MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, "AK Parti Hükümeti'nin bölücü teröre sağladığı geniş imkan, göstermiş olduğu tavizkar tutum ve kolaylıkların ülkeyi belirsiz ve riskli bir sürece mahkum ettiğini" öne sürerek PKK'nın şehirlere konuşlandığını, teröristlerin provokasyonlarına yenilerini eklediğini ve bölücülüğün mevzi üstüne mevzi kazandığını savundu.

 

"Yıllarca dillendirilen 'İyi şeyler olacak' söyleminin PKK'ya moral ve motivasyon sağladığını, böylece Türkiye'nin bölünmenin sınır hattına kadar sürüklendiğini" iddia eden Bahçeli, şöyle devam etti:

"Hükümet'in bebek katilleriyle pazarlık masası kurarak her dayatmayı alttan alması milli bekamıza ve milli varlığımıza olağanüstü zararlar vermiştir. PKK, bulduğu her fırsatı, kanlı ve barutlu toplumsal olaylara, isyan ve ayaklanma provalarına tahvil etmiştir. Bölücülük, Türk milletine meydan okuyup Türk devletinin egemenlik haklarını aşındırırken Başbakan ve Hükümeti kahredici bir şekilde terörden geçinen çevrelerin elini güçlendirmekle meşgul olmuştur. Açıktır ki AKP Hükümeti, Türk milletinin yanında durmamış, Türkiye'nin tarihsel ve kültürel mirasını layıkıyla savunmamıştır. Başbakan ve Hükümeti PKK'yla birlikte, bölücülüğün ortak paydasında, Türkiye hasımlığının ortak zemininde zillete bulaşmış, baştan ayağa işbirlikçiliğin kirine boyanmıştır."

 

"Türk milleti hıyanetin tehdit ve şantajlarına boyun eğemeyecektir"

Bahçeli, "İyi şeyler ve güzel gelişmeler olacak" propagandası ve müzakereye geçileceğiyle ilgili beyanların AK Parti'nin PKK'ya tam tesliminin ispatı olduğunu ileri sürerek şu değerlendirmeleri yaptı:

"PKK'nın sözde silah bırakacağıyla ilgili asılsız ve beyhude iddialara ilave olarak, yandaş ve kiralık kalemler tarafından, canibaşının serbest kalmasına kamuoyunun hazır olduğuna dair yüzsüzce ifadeler pazarlıkların hangi amaca dönük olduğunu da göstermiştir. Bununla birlikte İmralı canisinin 15 Şubat 1999 tarihinde yakalanmasının yıl dönümünde yurt genelinde çok vahim bir tahrik kampanyasının tezgahlandığı anlaşılmaktadır. PKK kitlesel eylem, saldırı, huzursuzluk çıkarma, kışkırtma ve ajitasyonlarla pazarlık gücünü yükseltmenin, yeni tavizler koparmanın peşindedir. 15 Şubat'ta güvenlik güçlerimiz terörün gövde gösterisine asla müsaade etmemeli, gerekli olan tüm tedbirleri acilen ve kademeli olarak almalıdır. Türkiye eşkıyanın oyuncağı olamayacak, Türk milleti hıyanetin tehdit ve şantajlarına boyun eğemeyecektir."

 

"15 Şubat'ta mutlaka sağduyu hakim olmalı"

Başbakanın toplumsal huzur ve asayişi temin etmede birinci derecede sorumlu olduğunu belirten Bahçeli, şunları kaydetti:

"Yarın için planlanan olayların şimdiden önü alınmazsa, unutulmasın ki AKP bunun vebaline katlanmak durumunda kalacak ve milli öfkenin hedefi olacaktır. Başbakan Davutoğlu'nun Kandil ve İmralı'yla aynı maksat ve hedefi yoksa, muhtemel eylemleri engellemek için devletin gücünü derhal harekete geçirmesi başlıca görevidir. 15 Şubat'ta mutlaka sağduyu hakim olmalı, Türkiye bu badireyi atlatmalıdır. Milliyetçi ülkücü hareket, her zaman olduğu gibi bütün tahrik ve oyunlara kapalı ve mesafeli duracaktır. Hiçbir dava arkadaşımız olası kavga ve gerilimin içinde, kıyısında, köşesinde bulunmayacak, sabır ve metanet çizgisinden ayrılmayacaktır. Hükümet ve bölücü mihraklar MHP'nin hızla yükseldiğinin, milletimizden teveccüh görüp takdir topladığının farkındadır.

Bu maksatla milliyetçi ülkücü hareketi hedef alabilecek, MHP'ye yönelecek bir dizi karalama faaliyeti, olayların içine çekmek amacıyla sinsi tertipler gündeme gelebilecektir. MHP'nin millet vicdanında yükselişini ve iktidara yürüyüşünü gören ve telaşlanan AKP-PKK'nın başını çektiği ihanet bloğu kesinlikle boş durmayacaktır. Bu itibarla adım adım projelendirilen iç huzursuzluk ve kavga ortamına hangi şartlarda olursa olsun düşülmeyecek, İmralı ve Kandil senaristliği altında körüklenen gerilime asla prim verilmeyecektir. AKP Hükümeti Türkiye'nin hayati çıkarlarını ve temel milli tezlerini kalan siyasi ömründe muhafaza etmez ve PKK'yla yaptığı ortaklığı bitirmezse vatana ihanetten mutlaka hesap verecektir. O gün geldiğinde molotofun ve bonzanin kim olduğu net olarak anlaşılacak, bunların yanında hainin kimliği ve yüz hatları iyice yüzeye çıkacak, hukuken de somutlaşacaktır."

'Bu saldırıyı lanetlemek yetmez, kınamak kafi gelmez'


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Mersin'in Tarsus İlçesi'nde üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan Aslan'ın öldürülmesiyle ilgili olarak da bir mesaj yayınladı.

Bahçeli açıklamasında, "Bu saldırıyı lanetlemek yetmez, kınamak kafi gelmez. Çünkü hiçbir söz kızımızın yaşadıklarını ve canileri tarif etmez, edemez. Saray'daki diyordu ya, "biz siyasiler ülkemizde işlenen cinayetlerin sorumlusuyuz." O zaman sorumlu ve suçlular ayağa kalkmalıdır" dedi.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Mersin'in Tarsus ilçesinde Özgecan Aslan'ın katledilmesiyle ilgili Twitter adresinden bir açıklama yaptı. Bahçeli takipçileriyle paylaştığı mesajlarında şu ifadelere yer verdi:

"Dilin kalpten geçenleri tam anlatamadığı, kuytuda fokur fokur kaynayan hislere tercüman olamadığı zamanlar vardır. Bu insani bir haldir. Söz kimi zaman düğüm düğüm olur boğazı mühürler, bazen de gönüllerdeki depreme tam kılavuzluk yapar. Bu da insani bir durumdur. Gönül tellerinin titrediği, yüreklerin kavrulduğu anlar vardır. Bir şey söylemek isterseniz, ama yine de yutkunup susmayı tercih edersiniz. Haricinizde yaşanmış bazı acıları en derininizde duyarsınız. Vicdanınız sanki zelzele geçirmiş gibi olur, hüzünlenir, kederle dolarsınız. Kötülüğün ve alçaklığın timsali olan katillerin, masumlara yaptığı tarifi ve tanımı olmayan şiddetten dolayı insanlığınızdan utanırsınız. 'Bu da mı oldu, bunu da mı gördük' soruları kafalarınızda uçuşur, beyninizin içini kemirir. Bu anlar zordur, sabır ve metanet gerektirir. Mersin’in Tarsus ilçesinde, 2 günlük aramadan sonra bulunan Özgecan kızımızın vahşete kurban gittiğini öğrenmek bana bunları düşündürdü. İnsan olmakla insani davranmak aynı şey değildir. Bir canlıyı insaflı yapan vicdanı, bir varlığı insancıl yapan ruh, ahlak ve asaletidir. İnsanlığını her yönüyle tekzip eden, insanlığın ortak miras ve emanetini tepeleyen bir alçağa emin olun tahammül edilemeyecektir. Özgecan gencecik yaşta felaketle tanıştı ve hunharca katledildi. Ailesinin ve hepimizin ciğeri yandı. Başımız sağolsun. İnsan suretindeki yaratıklar mazlum kızımızın kanını döktü, en iğrenç şekilde, gün yüzünü çok az görmüş işkencelerle canını aldı. Bu saldırıyı lanetlemek yetmez, kınamak kafi gelmez. Çünkü hiçbir söz kızımızın yaşadıklarını ve canileri tarif etmez, edemez. İnsanlığın yüz karası canavarların hak ettiği cezayı bulması önce Rabbim’den niyazım, sonra da hukuk insanlarından isteğimdir. Efendimiz Hz. Muhammed buyurmuş ki: 'Allah’ım iki ayak üzerinde yürüyenlerin ve karnı üstünde sürünenlerin şerrinden sana sığınırım.' Ruhun uçurumlarından şuurun düzlüğüne çıkmadığımız sürece, ahlak ve insanlığın safında buluşmadığımız müddetçe yollarımız kapalıdır. İşte görüyorsunuz, Türkiye ne hallere düşmüş, nasıl bir uçuruma savrulmuştur. Saray’daki diyordu ya, ‘biz siyasiler ülkemizde işlenen cinayetlerin sorumlusuyuz.’ O zaman sorumlu ve suçlular ayağa kalkmalıdır. Yine de umutsuz olmayın, yılgın durmayın. Hz Mevlana bakın ne kadar anlamlı şeyler söylemiş: “Nerede bir dert varsa deva oraya gider. Nerede bir yoksul varsa rızık oraya gider. Nerede bir zor soru varsa cevap oraya gider."