* * *
Haliyle her gün televizyonda onu görüyorsun. Kanal değiştiriyorsun, görüntü değişmiyor. Her kanalda o var, kaçamıyorsun. Fırını bile açmaya çekiniyorsun. Ya o çıkarsa?
Sürekli bağırıyor, laf sokuyor, suçluyor. Bir süre maruz kaldıktan sonra vücuttaki sinir kat sayısı ve şiddet eğilim hormonlarının yükselmesinde etkin rol oynuyor. İnsan sevgilisini bu kadar görmüyor!
* * *
Durun daha bitmedi! Seçim kararı şirketler için de sürpriz olmuş olacak ki iktidar yanlısı reklamlar daha başlamadı.
Hatırlarsınız her seçim öncesi AKP’ye koltuk çıkmak niyetiyle televizyonlara verilen film kuşağı gibi uzun reklamları... Böyle şeylere önce Ziraat abanırdı. Vakıfbank ve Halkbank hemen ona katılırdı.
* * *
Merak etmeyin başlar yakında. Sorsan, bütün bankalar destek olmak için kapıda... Lakin gitseniz, bırakın destek almayı, derdinizi anlatacak adam bulamazsınız. En iyi ihtimalle tüketici kredisi alır çıkarsınız. Peki, bir banka neden para, pul dışında reklam verir ki? Tabii ki iktidar yanlısı algı yönetimi...
THY ile devam eder, Türk Telekom’dan Turkcell’e, Çaykur’dan Emlak Konut’a kadar hepsi birlik beraberlik temalı reklam çeker. Anadolu’nun dört bir köşesinden fakir, çalışkan ve mutlu insanların profili... Üçüncü köprü ile İstanbul havalimanı reklamlarda değişmez ikili...
* * *
Tarafsız yayıncılık yapması gereken devlet televizyonu TRT, AKP broşürü gibi... Veriyor mehteri... Muhabiri mikrofonu uzatıyor vatandaşa, istisnasız herkes hoşnut, herkes huzurlu...
TRT anket yapsa AKP oyları yüzde yüz mertebesinde. Ayıp olmasın diye araya tek tük muhalefet koy, değil mi ama... Yok, koymaz, kızarlar maazallah!
* * *
Oysa kazandığı paranın yarısından fazlasını muhalefetten topluyor. Bari insanların bu kadar gözünün içine sokma! Soksa kim hesap soracak ki? Yüksek Seçim Kurulu mu? Soramaz! OHAL ayarı yapılıp, kanallara ceza vermesi yasaklandı ya! Meydanı boş buldular, at koşturuyorlar.
* * *
Reklam veren kamu şirketleri bizim paramızı harcıyor. Reklamı yayınlayanlar bizim paramızdan nemalanıyor. Para havuzlarda toplanıp, AKP yüzdürülüyor. Sorsan herkes eşit şartlarda yarışıyor. Utanmadan bir de buna demokrasi diyen çıkıyor. Hadi len!
