gazın, petrolün alımı, satımı ve dağıtımında uzman diğer devlet kurumlarına değil de Siyahkalem’e niçin verildiği hiç sorgulanmadı, soruşturulmadı, incelenmedi, merak bile edilmedi. Yine bir devlet kurumu olan Toplu Konut İdaresi, “en kârlı, kazançlı projelerini” Siyahkalem ile imzalıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi de “en kaymaklı işleri” Siyahkalem’e veriyor. Siyahkalem, gelinin Kandilli’ de taşındığı mütevazi köşkün bahçe bitişiği kupon şehir arsasının Vakıflar’dan transfer sahibi çıkıyor.
Bunların hepsi ne iş?
Ustalık dönemi iş!.

* * *

Çocukların gemi sayısı!
Ustalık döneminde patladı.
Ustalık döneminde Çandarlı Limanı, Yunanistan’ın Pire Limanı’na rakip olacaktı, olamadı. Filyos Limanı da bağlantı yolları yapılmadığı için hurdalık oldu, duruyor. Mersin Limanı da Singapurlu şirkete satıldı, emekleyip duruyor.
Limanlar dursun!
Başkanlı dönem başladı.
6 ayda gemi sayısı 45’i bulur.
“Take- Off’a geçtik” diyorlar.