Ülkemizde iç barıştan söz etmek mümkün değil. Dış politikada ise zaten tel tel dökülüyoruz.
Hollanda ve Avusturya, bazı bakanlarımızın ülkelerine girmelerini engelledi. Almanya, Türkiye Cumhurbaşkanı’na Hamburg kentinde vatandaşlarımızla bir salon toplantısı yapmasına izin vermedi.
Bütün bunlar izlenen sert politikalardan oluyor.
Ülke içinde de, ülke dışında da hep sertlik hâkim... Konuşmalar, ifadeler, söylemler zehir gibi acı, alev gibi yakıcı.
O zaman sertlik sertliği doğuruyor!
Kutuplaşma ve kamplaşma, terör gibi, ülkemizin en önde gelen sorunlarından biri oldu. Bunun acilen ortadan kaldırılması şart ama iktidardan o yönde
bir niyet görülmüyor.
Demokrasi, farklı düşüncedeki insanların birbirlerini dışlamadan yaşayabilmelerini gerektirir. Bu olmadan toplumda huzur ve barış sağlanması mümkün değildir.
Türkiye’nin içinde bulunduğu tablo ne yazık ki, gelecek için bir umut vermiyor. Bu umudun yaratılması için her şeyden önce iktidarın “Benden olanlar” ve “Benden olmayanlar” diye ayrım yapmadan toplumun her kesimine âdil yaklaşması gerekiyor. İnatlaşma barış getirmez!