Sevgili okurlarım meşhur bir fıkra vardır, çoğunuz duymuşsunuzdur...
İtalyan ordusu savaşta. Çok kritik bir hücum başlamak üzere. Siperdeki askerlere, komutanları olan yüzbaşı emir veriyor:
“Şimdi ben siperden çıkıp saldıracağım. Sizler de hemen arkamdan çıkıp saldırıya geçeceksiniz, düşmanı kaçıracağız. Tamam mı... Haydi ileri...”
Yüzbaşı mert adammış, dediğini yapıyor ve siperden ileri doğru fırlıyor...
Ancak arkasına dönüp baktığında gelen yok!
Askerlerin tam kadro tezahürat yaptığını, kendisini alkışladığını duyuyor:
“Bravo kapitan (yüzbaşı.)”

* * *

Bizim İslam ülkelerini ben bu İtalyan askerlerine benzetirim.
İşlerine geldiğinde alkış ve lâf çoktur.
Coşkulu nutuklar atılır, gösteriler düzenlenir...
Vur de vuralım, öl de ölelim... Kahrolsun Siyonist İsrail!
Oysa avuç içi kadar İsrail bunlarla (ne yazık ki) kedinin fareyle oynadığı gibi oynar.
Çıkan her savaşta Arapları hezimete uğratır. Arapların bugüne kadar kazandığı hiç görülmemiştir. Niçin?..
Çünkü Arap ülkeleri, başka bir deyişle bizim din kardeşi olan İslam ülkeleri birbirine düşmandır.

* * *

Bazıları ABD’nin, bazıları Rusya’nın kucağında oturur.
Çoğu birbiriyle kavgalıdır....
Birbirlerinin altını oymak için çaba harcarlar.
Aralarında savaşırlar, acımasızca vururlar.
İsrail ve Yahudi düşmanlığı ağızlarından hiç düşmez ama önemli bir bölümü İsrail yandaşıdır.
Pek çoğunun önemli bir özelliği, bunlar geri kalmış ülkelerdir. Bilimde, eğitimde, sağlıkta, her konuda geridirler. İlkel bile diyebilirsiniz.
Birbirlerinin ülkelerine kendi teröristlerini sokup oralarda olay yaratırlar.
“Müslümanlık” bunlar için kendi iktidarlarını, kendi güçlerini korumak için kullanılan en önemli silahtır.
Üstelik aralarında “Mezhep kavgası” vardır.

* * *

Dün İstanbul’da bizim dünya liderimizin çağrısıyla İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi adı altında toplandılar.
Toplantıya 57 İslam ülkesinden sadece 48’i, onlardan da 16’sının lideri katılmış. Gerisi ikinci üçüncü sınıf alt düzey yöneticilerden oluşuyor.
Filistin ve Kudüs şimdi güncel ya, o konu konuşulacak, her birinin temsilcisi nutuk atıp İsrail’e bindirecek, İsrail’e veryansın edecek falan filan!
Toplantı bitti, peki sonra ne olacak?
Her şey eskisi gibi devam edecek! Hele aralarındaki kavga dövüş, her gün sürüp gidecek.

* * *

Şu İslam aleminin halini gördükçe, bunları yakından tanıdıkça, insan şükürler edip “Ey büyük Allah, ülkemize iyi ki Mustafa Kemal Atatürk gibi birini yollamışsın” diye dua etmeden yapamıyor.
İçlerinde bir tane adam gibi gelişmiş, uygarlaşmış ülke var
mı!
Bazıları petrol zengini şımarıklar...Ve en büyük hırsızlar.
Bazılarının halkı resmen aç, insanlarının nefesi açlıktan ve sefaletten kokuyor.
Bir bölümü aralarında savaşıyor...
İşte yakın geçmişteki İran-Irak savaşı.
İşte şimdi Suudi Arabistan’la Yemen arasında olanlar ve dökülen kanlar...
Afganistan’ın, Pakistan’a teröristler sokup olaylar yaratması...
Filistin’i yönetenler bile kendi aralarında can düşmanı.
İşte bu yüzden bugün İslam alemi denince akıllara vahşet, terör, ceset, hukuksuzluk, adaletsizlik, yolsuzluk, hırsızlık ve din sömürüsü geliyor.

* * *

Şimdi, dünkü İstanbul toplantısında olduğu gibi, İsrail’e karşı birleşmiş görünüyorlar. Sakın inanmayın, çoğu palavra. İçlerinde birkaç dürüst ülke olabilir ama çoğu göstermelik İsrail düşmanıdır.
Örneğin İsrail’in en yakın müttefiki olan Suudi Arabistan bu konuda tavır koyacak, öyle mi!

* * *

Akdeniz’in ortasında KKTC adında küçük bir devlet var. Nüfusunun tamamı Müslüman.
Haydi bakalım, eğer sıkıyorsa bizim Müslüman kardeşlerimizden biri çıksın ortaya ve KKTC’yi tanıdığını açıklasın! Sıkar...
Zira hemen hepsi ya ABD’nin, ya da Rusya’nın kucağında oturmaktadır. Onlardan emir gelmedikçe böyle bir karar alamazlar.
Ama hepsinin Hristiyan Rum Kesiminde büyükelçiliği ve çok yakın dostluk ilişkileri vardır.
Hele de “Bir millet iki devlet” dediğimiz Azerbaycan’ın!

* * *

Bazı konular vardır, nutuk atmakla çözülmez. İşte avuç içi kadar İsrail orada.
Aralarında birleşsinler, İsrail’i yok etsinler! Bıraktık yok etmeyi de bir yana, şu veya bu biçimde zora soksunlar.
Ama birleşemezler zira aralarında hep kavga vardır. Kudüs konusunda bile her birinin çıkarı ayrıdır, birbirinden farklıdır.
Kudüs için bir süre daha bol kepçe nutuklar atılacak, gösteriler yapılacak, İsrail lanetlenecek, dağ fare doğuracak ve yine unutulup gidecektir...
İstediğiniz kararları alın istediğiniz kadar bildiriler yayınlayın, bu işin sonu da ne yazık ki bundan öncekilerde olduğu gibi “Bravo kapitan” olayına dönüşmeye mahkûmdur!