Güneydoğu’dan gelenlerle konuştuğumuzda son cümle genelde “Bu iş bitmiş” oluyor. Yani Güneydoğu’da terör örgütünün her şeye hakim olduğunu belirtiyorlar. Gerçekten durumun anlatıldığı gibi vahim olup olmadığını araştırdığınızda benzer sözleri başkalarından da duyuyorsunuz. Bunları öğrenince, “Vah bunca emeğe, çabaya” diyorsunuz.
Eski bir bakan, seçim bölgesine gitti. Oradaki izlenimlerini aktarırken, son dönemlerde sıkça duyduğumuz “Bu iş bitmiş, Türkiye adeta bölünmüş. Bunun geri dönüşü yok” sözleri oluyor. İnanamıyorsunuz.
Devam ediyor:
“Karakolun 300 metre ötesinde terör örgütü militanlarının kampı var. Asker onları, onlar askeri seyrediyor. Köy korucuları, askere gelip, ‘Komutanım burada teröristler var. Bunlara bir şey yapmayacak mıyız?’ diye soruyor. Aldığı cevap, ‘Çözüm süreci var. Onlar bize ateş etse bile karşılık vermememiz isteniyor’ oluyor. Bu durumda bizim yapacak bir şeyimiz yok. Ancak bize ateş ederlerse meşru müdafaa hakkımızı kullanırız.”

Genelkurmay’ın gündemi

Ülkenin asayiş ve güvenliğinden İçişleri Bakanı sorumludur. Bakan Efkan Ala, Güneydoğu’da yaşanan olaylar konusunda alabildiğine sessiz. Bir çok konuda şahin kesilen Ala’nın bu sessizliği, kuşkusuz yörede terörle mücadeleyi de olumsuz yönde etkiliyor. Şırnak Valisi, PKK’nın başı Abdullah Öcalan’a teşekkür ediyor, Efkan Ala, o valinin görevden alınması için bırakın kararname hazırlamayı, bir de “bravo” diyor. Belki de Şırnak Valisi Hasan İpek’i o şekilde konuşturan, onu görevde tutmaya devam edenlerdir.
Güneydoğu’da askerin karakoluna hapsedilmesi, 15 gündür yolları bile açamaması vatandaşın devlete olan güvenini iyice ortadan kaldırıyor, teröristler açısından “kurtarılmış bölge” izlenimi doğmasına neden oluyor. Ama unutmayalım, orada sorumluluk doğrudan İçişleri Bakanı’nındır, valilerindir.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, bir yandan Güneydoğu’da yaşanan olaylara gerekli müdahaleyi yaptırmamakla eleştirilirken, bir yandan da başta “Balyoz Davası” olmak üzere, askerlere dava aşamasında verdiği öne sürülen sözü yerine getirmemekle de eleştiriliyor. Yalnız bunlar değil, son dönemlerde, Genelkurmay Başkanı’nı eleştiren komutanlara da orduevi ve sosyal tesislere giriş yasağı getiriliyor. Emekli askerlere bu yasağı anladık ama bazı komutanların eşlerine de yasak getirilmiş durumda.
Genelkurmay Başkanlığı’nı yazılı ve sözlü açıklamalarıyla eleştiren 28 komutana orduevi ve sosyal tesislere 6 ay giriş yasağı getirilmişti. Kendilerine yazılı bir bildirimde bulunmadan verilen bu cezayı, komutanlar orduevi ve sosyal tesislerinin kapısında görevli erlerden öğrendiler.
Daha önce 28 komutana uygulanan orduevi ve sosyal tesislere 6 ay alınmama kararı uygulandı. Süre doldu ve komutanların önemli bir bölümünün yasağı kaldırıldı. Deniz Kuvvetleri Komutanı olacakken, “Balyoz Davası”nda askerlere yapılan haksızlığa isyan edip istifa eden dönemin Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner, emekli Tümgeneral Naci Beştepe, emekli Tuğamiral Türker Ertürk’ün yasağı 6 ay daha uzatıldı.

“TSK, Özel’in çiftliği değil”

Komutana giriş yasağı getirilse bile eş ya da çocukları yasak kapsamının dışında tutuluyordu. Emekli Tümgeneral Naci Beştepe’nin eşi Derya Beştepe‘ye de Genelkurmay Başkanlığı’nın emri doğrultusunda orduevi ve sosyal tesislere giriş yasağı getirildi. Bu hayli şaşırtıcıydı.
Eşine orduevi yasağı getirildiği günlerde, Derya Beştepe, bu yasağa tepki gösteriyor, Ankara’da yapılan “Sessiz Çığlık” eyleminde, “Türk Silahlı Kuvvetleri, Necdet Özel’in çiftliği değildir. Orayı çiftliği gibi yönetemez. Eşime ve bazı komutanlara orduevine 6 ay giriş yasağı konuldu. Eşim 6 ayla değişmez. 6 yıl, 60 yıl az gelir. Beni de yasaklayın” demişti. Bunu diyen siz misiniz? Buyurun size de 6 ay ceza. Orduevi ve sosyal tesislere eşiniz gibi artık siz de alınmayacaksınız. Naci Beştepe, hiçbir bildirimde bulunulmadan başlatılan yasağa karşı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde dava açacak.
Emekli Oramiral Nusret Güner de cezasının 6 ay uzatıldığını öğrendi. Deniz Kuvvetleri mensuplarına yapılan haksızlığa isyan ettiği için istifa eden Güner’i en çok üzen ise özellikle emekli denizcilerin bu olaya tepki göstermemesi, sessiz kalması. Dahası, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu’nun, Güner’e uygulanan yasağı tüm birimlere göndermesiydi...
Güneydoğu’da onca olay yaşanırken, Genelkurmay Başkanlığı’nın uğraştığı konulara bakın... Bunlar yakışmıyor, saygınlığı ciddi bir biçimde zedeliyor...