RÖPORTAJ: BİRGAN BİLEKE


Doktor olmaya karar verdiğiniz ilk anı bizimle paylaşır mısınız?
Ben doktor ruhuyla doğmuşum. Daha 5 yaşlarında küçücük bir çocukken oyunlarımı doktor olarak kurup hayatımın mesleğini doktor olarak tanımlamışım. O zamanlar oyuncak bebeklerimin muayenelerini yapardım. Yaralanan tüm hayvanları iyileştirmeye çalışır, akvaryumumuzda ölen balıkların içini ciddiyetle inceleyerek analizler yapardım. Çokbilmiş bir çocuktum. Üniversite sınavında da tek tercihim tıp fakülteleri oldu.

emel-canbay

Tıpta branş olarak genel cerrahi ve moleküler onkolojiyi seçmenizin özel bir nedeni var mı?
Tıp fakültesinde öğrenciyken yanı başımızdaki ülkede Çernobil olayı yaşandı. O dönemde bilim insanları, kadınlarda en sık görülen meme kanserinin ve dünyada 3. sıklıkla görülen kolon ve rektum kanserlerinin, tiroit kanserlerinin ve diğer kanserlerin çok sık görüleceğini belirtmişti. Çünkü gezegenimizde oluşan lokal bir olay atmosfer yoluyla tüm gezegenin etrafını sarabiliyor. Herkes de bundan nasibini alıyor. Öncelikle kanserin şifresinin DNA yazılımlarında gizli olduğunu bildiğimiz için bir bilim insanı olarak onkolojinin moleküler temelini anlamaya ve sonrasında da çözüme yönelmeyi hedefledim. Bu amaçla önce başladığım temel bilim yolunu klinik ve cerrahiyle birleştirerek çözüleceğini gördüm. Genel cerrahi gibi çok geniş bir konunun içerisinde, onkoloji alanında moleküler temelli bilgiyi rehber ederek bir cerrahi yapılabileceğini düşündüm.

OBJEKTİF ÇÖZÜM ARAYIŞLI BİLİM İNSANI

Türkiye’de eğitim aldıktan sonra Londra, İngiltere ve İtalya’da tıp eğitimine devam etmiş olmanın size getirdiği artılar neler?
İngiltere’de tıp eğitimi aldıktan sonra doktoramı meme kanseri biyolojisi üzerine ve şu anda akıllı ilaçlar denilen moleküller üzerine tamamladım. Meme kanseri açısından sık görülen ülkeler arasında yer alan ülkemde meme cerrahı olarak çalışabilmemin temeli buradan gelir. İtalya’da da, günümüzde immün tedavi ya da aşı tedavisi denilen konularda çalıştım. Tıp eğitimi ve bilimsel çalışmalar evrensel olduğundan, ülke dışında da bu eğitimlere devam etmek insanı objektif, çözüm arayışlı bilim insanı yapıyor.

Biraz da Japonya bursunuzdan bahseder misiniz?
İtalya’da, Milano’da katıldığım bir kanser konferansında konuşmacı olarak Japonya’dan gelen, periton metastazları konusunda çalışan Yutaka Yonemura’nın verdiği bir konuşma sonrası sorularım ilgisini çekti. Bana “Bu konuyu merak ediyor musunuz?” diye sordu ve özgeçmişimi istedi. Bu istek, Japonya’da periton kanseri konusundaki çalışmalarımın başlangıç noktası oldu. Japon Sağlık Bakanlığı’ndan verilen bursla bu konuda eğitim almaya hak kazandım.

Yutaka Yonemura kimdir?
Yutaka Yonemura, karın zarına yayılan mide kanseri ve kolon (bağırsak) kanseri ve yumurtalık kanseri, karın zarından başlayan mezotelyoma gibi hastalıklarda ve appendiks (psödomiksoma peritonei) kanseri üzerine uzmanlaşmış ve bu konuda moleküler çalışmalar yürüten bilim insanı. Ayrıca Japonya’da Periton Kanser Tedavi Merkezi’ni kuran bir cerrahtır.

Daha sonra Washington’da Paul H.Sugarbaker’in yanında çalışmışsınız. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?
Sıcak kemoterapi, karın içi kemoterapi ve Periton Cerrrahisi’nin duayeni Paul H. Sugarbaker’dan el almak benim için ayrı bir onur. Kısa süreli olmak üzere Washington da bulunduğum sürede yaptığımız cerrahiyle ve konu üzerindeki çalışmaları tekrar gözden geçirip hastalarımıza nasıl daha fazla yardımcı olabiliriz diye uzun zaman harcadık. Orada hem Doğu’nun (Japonya), hem de Batı’nın (Amerika) karın içi kanserleri konusunda yaklaşımlarını karşılaştırma, değerlendirme ve bir senteze varabilme olanağını elde ettim. Ülkemizdeki Periton Kanseri Tedavi Merkezi’ni Japonya ile afiliye olarak kurulmasında ve yürütülmesinde sonsuz destek ve yardımları oldu.

İÇTEN GELEN BİR SEVGİ PATLAMASI

emel-canbay-1

Tedavi konusunda başarılı sonuçlar elde etmenizin yanı sıra, onlarla yakından ilgilenme tarzınız da oldukça ilgi çekici. Doktor olmasaydınız bu duygunuza hitap eden hangi mesleği seçerdiniz?
Bu kesinlikle içten gelen bir sevgi patlaması... Her zaman, “Eğer hastalarımın yerinde ben olsam ne isterdim?” diye düşündüğüm için onlarla hep birlikte büyük bir aile oluyoruz. Tüm hastalara her zaman sağlık ve şifa diliyorum. Sonsuz sevgi ve onlara hizmet vermek benim için onur verici. Doktor olmasaydım yine insanlara sevgi ve güvenle hizmet veren bir öğretmen olurdum.

Tıp bilgisi olmayan birine açıklamanız gerekirse, periton cerrahisi ve intraperitoneal kemoterapi nedir?
Bizim ilkemiz olan cümle şu: “İnsanları kanser ve cerrahisi değil, gözle görülemeyen tümörler öldürür”. Bu nedenle organ dışına ya da duvarına çıkmış tümörlerin alınmasından sonra eklenilecek ameliyat masasındaki işlemler hayat kurtarır. Bu iş kısaca bunun başarılması işlemidir. Bu işlem dünyada özel merkezlerde ve ülkemizde de özelleşmiş merkezlerde uygulanılabilen bir yöntemdir.

“Ameliyat masasındaki işlemler” dediğiniz, gözle görülmeyen kanser hücrelerini ameliyat sırasında sıcak kemoterapiyle yıkayarak temizlemek hastaya ne gibi avantajlar sağlıyor?
Kanserde ölüm, gözle görülemeyen tümör hücreleri nedeniyle oluyor. Standart ameliyatlardan sonra hastalığın tekrarlamasının en sık sebebi de bu. Bu tümör hücreleri zaten birkaç ay sonra herkesin görebileceği büyüklüğe ulaşıyor ve vücudu istila ediyor. Bu tümörlerin hasta tarafından fark edilmesi ise genellikle ameliyat ve tedavilerinden sonraki 12-18. aya tekabül ediyor. Bu nedenle tümörlü dokular ve karın zarı alındıktan sonra bu gözle görülemeyen tümör hücreleri için eklenilecek bir sıcak kemoterapi işlemiyle, hastaların sağ kalma süresi uzuyor ve tedavi olanağı sağlanıyor.

İDEAL HASTA GRUBU...

Sıcak kemoterapi uygulamasına uygun hasta olmak için hangi özelliklere sahip olmak gerek?
Hastalığın tanısı konulduktan sonra ameliyat edilmeden değerlendirilebilen ve tedaviye alınan hastalar en uygun hastalardır. Tümörün tamamen temizlenebildiği hasta grubu, ideal hasta grubudur, Temizlenemediği durumlarda dahi uygulanan sıcak kemoterapi kesinlikle yaşam süresini uzatır – asiti, karın içinde su toplanmasını kontrol eder- ve hatta tedavi için bir şans verebilir. Yumurtalık kanseri, appendiks kanseri, kolon ve kalın bağırsak kanseri ve mide kanseri ile karın zarından başlayan mezotelyoma gibi direkt karın zarı kanserleri bu yöntemle tedavi edilebilir. Bu yöntemle özellikle yumurtalık ve appendiksin kanseri tedavisinde çok iyi sonuçlar alıyoruz.

Tıpta, özellikle de kanser gibi ciddi bir olayken tedavi konusunda yeni bir yöntemi hastalara anlatmakta en çok zorlandığınız an hangisi oldu?
Ne yazık ki, “O bir şeyler yapıyor ama bilgimiz dahilinde değil” denilmesi ve “Sıcak kemoterapi tedavisi son aşama tedavidir” denilmesi beni çok zorluyor. Başlangıcı 30 yıl önceye dayanan sıcak kemoterapi bilgisinin günümüz tıbbında yeni bir bilgiymiş gibi sunulması da problem. En zoru da, bu işlemden yarar görebilecek hastaların tedaviden fayda göremeyecekleri yollar ve yöntemlerle zaman kaybetmesi, zamanı bu şekilde harcayıp da son dönemde bana ulaşan hastalarıma benim de yardım edemeyeceğim an’lar.

sicak-kemoterapi-nedir-shutter

Kanser tedavisiyle ilgili yeni gelişmeler konusunda neler söyleyebilirsiniz?
Son yıllarda özellikle 30 yıldır karın içi organlardan başlayan tümörlerin tedavisinde çok şey değişti:
- Artık tek bir tarifle bir kanser türü tedavi edilemiyor. Adı aynı da olsa her hastanın tedavisi birbirinin aynısı olamıyor.
- Her hastaya, hastanın tümörünün özelliklerine ve hastanın kendisinin özelliklerine göre tedavi seçeneği sunuluyor. Bu durum gelişmiş ülkelerde ve ülkemizde ‘hasta hakları’ olarak tanımlanıyor.
- Karın içi kanser tedavilerinde son yıllarda kullanılan yöntem, zaman planlaması ve yollar da değişti. Artık ameliyat masasındayken uygulanan ilaçlı ısıtılmış ya da basınçlı ilaç uygulamalarıyla önlenebilir ölüm sebeplerinin önüne geçmeyi hedefliyoruz ve başarıyoruz.

GERÇEK BAŞARI BİR İNSANIN HAYATINA DOĞRU ŞEKİLDE DOKUNABİLMEK

Kullandığınız tedavi konusunda eleştiri alıyor musunuz?
Ülkemiz insanı bu konudaki yenilikleri çok sıkı takip ediyor. Özellikle Amerika’dan ya da Japonya’dan ya da diğer ülkelerden bu konuda yazdığım uluslararası kitaplar, yayınlar ve yaptığım konuşmalar nedeniyle bilakis bu tedavi için gelenler ve yöntemi öğrenmeye çalışanlar oluyor.

Adınız ve başarınız dünya çapında duyulmuş durumda. Bu, size neler hissettiriyor?
Gerçek başarı bir insanın hayatına doğru bir şekilde dokunabilmek ve ona yardım edebilmek. Bunu tüm hastalarıma ve ailelerine yapabildiğim için kendimi çok iyi hissediyorum. Yapabileceğimiz daha çok şey var ama bu işin çözülebildiğini görmek beni çok umutlandırıyor.

Türkiye’de Sağlık Bakanı olsanız, ilk olarak neleri değiştirirsiniz?
1-Ülkemizde kanser tedavileriyle ilgili gelinen son noktaların yalın bir dille hastalara aktarılmasını ve toplumun hasta hakları hakkında bilgi sahibi olmasını sağlardım.
2-Ülkemizde başlatılan kanser taramalarını daha etkili ve ulaşılabilir hale getirirdim.
3-Gerçekten ihtiyacı olan karın zarı kanseri olan ve ya karın zarı kanseri gelişebilme riski olan hastaların modern tedavi seçeneklerinden faydalanabilir hale getirilmesi ve direkt eğitimini alan merkezlere hastalara zarar vermeden yönlendirilmesini ve bunun sağlık güvencesinde olabilmesini sağlardım.
4-Toplumda yıpratılan sağlık çalışanı algısının layığını oluşturmak için gerekli çalışmaları başlatırdım.
5-İşlevsel bir sağlık sistemi kurup, bu sistemi bireysel egemenlik alanlarından arındırırdım.
6-Kanser cerrahlarını, kanser tedavi merkezlerini, kanser araştırmalarını ulusal kanser araştırma merkezi olarak kanser tedavi merkezleri alanında kurardım. Çünkü konumu nedeniyle ülkemiz Japonya ve Amerika’dan daha şanslı.
7-Kanser Tedavi Merkezleri arasında koordinasyon ve rotasyon sistemlerini geliştirerek bireysel egemenlik alanlarını çözerdim.

[old_news_related_template title="Kanserle savaşta büyük umut: İmmünoterapi" desc="Geçtiğimiz hafta Nevşehir'de gerçekleştirilen PRİMO 2018 Kongresi'nde kanser hastalarına umut veren ve ileri evre hastalarda bile tam yanıt alınabilen immünoterapinin başarıları konuşuldu. Dünyanın çeşitli yerlerinden gelen bilim insanlarının ve Türkiye'deki uzmanların buluştuğu kongrede, yaşama şansı yok denilen hastaların bile iyileşmesini sağlayan immünoterapinin gelecekte çok daha büyük başarılara imza atacağı vurgulandı. İleri evre cilt kanserinden bu sayede kurtulan bir hastanın da katıldığı PRİMO 2018, kanserle savaşta geldiğimiz noktayı göstererek umut veren bilgilerin paylaşıldığı bir kongre oldu." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2018/04/iecrop/shutterstock_659631763_16_9_1523532818.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2018/saglik/kanserle-savasta-buyuk-umut-immunoterapi-2346021/"]