Arkadaşımız Mediha Olgun’un mektubu şöyle:
Birgün mutlaka adalet tecelli edecek ve ben tahliye edileceğim. Mutlaka bir yanlışlık var. Yoksa hiç görmediğim bir haber yüzünden neden tutuklanayım. İnsan bir haber yüzünden insanların nasıl tutuklandığına şaşırırken bu kez de hiç görmediğim bir haberle suçlanıyorum. Yaşanan olaylara şaşırma potansiyelim de sekteye uğramaya başladı yavaş yavaş. Artık hiçbir şeye şaşırmıyorum. Yine de umutluyum. İçinde bulunduğum bu trajikomik durum mutlaka bir son bulacak. Bu süreçte çok şey öğrendim, çok şey gördüm. Şimdi düşünmeden edemiyorum; haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytanlar sıra kendilerine geldiğinde ne tür bir manevraya sığınacak. Biz ancak hangi partiden, hangi inanıştan, hangi dinden dilden olduğuna bakmaksızın mazlum’a, zulüm görene sahip çıkarsak adam oluruz. Aksi halde sıra mutlaka herkese gelir böyle giderse. Zulme kime yapılırsa yapılsın karşıyım. Bir derdim var diyen kim olursa olsun mutlaka sonuna kadar dinlerim. Toplum olarak ne yazık ki bu reflekslerimizi bu DNA’larımızda hep var olan barışçıllığımızı kaybetmek üzereyiz. Adalet bir gün herkese gerekecek. Kalbim kin ve nefret duygularıyla dolu değil. Herkesi sevgiyle kucaklıyorum. Ve en başından beri beni ve ailemi yalnız bırakmayan CHP milletvekillerimize sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Sayelerinde umudum hep diri kaldı. İyi ki varlar. Belki o çıkacağım gün bugündür kim bilir.
CELAL ÜLGEN: BİZ SUSTUĞUMUZ SÜRECE SÜRECEK BU
Diğer yandan, ‘Tutuklu Gazeteciler ve Kapatılan Yayın Kuruluşları’ çalıştayında konuşan Avukat Celal Ülgen ise “Öyle bir noktaya geldik ki faşizm büyüyor. Her geçen gün her geçen noktayı ele geçiriyor. Kimse kimseye karşı durmak lüksüne sahip değil. Bunu bilmek zorundayız. Geçmişimizi unutacağız geleceğimize bakacağız. Düşünce özgürlüğünün suç olması için bütün evrensel kuralları hakları hatırlatacağız. Direneceğiz. Gerekirse cezaevine atılacağız. Ama hukuktan, haktan hakkaniyetten şaşmayacağız” dedi.
Sözcü Gazetesi’nin siyasi iktidarın radarına girmiş durumda olduğunu anlatan Ülgen, şöyle devam etti: “Bugün temel olarak avukatlığını yaptığım Sözcü Gazetesi de siyasi iktidarın radarına girmiş durumda. Geçmişte Ergenokon ve Balyoz davaları sırasında FETÖ’cü yapılanmaya F tipi yapılanma diye söyleyen Sözcü Gazetesi ve sahibi Burak Akbay FETÖ’cülükle suçlanıyor. Bu, insanları kahkahayla güldürüyor. Hiçbir şeyden haberi olmayan hiçbir şekilde suç işlemeyen Mediha Olgun, sadece ve sadece internet medyasında görevli olduğu için hatta ve hatta internet medyasının sorumluları dururken suçlanıyor ve tutuklanıyor. Hiçbir biçimde hiçbir suçla ilgisi olmayan Gökmen Ulu yine aynı şekilde yaz haberciliği yaptığı için gazetecilerin deyimiyle light haber, siyasi magazin haberi yaptığı için tutuklanıyor. Bu ne kadar sürecek? Biz sustuğumuz sürece sürecek. Bu ne kadar sürecek, biz çoğalıncaya kadar sürecek."
Tutuklu gazeteciler için anıta tuğla koydular
Gazeteciler çalıştayın ardından Hafıza Sokağı'nı dolaştı. Ardından ise Adalet Anıtı'nın önüne gelen gazeteciler, tutuklu meslektaşları İçin anıta birer tuğla koydu. Gazeteciler tuğla koyarken, CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, "Umarız anıtın açılışına tutuklu tüm meslektaşlarımız da katılabilir" temennisinde bulundu.
