24 Şubat’ta Malatya’da konuşlu 7’nci Ana Jet Üssü’ne ait iki RF-4E uçağı, 5 Mart 2015’te Eskişehir’de konuşlu 1’inci Ana Jet Üssü’ne bağlı bir F-4E uçağımız eğitim uçuşları sırasında düştü. 6 pilotumuz şehit oldu. Şunu çok iyi biliyorum ki Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda tam anlamıyla bir yas var.
Uçaklar düşünce, hemen “Bu uçaklar eski, o yüzden düşüyor” diyenler oldu. Bunlara “uçan tabut” yakıştırması da yapıldı. Halen Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda ya da bu komutanlıktan emekliye ayrılan pilotlarla konuştuğumda, onlar çok farklı şeyler söyledi. Yani siyasilerin söylemleriyle, pilotların söylemleri birbiriyle asla örtüşmüyor.

O, siyasetçilerin dediği gibi değil

Siyasetçilerimiz “Uçaklar yaşlı o yüzden düşüyor” diyor. Ama pilotlar, hem de öğretmen pilotlar “Yaşlı uçak olmaz, bakımsız uçak olur” diyor. Yani, uçağın yaşıyla, düşmesinin bir ilgisinin olmadığını belirtiyorlar. Düşen üç uçağımızla ilgili Kaza Kırım raporları da, uçakların teknik nedenlerle değil pilot hatası sonucu düştüğünü gösteriyor.
Savaş pilotu olabilmek kolay değil. En az iki yıl eğitim, 8 ay harbe hazırlık eğitimi, 2 yıl kıt’a deneyimi gerekiyor. Her türlü hava koşullarında uçan pilot olabilmek için en az 7 yıl gerekiyor. Ancak AKP hükümeti öyle bir yasa çıkardı ki, pilotların 15 yıl olan zorunlu hizmetini 10 yıla indirdi. Aynı dönemde, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na “balyoz” indirildi. Komutanlar cezaevine gönderildi. Komutanların düşürüldüğü durumu gören ve hizmeti 10 yıl ve üstünde olan pilotlar ise “Artık durulmaz” deyip Silahlı Kuvvetler’den koptu. Yalnız pilotlar değil onları uçuşa hazırlayan teknik ekipten de ayrılanlar oldu.
Şimdi, siyasetçiler “Uçaklar eski o yüzden düşüyor” diyor. Bunların doğru olmadığını, bu sözlerle “Balyoz kumpasını” örtmeye çalıştıklarını söyleyebiliriz. Siz değil misiniz cezaevlerini askerlerle dolduran, sonra “pardon, size kumpas kurulmuş” diyen... Kumpas kuruluyorsa, hükümet olarak siz neredesiniz?

“Eskiymiş” deyip çıkmayalım

Türk Yıldızları’nın gösteri uçuşları nefesler tutularak izlenir. Bugün, düşen uçaklarla o uçakları karşılaştırdığımızda, Türk Yıdızları’nda bulunan     F-5 uçaklarının daha yaşlı olduğunu öğreniyoruz.
Malatya’da düşen uçaklarımızın modernizasyonu ülkemizde, Konya’da düşen uçağımızın modernizasyonu da İsrail’de yapılmış. Bu uçakların 2020 yılına kadar kullanımı gündemde... Çünkü, bunların yerine 2018 yılından itibaren F-35 uçakları devreye girecek. Bu uçaklara da “dünya harikası” diyorlar. Her ülkenin yaptığı gibi Türkiye de yeni teknolojiye ayak uydurmaya çalışıyor. Devreden çıkacak uçaklar da bir başka ülkeye satılacak. Yani onlar uçmaya devam edecek. Çünkü, bu uçakların “dünyanın en emniyetli uçakları” olduğu sıkça pilotlar tarafından belirtiliyor.
Pilotların “uçan tabut” dediklerinin ise 20 yıl önce envanterden çıkarılan F-104’ler olduğunu öğreniyorum. Onların, pilotaj açısından çok zor uçaklar olduğu anlatılıyor. Ama bugün, pilotlarımızın böyle bir sıkıntısı yok.
Konya’da düşen F-4 uçağında şehit olan Hava Pilot Kurmay Yüzbaşı Mustafa Tanış‘ın babası Hayri Tanış, “Saray yapana kadar uçan tabutları değiştirsinler” dedi. İşte bunu fırsat bilen hükümet yetkilileri vatandaşlarımızın kazalara ilişkin “Ne oluyoruz?” şeklindeki haklı soruları karşısında “seçim ve oy kaygısı”yla ve tansiyonu düşürmek için “uçakların yaşlı olduğunu” öne çıkardılar. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz da, “Türk halkının güveninin kalmadığını, bundan sonra bu uçaklar, kullanılırken iki sefer düşünmek gerekli diye düşünüyorum” açıklamasında bulundu.

Bu, yine bir AKP oyunu

Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş da “Balyoz”dan tutuklanmış, uzun süre cezaevinde kalmıştı. Bakan İsmet Yılmaz‘ın bu açıklamasına karşı şunları söylüyor:
“13 yıldır iktidarda olan AKP Hükümeti, 6 pilotumuzun 10  gün içerisinde şehit olmasından sonra mı F/RF-4E uçaklarının yaşlı olduğunun farkına vardı. AKP Hükümeti yine her zaman yaptığı algı operasyonunu yürütüyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı yürütülen tasfiye davalarının her kuvvete olduğu gibi Hava Kuvvetleri’ne de büyük darbeler vuracağını yıllar öncesinden vurgulamıştık.”
Emekliye ayrıldıktan sonra Vatan Partisi Genel Başkan yardımcılığına getirilen Beyazıt Karataş mahkemede “Balyoz Davası”nın 4 Eylül 2012 tarihli duruşmasında “Balyoz Davası’nda yargılanan general, amiral, subay, astsubay ve sivilin aynı anda şehit edilmesi topyekûn bir savaşta bile mümkün değildir” demişti.
Türk Hava Kuvvetleri’ne de “Balyoz” indirilmişti. Bu yetmemiş zorunlu hizmeti 10 yıla indirmişlerdi. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk’ün, çabasıyla hizmet süresinin yeniden 15 yıla çıkarılması da  sonuç vermeye başladı. Bakın, geçen yılların şubat ayı sonunda 140-150 kişinin istifa ettiği Türk Hava Kuvvetleri’nde bu kez toplam 4 kişinin ayrıldığını öğreniyoruz...