Balyoz Planı Davası’yla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlaline hükmetmesi üzerine İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin aldığı kararla tahliye olan MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan, partisinin grup toplantısına ilk kez katıldı. Salona Genel Başkan Devlet Bahçeli ile birlikte gelen Alan, yine grup sırasında Genel Başkan Bahçeli ile birlikte oturdu.



BAHÇELİ'DEN SERT SÖZLER

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir gün adalet önüne çıkarılacağını ifade ederken, “Erdoğan sen ki Kenan Evren’in ve 12 Eylül cuntasının kucağında pışpışlanan, muhtıralardan süt emen, demokrasi karşıtı cepheden gıdalanan 12 yıldır Türkiye’ye kan ağlatan bildik bir despotsun. Sen 12 Eylül’ü bırak da 28 Şubat’ın, 27 Nisan’ın derdine ve peşine düş” dedi.

Sorumsuz cinayetlerin siyasete çok zaman kaybettirdiğine işaret eden Bahçeli, “Dünyanın kendi etrafında döndüğünü düşünen küçük kafalar böyle devam ederek toplumsal kutuplaşmadan zevk duymuşlardır. Savaş mantığıyla çapsız siyaset ispirtocuları siyasetimizden çok şey götürmüştür. Her darbe toplumsal istikrarı zedelemiştir. Her ne sebeple yapılırsa yapılsın hiçbir askeri müdahale doğru değildir, tehlikelidir. Başbakan Erdoğan ve hükümeti millete korku enjekte etmiştir. Erdoğan içi boş demokrasi söylemleriyle yıllardır huzursuzluk kaynağı haline gelmiştir” dedi.

Bahçeli, şunları kaydetti:

Algısı kapanan Kenan Evren’in hapse kapatılarak 12 Eylül hesabı sorulduğu düşünülmesi çok ucuzdur. 12 Eylül darbesini sorgulayacaksak sadece iki yaşlı darbeciyle güç gösteri yapılmaması gerekmektedir. 12 Eylül düzenini, hak kayıplarını nasıl yorumlayacağız? Evren ve Şahinkaya’yı cezalandırınca çekilen çileler sıfırlanacak mı?
MHP 12 Eylül’ün en ağır sonuçlarına maruz kalmıştır, ölümle sınanmıştır. Şimdi herkes Evren ve Şahinkaya’ya odaklanmıştır. MHP’ye kin kusan 12 Eylül cellatlarını kimse konuşmamaktadır. Önce adam olması, önce kalbinin vatan aşkıyla çarpması gerekecektir. Bu da olmayacağına göre bu sonuçlar hiçbir işe yaramayacaktır. Demokrasi şampiyonu kesilen yazar takımının o dönemlerde 12 Eylül’cüleri nasıl alkışladığını biliyoruz. İki yaşlı insanın yargılanmasıyla 12 Eylül davası kapanmaz.
34 yıldır kan içtik kızılcık şerbeti içtik dedik. Belki doğru belki yanlış ama bu devlet bizim hepimizin dedik, buna da dayanacağız dedik. Şimdilerde Erdoğan bize 12 Eylül’le ilgili parmak sallamakta ve ahkam kesmektedir. Erdoğan, sen ki Kenan Evren’in ve 12 Eylül cuntasının kucağında pışpışlanan, muhtıralardan süt emen, 12 yıldır Türkiye’ye kan ağlatan bildik bir despotsun. Sen 12 Eylül’ü bırak da 28 Şubat’ın peşine düş. Bir gün gelecek 17-25 Aralık için yaptıklarının bedelini ödeyecektir. Pınarhisar’daki günlerini bile mumla arayacaktır.

34 yıldır kan içtik kızılcık şerbeti içtik dedik. Belki doğru belki yanlış ama bu devlet bizim hepimizin dedik, buna da dayanacğız dedik. Şimdilerde Erdoğan bize 12 Eylül’le ilgili parmak sallamakta ve ahkam kesmektedir. Erdoğan, senki Kenan Evren’in kucağında pışpışlanan süt emen, 12 yıldır  Türkiye’ye kan ağlatan bildik bir depotsun. Sen 12 Eylül’ü bırak da 28 Şubat’ın peşine düş. Bir gün gelecek 17-25 Aralık için yaptıklarınının bedelini ödeyecektir. Pınarhisar’daki günlerini bile mumla arayacaktır.

BALYOZ TAHLİYELERİ...

16 Aralık’ta başlayan Balyoz 21 Eylül’de sonuçlanmış ve onanmıştır. Bu kapsamda yüzlerce kişi ceza almıştır. Hukuku linç eden yağmur gibi ceza yağdıran savcılar tarihe kara bir leke olarak geçmişlerdir. Tanık olarak gösterilen askerlerin dinlenmemesi gibi hatalar Balyoz davasının omurgasını çökertmiştir. Türk askerini ceza evine koymuştur. Balyoz darbe planından dolayı içeride tutulan askerler özgürlüklerine kavuştular. Uyduruk delillerde sınır tanımayan savcılar şimdi nereye sığınacaklardır? Askerlerimizin kaybolan yıllarının hesabını kim geri verecektir? Hukuku takip eden savcılar şimdi ne yapacaklar? İyi ki Anayasa Mahkemesi vardır, iyi ki vicdanını satmayan hakimler vardır.

ERDOĞAN İÇİNE SİNDİREMEDİ

Erdoğan tahliyeleri hala içine sindirememiştir. Bu çerçevede Başbakan Erdoğan’ın Haliç’te yaptığı konuşması kendisi adına yüz karasıdır. Maden 12 Eylül referandumu tahliyelere neden olmuştur, bu halde Erdoğan 13 Eylül’de kendisi için yapılan anayasa değişikliği olmasaydı kendisi de cumhurbaşkanı adayı olamayacaktır. Mağdurlara gelince mi bize minnet duyun demek istemektedir. Ne saçmalamaktadır. Erdoğan başbakan olmak için ABD’ye yalvarmıştır.

"BU UTANÇ KAYNAĞIDIR"

Hukuku parayla karartmayı aklında geçiren birisinin başbakanlık koltuğunu işgal etmesi utanç kaynağıdır. Tahliye olan herkesin sevincini paylaşıyoruz. Grup sıralarımızda hep bir eksik vardı. O tarihlerde aramızda bulunamıyordu, hedef seçilmişti. Bizler hep birlikte sabrettik. Adaletin tecelli edeceğine inandık. Bu oyuna düşmedik. Biz AKP’ye rağmen doğrunun kazanacağına hep güvendik. 18 yıl ceza almış arkadaşımızın komployu kurban gittiğine inandık. Başbakan bizler bedel ödeme sıramızı savdık ama bedel ödeme sırası sana geçtiğinde adaletin karşısında ayakta uzun uzun dikileceğin günler bilesin ki çok yakındır.

Türkiye 10 Ağustos’ta cumhurbaşkanını belirleyecektir. Cumhur yani halk ilk kez aracısız devreye girecek veya Çankaya’yı 7 yıl teslim edecektir. Ekmel Bey inançlıdır, millet değeridir. Ne var ki Ekmel Bey'in adaylığından korku duyanların, telaş yapanları varlığı az olmakla birlikte kendisini göstermiştir. Bu adaylıktan korku duyanlar kriz taciridir. Bunlar Türkiye’nin huzurunun felç olmasını düşleyen zavallılardır. Bazıları çatı adayı eski Türkiye kokusu taşıyor diye zırvalamış, bazıları adayın yanlış olduğunu söyleyerek suya yazı yazmıştır. Ne kadar dili ve zihniyeti bozuk olan varsa çatı adayımıza kulp takmak istemişlerdir. Çatı adayımızı Pensilvanya adıyla küçültmeye çalışan omurgasızlar çıkmıştır.

Başbakan Erdoğan kurduğu hayallerin olmayacağını anlamış adayımızda dolayı korkuya kapılmıştır. Temeli olmayanın çatısı olmayacaktır. Bizim çatımızın binası da vardır kapısı da vardır ve ortadadır. Anlayamadığımız muamma Başbakan’ın temelinde nelerin olduğudur. Bizim temelimizde haram lokma yoktur, ayakkabı kutuları yoktur. Papaz cübbesi giyip sırıtmak yoktur. Yol için cami yıkmak, evlat için hazine yağmalamak bizim temelimizde yoktur görülemez.