Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” teklifi Meclis Başkanlığı’na sunuldu. Teklifin maddeleri şu günlerde Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülüyor.
Bu kanun teklifi ile Türk Vergi Mevzuatına “Vergiye Uyumu Yüksek Mükellef” kavramı da sokulmuş olmaktadır. Kanun teklifinin tecili kolaylaştıran madde gerekçesinde; “Vergiye uyumu yüksek olan mükelleflere çok zor duruma düştükleri zaman yerine getirmeleri gereken ödeme yükümlülüklerini kolaylaştıracak düzenleme yapılmaktadır” denilmektedir.

Vergiye uyumlu mükelleflerin borçları nasıl tecil edilecek?


Kanun teklifi ile Türk Amme Alacakları Mevzuatı’nda, yeni bir müessese ihdas edilmeye çalışılmaktadır.
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 48’inci maddesine eklenecek hüküm ile vergisel yükümlülüklerini süresinde yerine getirmiş ancak öngörülmeyen nedenlerle son 1 yıl içinde borçlarını ödeyememiş vergi mükelleflerinin anılan Kanun’un 48’inci maddesinde düzenlenmiş olan tecil müessesesine göre daha uygun şartlarda borçlarını taksitlendirerek, ödeyebilmelerine imkan sağlanması amaçlanmıştır.
Maddeye göre yapılacak tecil işlemi, başvuru tarihinden önceki 1 yıl süresince ödenmemiş ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamında olup, genel bütçeye gelir kaydedilen vergi, resim ve harçlar ile vergi cezaları, gecikme zam ve faizleri ile sınırlı tutulmaktadır.
Madde hükmünden, en az 3 yıl süreyle gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olan, başvuru tarihinden geriye doğru 3 yıl içerisinde vergi kanunlarına göre vergi dairelerine verilmesi gereken tüm vergi beyannamelerini süresinde vermiş, son bir yıllık borcunu, borç ödemede hüsnüniyet sahibi olmasına rağmen ödeyememiş mükellefler yararlanabilecektir.
6183 sayılı Kanun’un 48’inci maddesine göre tecil edilmiş veya özel kanunlara göre ödeme planına bağlanmış borcu bulunan mükellefler de vadesi 1 yılı geçmemiş borçları için madde hükmünden faydalanabileceklerdir.
Madde kapsamında tecil edilen alacaklara, 6183 sayılı Kanun’un 48’inci maddesine göre belirlenen oranda faiz tatbik edilecektir.
Madde kapsamında yapılacak tecilde, tahsil daireleri itibarıyla tecil edilen borçların toplamı; 500 bin Türk Lirası’nı (bu tutar dahil) aşmadığı takdirde teminat şartı aranılmayacak, aşması durumunda ise 500 bin Türk Lirası’nı aşan kısmın yüzde 25’i oranında teminat alınacaktır.
Madde ile Bakanlar Kurulu, teminatsız tecil tutarını; on katına kadar artırmaya, yarısına kadar indirmeye, yeniden kanuni tutarına getirmeye, zorunlu teminat oranını yüzde 50’ye kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye, yeniden kanuni orana getirmeye, tecil edilecek gecikme zammını, Türkiye İstatistik Kurumu’nun her ay için belirlediği Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi’nin (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak hesaplatmaya, borçlunun çok zor durum halinin tespitinde kullanılacak kriterleri belirlemeye, belirlenen kriterler çerçevesinde borçluların çok zor durum halini derecelendirmeye ve bu dereceleri dikkate alarak, 36 aya kadar olan tecil süresini 60 aya kadar uzatmaya, yürürlükteki faiz oranından farklı faiz oranı belirlemeye yetkili kılınmıştır.
Ayrıca Bakanlar Kurulu, alacaklı diğer amme idarelerinin hangi alacaklarının madde kapsamında tecil edilebileceğini, madde kapsamında uyumlu borçluları ve uyumlu borçluların belirlenmesinde kullanılacak kriterleri belirlemeye yetkilidir.
Maliye Bakanı tecil yetkisini, sınırlarını açıkça belirtmek ve yazılı olmak şartıyla oluşturulacak tecil komisyonlarına devredebilecektir. Komisyonların teşkili ile çalışma usul ve esasları Maliye Bakanı’nca belirlenecektir.
Tecil şartlarına riayet edilmemesi nedeniyle muaccel olan amme alacağının tecili en fazla 2 defa geçerli sayılabilecektir. Ancak, tecil şartlarına riayet edilmemesi halinde tecil talep tarihinden itibaren 5 yıl geçmedikçe bu madde hükümlerinden yararlanılamayacağı düzenlenerek, maddeden borcunu ödemede hüsnüniyet sahibi olanların yararlanması amaçlanmaktadır.

Olumlu bir düzenleme, ama…


Türkiye’de ekonomik krizin ortadan kalkmak yerine sürekli olarak yaşanacağını önceden gören Maliye Bakanlığı, Meclis’e böyle bir yasa teklifini hazırladı ve teklif kanunlaşacak…
Vergiye uyumu yüksek, geçmiş 3 yıl hiçbir sorunu olmayan vergi mükellefi, artık devlete vergi borcunu ödeyemiyor ise o ülkede genel bir ekonomik krizden bahsetmek gerekecektir. Zor durumda olan şirketleri ayakta tutmak için önemli bir müessese olabilir ama ülkedeki tüm şirketler aynı durumda olursa ne olacak?
Bu müessese çok ayrıntılı düzenlenmez ve yöneticilere takdir hakkı tanımada cömert davranılırsa, ölü doğmuş olur.
Ekonomide genel bir iyileşme sağlanmadan, zor duruma düşen mükellefleri oksijen çadırına almanın hiçbir faydası olmayacaktır. Sadece hastanın ölümü geciktirilecektir.