Saygı ÖZTÜRK / SÖZCÜ



12 yıl sınırlarda görev yapan, terör örgütünün taktiklerini en iyi bilen komutanlar arasında yer alan emekli albay Erdal Sarızeybek, “IŞİD saldırılarıyla önce Kürt sorunu yarattılar ve bunu dünya kamuoyunun gündemine çektiler. Şimdi sıra bu bölgede sınırları belli bir coğrafyada Özerk bir yapının ilan edilmesine gelmiştir. Bu da BOP Projesinin Güney Kürdistan ayağı olacaktır. Bu Türkiye için bir tehdittir” dedi.

Terörün en azgın döneminde Şemdinli’de tabur komutanlığı görevinde bulunan, sınır ötesi harekatlara izin verilmediği için karakolları basılan ve 75 şehidi gözyaşlarıyla memleketlerine gönderen Sarızeybek, SÖZCÜ’nün sorularını şöyle cevaplandırdı:

Kobani’de yapılmak istenen

Adı IŞİD olan bir silahlı yapının eliyle Suriye’nin doğusunda uluslararası bir Kürt sorunu yaratılıyor. Biz daha önce böylesi bir oyunu Irak kuzeyinde görmüştük. 1988 Halepçe katliamı ve peşinden gelen 1991 Körfez savaşıyla benzer durumlar yaşanmış, Çekiç Güç’ün oluşturduğu tampon bölgeyle hem Kürt sorunu yaratılmış hem de silahlı PKK gücü kurulmuştu. Barzani’nin de Özerk Kürdistan’ı kurması sağlanmıştı. 2003’te bir adım daha ileri gidilerek silahlı PKK’yı siyasi güce, Özerk Barzani’yi de Federe Kürdistan’a dönüştürdüler. Bu Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) Güney Kürdistan ayağı oldu. Şimdi aynı oyun Kobani denilen Suriye’nin doğusunda oynanıyor. IŞİD saldırılarıyla önce Kürt sorunu yarattılar ve bunu dünya kamuoyunun gündemine çektiler. Şimdi sıra bu bölgede sınırları belli bir coğrafyada Özerk bir yapının ilan edilmesine gelmiştir. Bu da BOP Projesinin Güney Kürdistan ayağı olacaktır. Bu Türkiye için bir tehdittir. ABD bu projeyi işletebilmek için Irak’ı işgal etmişti. 1991 ve 2003 müdahalesinde 6.000 Amerikan askeri hayatını kaybetti. Bu durum Amerikan kamuoyunda büyük infiale yol açınca, Suriye’de strateji değiştirdiler, doğrudan ABD müdahalesi yerine IŞİD gibi yapıları yöneterek aynı amaca ulaşmaya çalışıyorlar.

Peki ya hava bombardımanı?

Bu ABD istihbaratı ile biz de uzun zaman PKK inlerini bombalamıştık. Ne oldu? PKK’ya darbe mi, vuruldu? Hayır. Hiç unutmuyorum, 1 Mayıs 2008’te ABD istihbaratı ile Avaşin denilen yeri bombalamıştı Hava Kuvvetlerimiz, 8 Mayıs’ta aynı yerden çıkan PKK, Aktütün karakoluna saldırmış, 6ı askerimiz şehit düşmüştü. Yani bunlar hep oyunun bir parçası... IŞİD aşırı dinci bir örgüt olarak ortaya çıktı. Ancak IŞİD’i yönetenlerin ben Müslüman olduğunu düşünmüyorum. IŞİD’in Bağdat’a giderken geri dönüp Kobani vakasını yaratması, haklı olarak bu örgütün BOP’un bir parçası olduğunu düşündürüyor.

Konuyu biraz daha açayım: Ortadoğu’da oynanan oyunun ardında asıl olarak İsrail vardır. Amacı bölge ülkelerini parçalayıp bu parçalardan İsrail’e müttefik devletler kurmak. Ortaya koyduğu parçalama stratejisi çok çarpıcı; Müslümanlar etnik köken ve dini mezhep farklılıkları temelinde ayrıştırılıp çatıştırılmak isteniyor. Şu an bu oyun sürüyor zaten, bakınız Irak’a, Suriye’ye, çatışan gruplar Alevi-Sünni, Kürt- Arap ekseninde gidiyor. Eğer ki bu oyunu tetiklemek için doğrudan İsrail devreye girmiş olsaydı, iş Yahudi-Müslüman çatışmasına dönüşebilirdi. Bunun önüne geçmek için Müslüman’ı Müslüman’a kırdırıyorlar, IŞİD’e de bu oyunda sözde Müslümanlar adına tetikçilik yaptırıyorlar.

Düşünmek bile ürkütücü

PKK terör örgütü zaten Suriye doğusundaki ayrılıkçı Kürt örgütleriyle iç içedir. Türkiye’de olayları tırmandırarak meselenin uluslararası arenaya çekilmesini kolaylaştırıyor. Irak kuzeyinde 1988’te yapıldığı gibi, şimdi de Suriye doğusunda aynı oyun oynanıyor. Öte yanda Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesine kapı aralanmak isteniyor. Eğer ki Türkiye bu oyuna düşüp de Kobani’ye müdahale etmeye kalkışırsa, PKK terör örgütü ile aynı safa geçmiş olacaktır. Bunun düşüncesi dahi ürkütücüdür.

Kuzey Irak’a göndermediler 

21 Ekim 2007’de Irak kuzeyinden gelen PKK teröristleri Dağlıca karakolumuza saldırmış, 12 askerimizi şehit etmiş, sekiz askerimizi de kaçırmıştı. O zaman da AKP Hükümetinin elinde tezkere yetkisi vardı ama kullanmadı, Irak’a harekat yapmadığı gibi, kaçırılan askerimizin peşinden dahi gitmedi. Hatırlayınız o zamanlar kaçırılan askerimizi kim geri getirmişti; PKK’nın siyasetçileri. Türk askerine yapılan saldırıları görmezden gelen bir siyaset, bugün PKK’ya destek için Suriye’ye girmeye kalkışırsa, Türk milleti bu harekatı desteklemeyecektir. Milletin desteklemediği bir harekatı Türk Ordusu da sürdüremez. AKP Hükümeti zaten baştan beri BOP’a hizmet eden kararlar alıyor, uygulamalar yapıyor. PKK terör örgütüne bugünlerde yaşanılan olayları çıkartma cüretini ve gücünü de veren de AKP’dir. Bu bir iyi polis kötü polis oyunudur. Yarın göreceksiniz birlikte sahneye çıkıp barış kardeşlik diyecekler, hadi gelin anayasa yapalım diyecekler, silahla kazanılmış olan Cumhuriyet değerlerini masa başında yok edebilmek için yine birlikte hareket edecekler. Türkiye bu oyunu artık görmelidir çünkü tehdit altında olan Türk yurdu ve Türk Milletidir.

Her parçalanma aleyhimize

Türkiye elbette insani yardım çerçevesinde hareket etmeli ancak Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumak adına bölgesel ittifaklar kurmalıdır. Aksi halde bu bölgedeki her parçalanma Türkiye’ye ağır bir tehdit olarak geri dönecektir.

Sonuçta Kobani bir tuzaktır tıpkı PKK gibi, Barzani gibi. Türkiye bu tuzağa düşmemelidir. Türkiye, Suriye ve Irak’ın parçalanmasına izin vermemelidir. Anadolu ile Asya arasında tampon devlet ya da yönetimler kurulmasına asla izin vermemelidir. Böylesi bir tehdidi biz Türk tarihinde 1920’deki Sevr projesiyle görmüştük. Mustafa Kemal Atatürk bu Sevr Projesini Türk yurdu ve milletine yönelik yüzyıllardan beri hazırlanmış büyük suikast olarak görmüştü. Biz bunu Kurtuluş savaşımızla sonuçsuz bırakmıştık ama şimdi yeniden karşı karşıya kaldık.

 

e­cek­tir. Böy­le­si bir teh­di­di biz Türk ta­ri­hin­de 1920’de­ki Sevr pro­je­siy­le gör­müş­tük.”