Tüketici Başvuru Derneği (TBM) Hukuk Komisyonu Başkanı İzzet Doğan, "Birçok Avrupa ülkesinden önce Türkiye'de kadınlara milletvekili seçme seçilme hakkı tanınmasına rağmen 83 yıl içinde özellikle Avrupa ülkelerinde bu konuda büyük ilerleme olduğu halde bizde beklenen gelişme sağlanmadı ve dünya parlamentolarında kadınların temsil oranı olan %22’nin altında kaldık. Üstelik neredeyse her gün kadına şiddet, cinsel taciz ve çocuk istismarı olaylarına tanık olduk.” dedi.

ÖNDEYDİK, GERİYE DÜŞTÜK

Doğan, 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü ve Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının verilişinin 83. Yıldönümü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Nisan 2015 itibarıyla kadınların parlamentoda temsilinin, İskandinav ülkelerinde %41,5, Pasifik ülkelerinde %15,7, Asya ülkelerinde ise %18,4, bizde ise 1987’den itibaren az da olsa düzenli bir artış olduğunu 1987 yılında kadınların TBMM’de temsil oranının %1,3 iken 2011’de bu oranın %14,4’e, 1 Kasım 2015 tarihinde yapılan seçimde ise bu oranın %14,7 ye ulaştığını ama Dünya Parlamentolar arası Birliğin 1 Ocak 2014'te 189 ülkeden elde ettiği bilgilerden derlenmiş tabloya göre Türkiye’nin kadının parlamentoda temsilinde 96'ncı sırada yer aldığını bildirdi.

ATATÜRK ÇÖZÜMÜ GÖSTERMİŞTİ

Anayasanın 10. maddesinde 1934 yılında yapılan değişiklikle erkeklere tanınan milletvekili seçme hakkının kadınlara da tanındığını anımsatan Doğan, şunları kaydetti. "Birçok Avrupa ülkesinden önce Türkiye'de kadınlara milletvekili seçme seçilme hakkı tanınmasına rağmen 82 yıl içinde bu konuda Avrupa ülkeleri büyük ilerleme gösterdikleri halde, bizde beklenen gelişme olmamıştır. Atatürk, Cumhuriyetin ilanından 9 ay önce Şubat 1923'te, 'Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir sosyal toplumun, bir organı faaliyette bulunurken, diğer bir organı işlemezse, sosyal toplum felçlidir.' dediği gibi 1925'te Kastamonu'da yaptığı konuşmada şöyle der: “Toplumu kalkındırmak istiyorsak, izlememiz gereken daha emin ve daha etkili bir yol vardır. O da Türk kadınını çalışmalarımıza ortak etmek, hayatımızı onunla birlikte yürütmek, kadının, bilimsel, toplumsal ve ekonomik hayatta erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve koruyucusu yapma yoludur. Bu konuşma ile kadın, erkek eşitliği ilkesini açıkça ortaya koyan Atatürk, Birleşmiş Milletlerin 20 yıl sonra kabul ettiği Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi’nin 1. ve 2. maddesi ile yayımladığı ilkeleri, çok daha önce dile getirmişti.  Kadınlarımızın siyasal ve sosyal haklarına da kavuşması gerektiğine inanıyordu."

KADINA ŞİDDET VE COÇUK İSTİSMARINA KARŞI TOPLUMSAL SEFERBERLİK İLAN EDİLMELİ

Doğan, ayrıca kadına karşı şiddet ve çocuk istismarında olağan üstü artış görüldüğünü, kamu vicdanının bundan rahatsızlık duyduğunu, bunların ivedi olarak önlenebilmesi için toplumsal bir seferberlik ilan edilmesi ve şiddet eğilimli kişilerin silaha ulaşımının kadın cinayetlerini de kolaylaştırdığını belirterek:”toplumsal cinsiyet eşitliğinin, bireylerin cinsiyet temelli ayrımcılığa uğramadan yaşamın her alanında eşit olarak yer alması, görülebilmesi, güçlenmesi, temsil edilmesi ve katılımını ifade ettiğini belirterek, bu anlayışın kadınların toplumsal alandaki mevcut zorlukların aşılması ve buna yönelik önlemlerin alınması konusunda önemli olduğunu” ifade etti.