ERDOĞAN'IN NOBEL ÇIKIŞI
Barker yazısına, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçen ay bir konuşmasında sarfettiği şu sözlerle başlıyor: "Birileri mülteci kabülünde laf ediyor. '30 bin-40 bin (kişi) alacağız' diyor, Nobel’e aday gösteriliyor...2,5 milyon mülteci var bizde, kimsenin umrunda değil." Erdoğan'ın bu konuşmasında isim vermeden adının Nobel için geçmesine atıfta bulunduğu Almanya Başbakanı Angela Merkel'e gönderme yaptığı belirtiliyor.
'SADECE TANRI VE ERDOĞAN'
Financial Times muhabiri ise bazı üst düzey AB yetkililerinin, bu yıl yaklaşık 900 bin göçmenin Avrupa ülkelerine ulaşmasının ardında Erdoğan'ın olmasından şüphelendiklerini yazmış ve eklemiş: "Doğru mu yanlış mı bilinmez ama umutsuz bir diplomat şaka ile karışık 'sadece Tanrının ve Erdoğan'ın' kendilerini rahatlatabileceğini söyledi."
'ERDOĞAN BİZİMLE OYNUYOR'
Financial Times'a konuşan AB'nin eski Türkiye Büyükelçisi Marc Pierini ise Pazar günkü Türkiye-AB Zirvesi sırasında imzalanması beklenen anlaşma ile ilgili olarak şu yorumu yapmış: "Anlaşma siyasi bir paniğin eseri. Erdoğan'a diz çökerek gittik. O da şimdi bizimle oyun oynuyor."
Financial Times Brüksel muhabiri Alex Barker, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Avrupa Komisyonu Başkanı ve eski Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker'in de katıldığı görüşmelerde Lüksemburg’dan "Bir Türk şehri büyüklüğünde bir ülke" diye bahsettiğini de hatırlatmış.
'BRÜKSEL VE BERLİN AKP'NİN BAŞARILI OLMASINI İSTEDİ'
Alex Barker'a göre Brüksel ve Berlin, Türkiye'de 1 Kasım'daki seçimde Erdoğan'ın partisi AKP'nin başarılı olmasını umut etti.
Yazıyı el alan Barker, Avrupalı yetkililerin iddialı bir göçmen anlaşması için adil bir bedel ödediklerini söylüyor. Önümüzdeki aylarda milyonlarca Suriyeli Türkiye'de istihdam ve eğitim alanlarında daha fazla hakka sahip olabileceğini vurgulayan gazeteci, sınır kontrollerinin de sıkılaştırılabileceğini aktarıyor. "Bir yıl içinde 'geri kabul anlaşmasının' tamamen uygulanması ile binlerce kaçak göçmen Türkiye'ye geri gönderilebilecek" diyen Barker, tüm bunların yerine getirilmesi halinde Türkiye'nin göçmenler açısından Avrupa'nın tampon bölgesi olacağının altını çiziyor.
'PARİS SONRASI TÜRKLERE VİZE ERİŞİM İMKANI VERİLMESİ İMKANSIZ'
Financial Times muhabiri esasında burada bir ironi olduğunu, Brüksel'in birden Türkiye'ye karşı gevşek davranmaya başlamasının Erdoğan'ın, AB'nin Türk karşıtı ön yargısını gizlemek için yasal sorunları öne sürdüğü görüşünü güçlendirdiğini belirtiyor.
Yazı, "Tüm beklentilere karşın anlaşmanın önünde hala bazı tehlikeler var. AB bölünmüş durumda ve Türkiye'ye maddi yardım yapma konusunda hemfikir değil. Kıbrıs'ın Türkiye ile üyelik müzakerlerine yönelik engellemeleri sürüyor. 75 milyon Türke Schengen bölgesine vizesiz erişim imkanı vermek de, Paris saldırıları sonrası artık imkansız olabilir." görüşleriyle son buluyor.
BBC