Ocak ve Şubat.
2 ay geride kaldı.
Kamu giderleri:
101 milyar TL’yi geçti.
Artış: Yüzde 19.2.
2007 yılında.
Kamuda çalışan:
3 milyon kişiydi.
2016 yılında:
Kamuda çalışan:
3.5 milyon kişiyi buldu.
2007 yılında kamuda personel başına yıllık gider 15 bin TL olmuştu. 2016 yılında 42 bin TL’ye ulaştı.
Rakamlar sizi sıkmasın.
Özeti şu:
Özel sektör çalışan azaltıyor.
Giderini, harcamasını kısıyor.
Kamu, çalışan artırıyor.
Harcama şişiyor.

*  *  *

Belediyeler de kamu sayılır; “yiye yiye... şişe şişe belediye...” olmanın doruğuna çıktılar. Sözleşmeli personel, taşeron, kadrolu olmak üzere  ”belediyeden maaşlı” büyük bir harcama sektörü oluştu. Keskin gözlem yapanlar; belediyelerin 1 iş için 5 çalışanı barındırdıkları ve “gizli işsiz depoları” haline geldiklerini görüyorlar.
Çalışan fazlası var.
Dışarıya da iş yaptırıyor.
Aykut Küçükkaya dün yazdı, Cumhuriyet’te yayınladı. Aile Bakanı’nın 8 yaş küçüğü kız kardeşi, “belediyelere dışarıdan mal ve hizmet satmakta” sanki bir ateş parçası.
Girişken, çalışkan.
10 parmağında 10 marifet.
Hem AKP’li Fatih Belediyesi’nin Meclis Üyeliği’ne seçilmiş, kamuyu temsil ediyor. Hem 2014 yılında 10 bin TL sermayeli bir hizmet satım şirketi kurmuş,  AKP’li Gaziosmanpaşa Belediyesi’ ne toplamı 1 milyon TL’yi aşan 3 ayrı hizmet satıyor.
Diyeceksiniz ki ne var?
Hem kamuyu temsil ediyor.
Hem kamuya hizmet satıyor.
Satamaz mı?
Satamaz.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nda; “.... meclis üyeleri görevleri süresince ve görevlerinin sona ermesinden itibaren 1 yıl süreyle, belediyeye bağlı kuruluşlarına karşı  doğrudan doğruya ve dolaylı olarak taahhüde giremez, komisyonculuk ve temsilcilik yapamaz...” diyor.

*  *  *

İktidar partisinden hanım bakanın kız kardeşi olmasaydı muhtemelen seçimlerde yine Fatih Belediyesi’ne iktidar partisinden meclis üyesi adayı gösterilmeyecek ve oraya seçildikten sonra da yine iktidar belediyesi Gaziosmanpaşa’dan 1 milyon 30 bin TL tutarında 3 hizmet satışı ihalesi alamayacaktı.
Merak edersiniz.
Dışarıdan mal ve hizmet alımı yapan Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin 1 Belediye Başkanı ve onun altında tam 22 müdürlüğü var.
22 müdür.
22 müdür yardımcısı
Yardımcının yardımcısı.
Böyle gidiyordur.
22 müdürlük içinde; Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü ile Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’nün, kendi kadrolu, maaşlı çalışanı yetişemiyor, işleri başlarından aşkın olmalı ki, “psikolojik destek hizmeti” işini yapsın diye Aile Bakanı’nın kız kardeşinin kurduğu şirkete ihale etmişler.  İktidar partisinden Aile Bakanı’nın yine iktidar belediyesi Fatih’ten meclis üyesi politikacı kız kardeşi, yine iktidar belediyesi Gaziosmanpaşa’dan ihale!
Vallahi kız ateş parçası!

HAYIR demek için 60 neden (30) 

Parayı veren duvarı kapar!


Halkı, “Hayır” demeye davet edenler ile “Evet” demeye çağıranlar arasında orantısız bir yarış var. Çok büyük bir eşitsizlik başladığı gibi sürüyor. “Hayır” çağrısı yapanlardan Milletvekili Meral Akşener’in Niğde’de yapacağı konuşmaya valilik yasak getirdi, Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın Bilgi Üniversitesi’nde ve Milletvekili Selin Sayek Böke’nin de Boğaziçi Üniversitesi’nde konuşma yapmalarına izin verilmedi. Oysa iktidar partisi sözcüleri her yerde, her koşulda, hiçbir yasak, kısıtlama, engelleme ile karşılaşmadan üstelik kamunun tüm kitle iletişim imkanlarını kullanıp propaganda yaptıkları gibi büyük kentlerde halkın işe giderken, işten dönerken toplanma ve dağılma merkezi olarak kullandığı büyük meydanlara bakan yüksek binaların duvarlarına da Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın büyük boy fotoğraflarını yapıştırarak “Evet”e gel afişleri yapıştırıyorlar. Duvarları reklam ajansları büyük para ile kiralıyor, “evet” çağrısı yapanlarda çok para var. Bu değirmenin suyu nereden?