Darbe gecesi...
Yandaş medyada “Yılın bombası” diye verilen habere göre; havaalanı çıkışında Kılıçdaroğlu tankların
yanından geçti...
“Niye üzerine çıkmadın” diyorlar...

*

Diyelim ki Kemal Bey tankı gördü...
“Gidip çıkayım” dedi...
Tank dediğin Murat 131 değil ki atla
çık kaportasına otur...
Yavaş atlasan zıpla zıpla çıkamazsın...
Hızlı atlasan, bakmışsın öte yandan indin...

*

Aynı dakikalar...
Cumhurbaşkanı havada...
Nasıl kurtulduğunu önceki gece anlattı:
“...Hani sevgili peygamberimizin saklandığı Nur Mağarası’nın kapısını örümcek örüyor... Bakıyorlar örümcek örmüş... Örümcek ağ ördüğüne göre buraya kimse girip çıkmamış diyorlar o müşrikler dönüp gidiyorlar... Bunlar da gelip uçağa bakıyorlar filan, Dalaman’daki uçakta kimseyi görmeyince gidiyorlar...”
Hakikaten çok benziyor (!)...
“Nur Mağarası”nın yerine 185 milyon dolarlık uçağı koy...
Bak; “Hicret” gibi bir şey oldu...

*

Yine aynı dakikalarda ülkenin Başbakan’ı da Ilgaz tünelinde...
Bastırıp tünele girmişler, burada da örümcek var mı bilemiyoruz...
Ama tam ortasında durmuşlar ki müşrikler hangi yandan gelse, öte
yandan tam gaz yallah kaçacaksın...
Memleketin Başbakanı, o gece
tünelin iki deliği olduğuna şükretti...

*

Kemal Bey tankın üzerine niye çıkmamış?..
Aynı uçaktan birlikte indikleri HDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü “Tank yoktu” diyor, AKP’li Bakan Hayati Yazıcı tank görmemiş...
“Deri yelekli Kemalistler,
Kabataş iskelesinde türbanlı bacımızın üzerine işediler” haberinin, içinde tank olan versiyonu bu...
O görüntüler kimlik tespiti için
didik didik edildi...
9 aydır baktılar, şimdi mi aklınıza geldi?...

*

Asıl biz soruyoruz:
Montaj-uyduruk haber yapacağına, Genelkurmay Başkanı ile MİT Müsteşarı’nın niçin komisyona
gelip ifade vermelerine izin
verilmediğini öğrensene...
Daha açıkçası:
Bir siyasi iktidar kendisine
yapılan darbenin araştırılmasını niçin istemez?...

*

Mesele “Hayır” önde...
Ne yapacaklarını bilemiyorlar...
Eğer sen gerçek gazetecileri hapishanelere doldurup, böyle gazetecilerin uydurma haberi ile
yürümek istiyorsan...
Söyleyeyim:
Hayır’lı yolculuklar...