Günün kenarda köşede, gizlenmiş haberleri pıtrak gibi çoğalıyor. Adana Kasaplar Çarşısı’nda “kuzu kulağı- koyun yanak eti (kilosu 5 TL) ve inek memesi (kilosu 2.5 TL) satışlarında” sıçrama var. Yoksul insanlar ucuz et yerine “köpek-kedi mamasına katık yapılan” sakatat ürünlerine sarıldı.
Orta tabaka ise zorlanıyor.
Tüketim çöktü.
MEDİAR adlı kurum, Türkiye’nin en zengin kenti İstanbul’da “durumu nasıl açıklarsınız” anketi yapmış. Ankete katılanların yüzde 78’i “ekonomik krize düştük” cevabını vermiş, “niçin düştük” sorusuna ise “yanlış ekonomi yönetiminden” demişler. Yani “dış güçler bize atak yapıyor” mavalına inananların sayısı hızla düşüyor.
Kriz dipten vurdu.
Üstte beyin açılıyor.

★★★

Satışlar çok düştü ve fabrikalar işçi azaltmaya doğru gidiyordu. Küçük-büyük işadamlarının örgütü TOBB, sürekli olarak “piyasada yavaşlama var, para dönmüyor, bize cesur adım lazım” diye ağlayıp dövünüyordu.
Hazine Bakanı!
Dün cesur adımı attı.
Vergileri indirdi.
Buzdolabı, çamaşır makinesi, fırın, koltuk, kanepe, sandalye, mobilya, otomobil, ticari araç, kat, ev, depo, dükkan satışı üzerindeki KDV, ÖTV’yi yüzde 1’lere kadar indirip, bazı kalemlerde sıfırladı.
Ucuzluk olsun.
Çöken tüketim canlansın.
Tamam da aynı Bakan, daha bir hafta önce açıkladığı yeni yıl bütçesine “860 milyar TL vergi toplama, 960 milyar TL de harcama hedefi” koymuştu. Aradaki 100 milyar TL açığı ise yüzde 40’lara dayanan yüksek faizle iç borçlanma yaparak kapatmayı hedeflemişti.
Zamlar çıldırdı.
Faizi patlattılar.
İç tüketim çöktü.
Çareyi vergiyi budamakta ve devletin iç para açığını borçla kapatmakla düşündüler.

★★★

Dış para sahiplerine ise “Gel sana Türkiye’yi yoldurayım, soydurayım” modeli sundular. Türkiye devleti (Hazine) şu anda dolar üzerinden yüzde 7.5 faiz ile borçlanmaya başladı. Çok yüksek (tefeci faizi) üzerine aracı komisyonlarını, kar primlerini de koyarsan yüzde 8-9’a kadar çıkıyor. Dünyada pek çok ülke dolar üzerinden neredeyse sıfır faizle ve birçok ülke de en fazla yüzde 2.5- yüzde 3 üzerinden borçlanıyor.
Türkiye ağır soygun altında.
Dış para sahipleri; “gel işine uyarsa seni yolayım” dediler, iktidar sahipleri “Gel sana Türkiye’yi yoldurayım” yolunu, açtı.
Soygun katsayısı yükseldi.
Dolar 5.5 TL’ye geriledi.

KALEMİN GÖR DEDİĞİ

Afdaliyet!


Din adamları, yüzyıllar boyunca “afdaliyet” yani “üstünlük” konusunu uzun uzadıya tartıştılar. Sonunda ehl-i sünnet karara vardı: Hz. Muhammed Peygamber, bütün peygamberlerden üstündür. Daha sonra dört halife; Ebubekir, Ömer, Osman, Ali gelir. Sonra sağken cennete gidecekleri müjdelenmiş 6 kişi ve onlardan sonra da Bedir Savaşı’nda 313, Uhud Savaşı’nda 700 kişi, Hz. Peygamberin eşlerinden Hatice ile Ayşe ve kızı Fatma dediler. Liste böyle kapanmıştı. Türkiye’de AKP İslamcı iktidarı döneminde “üstünlük” sırası içine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı da koyma arzusu patlama yaptı. En son Harran Üniversitesi’nin Rektörü Profesör Ramazan Taşaltın; “Erdoğan’a itaat etmek farz, karşı çıkmak haramdır” dedi. Bu kez nedense profesörü susturup, rektörlükten ayırdılar. Ama “dini üstünlük listesine siyasetçi Erdoğan’ı da katmak ihtiyacı Türkiye’de neden ve nasıl doğdu” açıklamadılar.