16 Nisan’dan sonra güya özgürlükler artacaktı... Milletin gözlerinin içine baka baka böyle diyorlardı.
Milletin aklıyla alay ediyorlardı sanki... Özgürlüklerin artması bir yana, tam tersine kısıtlandıkça kısıtlanıyor. İşte önceki gün ve dün yaşanan iki olay:
1) Cumhuriyet İnternet Sitesi’nin yayın yönetmeni Oğuz Güven tutuklanıp hapse atıldı. Suçu ne? Bir habere attığı başlık... Gazete ve internet yöneticileri her gün yüzlerce başlık atıyor. Beyefendilerin hoşuna gitmeyen başlıklarla da hapse tıkılma dönemi başladığına göre, artık tüm yöneticiler topun ağzında demektir. Bir de hâlâ “Türkiye’de basın özgürlüğü Avrupa’dan ileri” derler. Yalanınızı sevsinler! Dünyaya komik oluyoruz!
2) Beşiktaş Belediyesi her yıl 19 Mayıs nedeniyle dört gün süren büyük kutlamalar yapardı. Bu yılki kutlamalar dün Atatürk’ün Samsun’a hareket etmeden önce Akaretler’de annesinin elini öptüğü evin önünden başlayacaktı. Başlayamadı. Neden?
İstanbul Valiliği son anda Atatürk’le ilgili 4 günlük bütün kutlama programını iptal etti.
Gerekçe, kamu güvenliği ve kamu düzenini korumak imiş... Bunlar, hiç de inandırıcı olmayan bahaneler tabii...
Davranış “Şu mektepler olmasaydı Maarif’i ne güzel idare ederdim” diyenlerin zihniyetine benziyor.
“Şu toplantılar, yürüyüşler, kutlama programları filan olmasaydı, İstanbul’u ne güzel idare ederdik!” der gibi bir şey...
Kamu güvenliği diye bunlar Atatürk kutlamalarını iptal ediyor ama iktidar kanadının bütün etkinliklerine cömertçe izin veriyor.
Nedir bu Atatürk alerjisi, anlamak çok zor. Devlet böyle yaparsa, bir takım Atatürk düşmanları da fırsat ve cesaret bulur, televizyonlara çıkarak Atatürk’e ve muhterem annesine hakaretler yağdırır.
Böylece “Balık baştan kokar” sözü bir defa daha kanıtlanmış olur.

Prof. Sedat Katırcıoğlu


Kulak-Burun-Boğaz hastalıkları alanında Türkiye’nin önde gelen hocalarından Prof. Dr. Sedat Katırcıoğlu’nu kaybedeli iki yıl oldu.
Katırcıoğlu’nun çok sevdiği damadı tanınmış diş hekimi Prof. Dr. Osman Gümrü ve Katırcıoğlu’nun öğrencilerinden Prof. Dr. Yahya Güldiken ile hocanın aziz hatırasını anıyorduk.
Bugün Kulak-Burun-Boğaz hastalıkları dalında Türkiye’nin önde gelen hocalarından olan Prof. Dr. Yahya Güldiken bir anısını şöyle anlattı:
“Sınavda en yüksek notu 3 kişi almıştık. Notlarımız eşitti. Benim yabancı dilim daha iyiydi, bu benim lehime bir durumdu ama torpilim yoktu. Sadece bir kişi alınacaktı. Bu nedenle pek umutlu değildim.
Sedat Hoca beni odasına çağırdı. Heyecandan kalp çarpıntıları içindeydim. ‘Yahya, seni alıyoruz’ deyince dünyalar benim oldu sanki...
Sedat Hoca sordu:
“Ne o, şaşırmış gibisin...”
“Evet hocam, doğrusu ümidim azdı...”
“Neden?”
“Benim torpilim yoktu hocam...”
Rahmetli Sedat Katırcıoğlu hoca şefkatli ve güven veren bir sesle:
“Benim olduğum yerde torpil olmaz evlâdım” dedi.
Onun bu dürüst davranışı hayatımı olumlu yönde değiştirdi. Nur içinde yatsın.”

Otoyollarda eziyet!


Yeni köprü ve otoyollar şikâyet konusu olmaya devam ediyor.
Otomobille köprü ve otoyolu kullanarak ilk defa İstanbul’dan Bursa’ya giden meslektaşımız Turgay Noyan, yolladığı bir mesajla, başından geçenleri anlattı. Özetleyerek naklediyorum.
Gişelerde okunmayan HGS kartları, açılmayan bariyerler, tıkanan trafik... Çalınan kornalar, savrulan küfürler...
Yeni yolun keyfini çıkartmayı düşünen Turgay Noyan ve eşinin tam tersine sinirleri bozulmuş.
Bir geçişte bariyer yine açılmıyor. Gişede görevli kız, “Kartı okutamadınız” diyor. Biraz da küçümseyerek bakıyor.
“Yahu HGS’yi cama yapıştırdım işte... Niye açılmıyor bariyer?”
Görevli kız aynı küçümser ses tonu ile konuşuyor:
“Okutamıyorsunuz işte... Neyse uzatmayalım. 675 kuruş ödeyeceksiniz!”
“Eh, ne yapalım? Ödeyelim.”
Parayı veriyor mecburen...
Vatandaş otoyollarda yolunuyor.
Orhangazi’den bir sonraki girişten Bursa kavşağına kadar kısa mesafe için 675 kuruş... Soygun gibi bir şey! Tüm arabalardan şıkır şıkır para topluyorlar! Para al, para üstü ver diye uğraşırken trafik yavaşlıyor, protesto kornaları çalınmaya başlıyor!
Devenin hikâyesi gibi... Neremiz doğru ki, otoyol işletmelerimiz doğru olsun!

GÜNÜN SÖZÜ

Senin için başkasını terk eden, bir başkası için de seni terk eder!

1