Öncelikle metin olarak inanılmaz sağlam. Oyunun yazarı Hayati Çitaklar. Bana göre Aliye Berger'in yaşamındaki önemli hiç bir detayı atlamamış.

Oyunun metninden sonra aklımda kalacak bir diğer kişi Ahmet Somers. Oynadığı oyunlar, yönettiği çalışmalar hayranlığımı pekiştirdi. Şimdi ise hayranlığım Alyoşa’nın yönetmeni olarak gökyüzünün yedi kat üstüne çıktı.

Alyoşa rolündeki Seray Gözler Yeniay’ı sahnede izlemeyi o kadar çok özlemişim ki, hasretimi doya doya giderdim. Kendisine hayranlığım eskilere, Süper Baba dizisine dayanıyor. Şimdi bu etki ikiye katlandı. Aliye Berger’i bize her yönüyle, duygu ve düşüncelerini geçirerek içimize işletti. Sayesinde artık kendisini daha iyi tanıyorum.

Oyunun prömiyeri sonrasında Sozcu.com.tr olarak bu üç dev isimle bir araya geldik ve keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Sırayla: Ahmet SOMERS- Hayati ÇİTAKLAR- Melis BAYRAKTAR- Seray GÖZLER YENİAY Fotoğraf: Oğuz Birkardeşler Sırayla: Ahmet SOMERS- Hayati ÇİTAKLAR- Melis BAYRAKTAR- Seray GÖZLER YENİAY Fotoğraf: Oğuz Birkardeşler


Seyirci sizi hep anaç ve koruyucu karakterlerde görmeye alışmıştı. Fakat bu oyunda canlandırdığınız Aliye Berger karakteri bana göre; komple sanatçı bir ailenin en dışavurumcu bireyi. Kural tanımayan çok çılgın bir kadın. Siz nasıl yorumlarsınız onu?


S.G. : Aliye, Şakir Paşa’nın kızı, Halikarnas Balıkçısı ve Fahrünnisa Zeyd’in kardeşi ve Füreya Koral ile Nejat Devrim’in teyzesidir. Doğup büyüdüğü ortamda, sanata verilen değer, çevresinin sanatçılar ve edebiyatçılarla dolu olması, Fahrünnisa gibi bir mucizeyle kardeş olması ve daha pek çok etken Aliye Berger'i şüphesiz etkilemiştir...

Fakat Aliye bu etkilerin üstüne çıkarak, ufuklara seslenmiş, asla Aliye'likten ayrılmamış, Sanatçı olmamış, sanatçı doğmuştur.

Doğduğu andan itibaren sıradanlığa meydan okumuş, kural tanımayan çılgın bir kadındır Aliye...

Herkesin kendisini bıraktığı hayat akışına karşı durmuş inanılmaz güçlü de bir kadındır. Üstelik karşı durmayı öğrenmemiş, başka türlüsünü düşünemediği için, içinden böyle yaşamak geldiği için karşı durmuştur...

Yaşamış... Özgürlüğü, gerçekliği, benliği, renkleri ve zamanı harcamamıştır...

"Aşkla yaşadım. Ölümler bile öldüremedi bendeki aşkı. Coşkuyla, aşkla ve sevgiyle yarattım ne yarattımsa!" demiş ve gerçekten de ne yapmışsa aşkla yapmış bir kadındır Aliye Berger.

İnanılmaz da yeteneklidir. Yeteneğinin farkında olmadan...

Büyük aşkı Karl Berger' in ölümünden sonra, ona olan hislerini gravüre adayarak üne kavuşmuştur. Hatta yaptığı ilk yağlı boya tablosuyla birincilik ödülü almıştır.

Çünkü resmi de içinden geldiği gibi yapmış, kendisini sınırlamamış, yarışmayı kazanmaya odaklanarak resmini yönlendirmemiş. Sadece içinden taşan mucizevi aşkı tuvaline akıtmıştır...

Uzun yıllar bekledikten sonra, doyamadan yitirdiği büyük aşkı, Karl Berger'i kazımıştır o gravür levhalarına...

Ve böylece kendisini ölümsüzleştirmiştir, bunu hiç dert etmeden. Kendiliğinden...

Farklı olmaya çalışmamış, farklı olmayı önemsememiş, farklı olmamış, farklı doğmuştur Aliye...

Fakat o dönem, bizim bugün anlayabildiğimiz gibi anlaşılmamıştır. Biz de; Aliye’yi en iyi şekilde anlatmak ve bütün kadınların içindeki Alyoşa’yı dışarı çıkartabilmek için bir araya geldik.

Evet, Alyoşa benim diğer oynadığım karakterlerden çok farklı.

İki üç aydır Alyoşa ile yatıyorum, Alyoşa ile kalkıyorum. Aliye Berger’i araştırdıkça ve oyuncu olarak onun kişiliğini yansıtmaya çalıştıkça fark ettim ki; benim içimde de bir Alyoşa varmış zaten. İşte bu yüzden Aliye’yi oynamaktan inanılmaz mutluyum.

Seray Gözler Yeniay - Fotoğraf: Oğuz BİRKARDEŞLER Seray Gözler Yeniay - Fotoğraf: Oğuz BİRKARDEŞLER


‘NEDEN RENKLİ DEĞİLİZ BİZ KADINLAR?’


Bütün kadınların içindeki Alyoşa’yı dışarı çıkartmak isterken, sizden nasıl bir Alyoşa ortaya çıktı?


S.G. : Alyoşa renkleri seven bir kadın. Ben de, Aliye'nin içine girdikten sonra; ‘renkler olmalı hayatımızda!’ diye düşünmeye başladım. Geçenlerde mağazaları dolaşıyorum.  Aaa! Bir baktım renk yok! Her şey simsiyah. ‘Aliye, siyah rengi hiç sevmiyor’ dedim kendi kendime.

‘Neden renkli değiliz biz kadınlar? Neden örtünüyoruz? Neden renksiziz... Keşke bütün kadınlar Alyoşa olsa’  diye düşünmeye başladım ve çıktım mağazadan.

Bütün kadınlar Alyoşa olsa, Türkiye ne kadar renkli olurdu değil mi?

4a

ŞİDDETLİ KISKANÇLIK NELER YAPTIRMAZ Kİ!..


Alyoşa, sevdiği adamın sevgilisini kurşunlayacak kadar kıskanç bir kadın. Siz de kıskanç mısınız? Eşiniz Saydam Bey, bir gün sizi aldatsa onu affedebilir misiniz?


S.G. : Tabi ki çok kıskanç bir kadınım. Onu asla affetmem. :)

Oyunun yönetmeni Ahmet Somers - Fotoğraf: Oğuz BİRKARDEŞLER Oyunun yönetmeni Ahmet Somers - Fotoğraf: Oğuz BİRKARDEŞLER


‘EN BÜYÜK ŞANSIM SERAY GÖZLER’Dİ’


Ahmet Bey, öncelikle sizi tebrik ediyorum. Muhteşem bir kadroyla, muhteşem bir oyun yönettiğiniz için.  Bütün ekip sanki on yıldır birlikte çalışıyormuşsunuz gibi sahneden seyirciye akan inanılmaz bir enerji var.


A.S. : Çok teşekkür ediyorum. Aslında bizim oyunumuzun ilginç bir süreci oldu. Biraz sancılı bir süreçten geçtik provalar boyunca. Birkaç kez oyuncu değiştirmek zorunda kaldık. Seçildikten sonra sağlık nedenlerinden dolayı ayrılanlar oldu. Fakat ben şanslı olduğuma her zaman inandırdım kendimi.

Öyleydim de...

Oyunun son haline gelişini sağlayan bu ekiple ve bu oyuncularla çalışıyor olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Özellikle de Seray Gözler’le çalıştığım için. O benim en büyük şansım oldu.

Çünkü suflesi çok yüksek. Talep edileni misliyle farklı farklı özellikleriyle ortaya koyabilen bir sanatçı.  İnanılmaz bir performansı, inanılmaz bir yeti skalası var.

Kendisini daha önce televizyonda çok kez izlemiştim. Fakat, sahne üzerinde Seray’la ilk kez karşılaştık. Onu bu projede tanıdım.

Onun gibi bir aktristle çalışıyor olmak benim için çok büyük bir şans oldu Alyoşa’da.

Birlikte müthiş bir eser ortaya çıkarttığımıza inanıyorum.

O, ‘ben şunları yapmak istiyorum’ dediğinde, ortaya koyduğu her performans ve her önerisine değer verdim. Birlikte ortak bir bakış açısı oluşturduk ve orada yürüdük. Alyoşa’yı yaratanın bir kısmı bana aitse bir kısmı da ona aittir. İkimizin yaratısıdır bütün oyun.

‘SERAY GÖZLER’DEN BAŞKA BİRİNİN ALYOŞA’YI OYNAMA İHTİMALİNİ DÜŞLEYEMİYORUM’


İzleyici olarak Seray Hanım’ın performansına bayıldım! Oyunun yönetmeni olarak size sormak istiyorum; devlet tiyatrolarının eski dönemlerine baktığınızda "keşke hayatta olsaydı ve bu oyunda Alyoşa’yı oynasaydı dediğiniz birisi var mı?


A.S. : Size samimi olarak söyleyeyim. Alyoşa’yı Seray Gözler’den başka hiç kimseye yakıştıramıyorum. Bu soruyu bana Seray’ı sahnede izlemeden önce sormuş olsaydınız, size şu veya bu olabilir derdim. Fakat bugün itibari ile bunu çok rahat söyleyebilirim ki; iyi ki Alyoşa olarak Seray Gözler’i seçmişiz. Ondan başka birinin Alyoşa’yı oynama ihtimalini düşleyemiyorum.

Hayati Çitaklar - Fotoğraf: Oğuz BİRKARDEŞLER Hayati Çitaklar - Fotoğraf: Oğuz BİRKARDEŞLER


ALYOŞA’YI YILDIZ KENTER OYNAMAK İSTEMİŞTİ


Hayati Bey, böylesine bir senaryoyu oluşturmak için ilk fikir aklınıza nasıl düştü?


H.Ç. : Bir gün annem bana Ayşe Kulin’in ‘Füreya’ isimli kitabını hediye etti. O kadına aşık oldum. Dedim ki mutlaka felsefe okuyacağım. Çünkü Füreya, felsefe okumuştu. Sonra ailesini tanıdım. Füreya Koral, Fahrünnisa Zeid ve Aliye Berger’i yani seramik, resim ve gravür sanatlarını birleştiren bir performans metni yazmayı planladım. Sonra araştırınca Aliye’ye aşık oldum.

Bundan tam on sene önceydi. 21 yaşımdaydım. Aliye Berger neden sahneye çıkmasın diye düşünmeye başladım ve Yıldız Kenter hocayla konuştum. ‘Ben nasıl fark etmedim Aliye Hanım’ı hemen başla. Hemen!’ dedi. Ve beni üç aylığına Bodrum’a götürdü. Eve kapandık. Günlerce gecelerce çalıştık.

Senaryo bittiğinde Yıldız Hoca (Kenter), Alyoşa’yı oynayacaktı. Aslında bu onun son oyunu olacaktı. Fakat oynayamadı. Hastalandı.

Aradan yıllar geçti. Aliye oynanmadı.

Bir gün evde kayıtlara bakarken Yıldız Hoca’nın sesini duydum. ‘Aliye hemen oynanmalı’ diyordu. Benim için çok önemliydi bu.

Derken Ahmet Hoca’yla buluştuk ve dramatoloji çalışmalarına başladık.

Seray GÖZLER YENİAY - Fotoğraf: Oğuz BİRKARDEŞLER Seray GÖZLER YENİAY - Fotoğraf: Oğuz BİRKARDEŞLER


Oyunun son hali senaryoyu yazarken hayal ettiğiniz gibi oldu mu?


H.Ç. : Şimdi ben size Aliye Berger’i anlattım mı?

Bir hayatı 90 dakikada nasıl anlatırsınız?

Ama tabi çok çalıştık. Ve güzel bir oyun çıkarttık. Açıkçası her şeyden çok memnunum. Özellikle de bu oyunun İstanbul devlet Tiyatrolarında oynanmasından. Çünkü Aliye, bir İstanbul sanatçısı.

Bıraksanız oyunu ve ne kadar beğendiğimi sayfalarca anlatırım ancak kısaca şöyle bitirebilirim: Eğer tiyatroyu seviyorsanız, verilen emeği görüp takdir etmek ve tutkularınızdan vazgeçmemeyi sahne üstünde bir kez daha öğrenmek istiyorsanız Alyoşa’yı şiddetle tavsiye ediyorum. 

Tutkunun nasıl bir şey olduğunu ve tutkularımızdan vazgeçmememiz gerektiğini başka hiçbir oyun bu kadar güzel anlatamazAlyoşa oyunu, 6 Ocak 2018 Cumartesi gününe kadar Üsküdar Stüdyo Sahne'de.


Kaçırmayın derim!