Uçaklar kolay kolay eskimezler.
Yeter ki periyodik bakımları sivil havacılık kurallarına uygun olarak yapılsın ve
metal yorgunluğu yaşanmasın.
Dolayısıyla her uçuşta bindiğiniz uçak, fabrikadan henüz çıkmış gibi yenidir.
Oysa 30 Kasım 2007’de Isparta’da düşen ve 57 kişinin ölümüne neden olan MD-83 model uçağın “uçan tabuttan” hiçbir farkı yoktu.
Yani uçak, sadece görünürde uçak gibiydi!
İçi arızalı aletlerle doluydu.
İki adet MD-83 işleten World Focus Şirketi, borç sarmalının içindeydi.
Piyasaya 10 milyon dolar borç taktığı söyleniyordu.
* * * *
Bunları nereden mi biliyorum?
Isparta’daki kazadan yaklaşık 2 yıl önce, Arena programında, bu gerçekleri şirket personelinin ağzından dile getirdiğimiz ve “geliyorum” diyen faciayı haber verdiğimiz için
biliyorum.
Örneğin düşen uçakta, pilotların kendi aralarındaki konuşmalarını kaydeden teyp (CVR), uzun süredir çalışmıyordu.
Tüm elektronik sinyalleri depolayan “kara kutu”nun (FDR) ise ne zaman devre dışı kaldığı bilinmiyordu!
Alçalma sırasında yere yaklaşıldığında pilotları uyaran cihaz da (EGWPS) devre dışıydı.
Arızalı cihazlarla uçmak istemeyen pilotlarla kabin ekiplerinin işten atılmakla tehdit edildikleri öne sürülüyordu.
* * * *
Ne yazık ki uyarılarımız geçerli olmadı ve “uçan tabut” Isparta’da düşerek, aralarında dünyaca saygın bilim insanlarımızın da bulunduğu 57 değerli yurttaşımızın ölümüne neden oldu. Hayatını kaybedenlerden biri de henüz 6 aylık bir bebekti.
Kazanın görünür sebebi pilotaj hatasıydı ama pilotların hata yapmalarını engelleyecek sistemlerin tümü arızalıydı!
Dolayısıyla hiçbiri kazadan önce yardımcı olma işlevini yerine getirememişti!
* * * *
Adım gibi inanarak yazıyorum.
Arena’daki haberi yayınladığımız tarihte uçaklarına periyodik bakımlarını yaptıracak parası olmayan, personelinin aylıklarını zamanında ödeyemeyen, dolayısıyla yolcuların hayatlarını bilinçli olarak tehlikeye atan World Focus’un lisansı iptal edilmiş olsaydı, bu kaza da kesinlikle olmayacaktı.
Yani insanlarımız göz göre göre yitip gittiler.
* * * *
Yargılama önceki gün sonuçlandı.
World Focus’un o dönemdeki sahibi Yavuz Çizmeci, uyarılara kulak tıkayan Genel Müdür Aydın Kızıltan ve şirket çalışanı İsmail Taşdelen “taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermekten” önce 14’er yıl hapis cezasına çarptırıldılar. Daha sonra cezaları 11’er yıl 8 aya indirildi.
Uçağın bakımını üstlenen teknisyen Fikri Zafer Dinçer de 5 yıl 10 ay hapse mahkum oldu.
Uçakların arızalı aletlerle uçmalarına izin vermemesi gereken Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali Arıduru ile Yardımcısı Oktay Erdağı da görevlerini kötüye kullanmaktan hapis cezası aldılar.
Böylece ülkemizde bir uçak kazasından sonra Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün üst düzey yetkilileri, ilk kez cezalandırılmış oldular.
* * * *
Sevgili okurlarım,
Gerek Isparta’daki uçak kazasında, gerekse Soma ve Ermenek’teki katliamlarda insanlarımız aynı nedenle hayatlarını kaybettiler:
İhmal...
Yani insan hayatının değersizliği...
Eğer hayatlarımız değerli olsaydı, hem uçakta hem de maden ocaklarında denetimler gerektiği gibi yapılır ve önlemler de eksiksiz alınırdı.
Hiç kuşkunuz olmasın, ülkemizde en değersiz şeyler -bollukları nedeniyle- tarihi eserlerimiz ve insan hayatıdır!
Isparta’daki karar bunun tescilidir.
Isparta’daki uçak kazasıyla maden faciaları aynı nedenle oldu...
Uğur Dündar
Yayınlanma: