Sevgili okurlarım, Türkiye’de siyaset yapmak kolay iş değildir. Her türlü kurnazlığa, her türlü kıskançlığa, kazık yemeye ve üstelik her türlü puştluğa hazır olacaksınız.
Bunlara kaprisleri, kompleksleri, yalanları, sahtekârlıkları, beceriksizlikleri de ekleyin.
Dürüst insanların pek çoğu o yüzden siyasete girmez, çabalarını kendi köşesinden sürdürmeye çalışır.
Bu ülkede siyaset yapmak ve bunu üstelik adam gibi yapmak zor iştir.

* * *

Son yaşadığımız Yusuf Halaçoğlu olayı çok ilginçti!
Üç dönem Kayseri MHP Milletvekili olarak görev yapan bir tarihçi.
Son dönem partisinden istifa edip İYİ Parti’ye geçti.
Aynı zamanda bu partinin kurucularından biriydi.
Üniversite hocalığı var...
Prof. Dr. unvanı taşıyor.
Uzun yıllar Türk Tarih Kurumu Başkanlığı yaptı.

* * *

24 Haziran seçimleri öncesinde toplumun önemli bir bölümü, ‘merkez sağ’daki boşluğu doldurması beklenen İYİ Parti’ye umut bağlamıştı.
Partinin parası yoktu.
Oysa seçimlerde ve özellikle cumhurbaşkanlığı seçiminde para çok gerekliydi.
O süreçte çok önemli bir olay daha yaşadık...
Kemal Kılıçdaroğlu Meclis’te sadece 5 milletvekili olan bu partiye inanılmaz bir iyilik yaptı ve 15 CHP milletvekilini İYİ Parti’ye transfer edip seçime girmesini sağladı.
Parti bu transferlerle Meclis’te grup kurdu ve milletvekili sayısı böylece 20 oldu.
Aksi takdirde (Meclis’te grubu olmadığı için) seçime girmesi söz konusu değildi.
Kemal Bey’e ve parti yönetimine bu açıdan ne kadar teşekkür etseler azdır.

* * *

Ancak aday listeleri hazırlanırken İYİ Parti yönetimi ile Yusuf Halaçoğlu arasında fikir ayrılığı çıktı.
Yusuf hoca evini İzmir’e taşımıştı.
Eşi de İzmir’de görevliydi.
İlk ayrılık, aday gösterileceği yer konusunda çıktı.
“Beni İzmir birinci sıradan aday gösterin, evime yakın olayım” diyordu.
Oysa İzmir’in iki bölgesinde de birinci sıra adaylar önceden belirlenmişti.
Partinin kurucuları ve yöneticileri olan Musavat Dervişoğlu ile Aytun Çıray.
Hoca’nın bu önerisi Meral Hanım tarafından kabul görmedi.

* * *

İkinci öneri yine kendisinden geldi:
“İzmir olmuyorsa Ankara’dan birinci sırayı isterim...”
Onu ikna etmeye çalıştılar:
“Hocam Ankara da ne yazık ki dolu. Biz size Kayseri’yi ayırdık. Yine Kayseri’den birinci sıra gösterelim. İşte anketler, Kayseri’den kesin olarak bir milletvekili çıkarıyoruz. Siz zaten Kayseri milletvekilisiniz, seçim bölgeniz yıllardır orası...”
Fakat Halaçoğlu Nuh diyor peygamber demiyordu.
Kafaya İzmir veya Ankara’yı takmıştı.
Seçim bölgesinin evine yakın olmasını istiyor, Kayseri’ye razı olmuyordu.

* * *

Aralarında uzun görüşmeler oldu, pazarlıklar yapıldı...
Fakat uzlaşmaya varmaları mümkün olmadı.
Ve istediği iki kent kendisine verilmeyince Halaçoğlu aday olmayı reddetti.
Buna belki “Onurlu bir davranış” dersiniz, belki de “Gereksiz yere kapris yapmış, yanlış yapmış” diye düşünürsünüz.
Sizce hangisi, karar sizindir!  

* * *

24 Haziran seçimlerinde İYİ Parti yüzde 9.7 oy aldı ve Meclis’e 43 milletvekili sokmayı başardı.
Meral Hanım derseniz, cumhurbaşkanlığı seçiminde başarılı olamadı...
Ve seçim sonrasında partide hırgür çıktı...
Genel başkanlıktan istifa ettiğini açıkladı, yalvarmalar yakarmalar sonrasında kararını değiştirdi...

* * *

Dün sabah çok ilginç bir “Siyasi” olaya daha tanık olduk.
Yusuf Halaçoğlu iki kurucu arkadaşıyla birlikte partisinden istifa ettiğini açıkladı.
Yusuf Bey’le hayatım boyunca hiç tanışmadım, telefonda bile konuşmadım.
Ancak hiç tanımadığım bu insana her nedense saygı duyardım.
Bana sorarsanız bu istifasında hem haklı, hem de haksız taraflar var.
Dünkü açıklamasında şöyle diyordu:
“Listelere, yola birlikte çıkanlar yerine yolda karşılaşılanları koydular. Büyük vefasızlık gösterdiler. CHP ile yapılan ittifak AKP’den gelecek oyları engelledi ve partimiz kaybetti.”
İlk cümlede doğruluk payı olabilir. Partinin içinde olmadığım için bilemiyorum.
Ancak ikinci cümleye katılmıyorum.
CHP olmasaydı İYİ Parti’nin seçime girmesi bile mümkün olmayacaktı. Yatıp kalkıp Kemal Kılıçdaroğlu’na dua etsinler.

* * *

Bu partinin üzerine bir süredir ölü toprağı serildiğini görüyorum!
Daha işin bu kadar başında iken birbirlerine girmiş olmaları çok yanlış.
Meral Hanım derseniz hiç ortalıkta yok!
Yazımın yukarıdaki ilk birkaç cümlesinde bir resim çizmiştim, aynen o tablo ile karşı karşıya olduğumuz anlaşılıyor.
Partilerine daha fazla yazık etmesinler.

plusbanner2x