Ankara Adliyesi’nde 73 sanıklı “Fetullahçı Terör Örgütü-FETÖ” ana davası devam ediyor. Fetullah Gülen’in bir numaralı sanık olduğu davanın 7 tutuklu sanığı var. “66 sanık nerede?” derseniz, onların tamamı firari. Çatı davasının yanı sıra halen soruşturmaları devam eden yeni davalar da açılıyor. Örgütün imamları, ağabeyleri, ablaları da muhtemel yeni davaların sanıkları olacak.
Gerek FETÖ mensupları, gerekse 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili 39 bin kişi cezaevinde. Tutuksuz sanıklarla birlikte en az 50 bin kişiyi kapsayan ceza davaları açılacak. Kamuoyuna yansıyan haliyle avukatlar bu davaları üstlenmek istemiyor. Almaları halinde hedef olabileceğini düşünüyorlar.

DAVA SONUNA KADAR 650 LİRA

Ülkemizde barolara kayıtlı 99 bin avukat, 15 bin de stajyer avukat var. Hukuk fakültelerinde 70 bin öğrenci öğrenim görüyor. Mezunları da daha çok avukatlığa başlıyor. Hakim, savcı olabilmek için zorlu sınavlar var. Hukuk fakültesi mezunları sınava girmeden avukat oluyor. Söyleyelim, avukatlık için de yakında sınav gelebilir...
Çok yüksek kazanan avukatlar var ama asıl büyük kesim ise geçimini ancak sağlayabiliyor. Emniyete düşen şüpheliler için baro tarafından görevlendirilmeler olmazsa belki de daha da zorlanacaklar.
Avukatların fiyat tarifeleri var. Örneğin ceza davasında avukatın tarifesi 3 bin 600 liradan başlıyor. Bunun altına inilmez ama üstüne çıkmak serbest. Peki, baronun görevlendirdiği avukata ne kadar veriliyor? O da dava sonuna kadar 650 lira. Üstelik bu davanın kaç yıl süreceği de belirsiz. Örgüt davaları Sincan, Silivri yerleşkesinde hafta içinde hemen her gün devam edebileceği için CMK’ya göre görevlendirilen avukatın gidip gelmesi hayli zor olacak. Bu da, davaları kilitleyebilecek.

60 BİN LİRADAN BAŞLIYOR

Darbe girişimi ve FETÖ’den yargılanacakların avukatlığını her avukat almak istemiyor. O yüzden bugün birçok sanığı baronun gönderdiği avukatlar savunacak gibi gözüküyor. Baronun görevlendirdiği avukatlar bir yönüyle rahatlamış durumda. Avukatların “baro görevlendirdi” diye bir gerekçeleri var. Ama, onlar arasında sanıkların avukatlığı için pazarlık yapanların da olduğu avukatlar arasında konuşuluyor.
Bugün bir sanığın avukatlığı için tarife neredeyse 60 bin liradan başlıyor. Darbe girişiminin içinde yer alan yüksek rütbeli komutanlar için istenen ücret ise 400 bin lirayı aşıyor. Bir de ünlü işadamları var ki, onların ki artık pazarlığa tabi. Kimisi için 750 bin, kimisi için 1 milyon deniliyor.
Tutuklu kamu görevlilerinin mal varlıklarına tedbir konuldu. Evini, otomobilini satamıyor. Hatta, maaşından kesilen OYAK’ta biriken parasını da alamıyor. Kimisinin çalışan eşi ya da çocukları da işten atılmış. Bu durumda, onların avukat tutmasının zorluğunu varın hesap edin.

DAVALARI KİLİTLENECEK

Sanıkların çoğu avukat tutacak gücü kalmadığı için baronun görevlendirdiği avukata ihtiyacı var. Ama, baronun görevlendirdiği avukatı da düşünmek gerekiyor. Ne zaman biteceği belli olmayan bu davayı 650 lira karşılığında yaptırmak da avukata karşı büyük bir haksızlık.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Başbakan Binali Yıldırım’la görüştü. CMK’nın mevcut tarifesine göre temyiz aşamasına kadar avukata sadece 650 lira verilmesi, davanın Sincan’da yapılması gibi nedenlerle birçok sanığın avukatsız kalma olasılığının yüksek olduğunu, basit gibi görünen bu durumun davaların kilitlenmesine, davanın çökmesine neden olabileceğini anlattı. Tarifenin yükseltilmesi gerektiğinin de önemli bir zorunluluk olduğuna değindi.
Büyük kentlerin çoğunda adliye binası sorunu çözülmesine rağmen, Ankara Adliyesi dört parça. Her biri bir tarafta. Ankara C. Başsavcısı Harun Kodalak da bu sorunun kalıcı bir biçimde çözümlenmesi için uğraşıyor. Mevcut adliye sarayının arkasında Kültür Bakanlığı’na ait geniş bir arsa var. Feyzioğlu, adliye binasının buraya yapılması için Başbakan’dan destek istedi.
Görüşleri ayrı olsa bile kavga etmeden bazı şeylerin anlatılmasına ve karşı tarafın da bunu anlamasına ihtiyaç var.

O, Nurettin Canikli değildi


44 polis ve askerimizin bombalı saldırılar sonucu şehit edilmesinden sonra, hükümet bir günlük ulusal yas ilan etmişti. Ancak, bırakın yas tutmayı, bir bakan Ankara’nın Hacılar Mahallesi’nde bulunan çiftliğinde kalabalık bir grupla mangal partisi düzenliyordu.
Türkiye’de erişimi engellenen bir internet sitesi, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin fotoğrafının altına, “Saygı Öztürk’ün yazısında belirttiği, yas günü mangal yapan bakan Nurettin Canikli mi?” diye yazmış. Hemen belirtelim, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli değil, başka bir bakandı... O bakan da bundan böyle yas günü mangal yapmaz her halde.