4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle 'Kararlıyım ve Yapacağım' teması ile bireylerin, sağlık topluluklarının, hükümetlerin ve halkın bilinçlendirilmesi, tanı ve tedaviye erişiminin arttırılması için harekete geçmeyi hedefleyen Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü (UICC), kanserde erken teşhisin önemine dikkat çekiyor.

İstanbul'da gerçekleştirilen toplantıda konuşan Dünya Kanser Kontrol Örgütü Önceki Başkanı, Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Önceki Başkanı Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tezer Kutluk da bugün kanser tanı ve tedavide önemli başarılara ve çalışmalara imza atıldığın belirterek, erken teşhisin yılda yaklaşık 5 milyon kanser nedenli ölümün önüne geçilebileceğini vurguladı.

sozcu.com.tr'ye özel bilgiler veren Prof. Dr. Tezer Kutluk, kanserle mücadelede bireylerden devlet yöneticilerine kadar herkesin önemli bir role sahip olduğunu söyledi. Önlenebilir kanserler hakkında bilgiler veren Kutluk, Türkiye'de toplumsal farkındalığın arttığını ancak kalın bağırsak kanserinde tarama oranlarının artması gerektiğini söyledi.

prof-dr-tezer-kutluk-bulten Prof. Dr. Sezer Kutluk


Günümüzde hangi kanser türlerinin önlenebildiğini biliyoruz? Bireylerin sağlıklı beslenerek, tütün ve alkol tüketiminden uzak kalarak ve hareketli bir yaşam biçimi edinerek birçok kanser türünden korunabileceğine değindiniz. Bu noktada yaşadığımız şehirler, tükettiğimiz gıdalar, soluduğumuz hava kalitesi açısından hangi politik adımların atılmasına ihtiyacımız var?

Tüm kanserler birlikte ele alındığında üçte bir oranında yaşam tarzı seçenekleri ile önlenmesi mümkün. Sağlıklı beslenme, sağlıklı vücut ağırlığı ve fiziksel olarak aktif kalmak bunun için önemli. Burada öne çıkan faktörlerden bahsedecek olursak:
Tütün tek başına en önemli nedenlerden birisidir. Dünyadaki tüm kanser ölümlerinin yüzde 22’inden sorumludur. Akciğer kanseri ölümlerinin ise yüzde 71’i tütünle ilişkilidir. Ağız kanseri, akciğer kanseri, karaciğer, mide, barsak, yumurtalık, mesane kanseri başta olmak üzere 15 kanser türü ile ilişkilidir.

Fiziksel aktivite sağlıklı yaşamın bir parçası olup, sağlıklı kilonun korunmasında temeldir ve buy yolla 10 kanser türü ile ilişkisi vardır. Barsak, meme, Rahim, yumurtalık, pankreas, yemek borusu, böbrek, karaciğer, prostat ve safra kesesi kanserleri

Diğer korunulabilir etkenler: UV ışınları, alkol kullanımı

Ne yapılabilir?
• Bireyler olarak: aşı olmak ve aşılanmak için başkalarına hatırlatmak, sağlıklı ve aktif bir yaşam tarzını sürdürmek, alkol, tütün ve aşırı / uzun süreli güneş maruziyetinden kaçınmak gibi sağlığımızla ilgili sorumlulukları alabiliriz.
• Hükümetler ve politika liderleri, servikal ve karaciğer kanserine neden olan enfeksiyonları önleyen aşı programları uygulayabilir, solaryumları ve bronzlaşma salonlarını düzene sokabilir ve asbest madenciliğini ve ihracatını yasaklayabilirler.
• Okullar, iyi beslenmeyi ve fiziksel aktiviteyi destekleyen ve diğer kanser risk faktörleri hakkında bilgi sağlayan bir ortam geliştirerek çocuklar, çalışanlar, ebeveynler, aileler ve daha geniş topluluklar arasında sağlıklı davranışların lideri olabilir.
• İşyerleri ve işverenler, işyerinde, kişinin günlük yaşamı boyunca sağlıklı alışkanlıkları motive edecek ve sürdürecek, mesleki olarak kansere neden olan asbest ve diğer işyeri kanserojenleri gibi etmenlere maruz kalmayı önleyecek, fiziksel aktivite, sağlıklı beslenme ve dumansız alanlar yaratmak için politikalar uygulayacak önlemler uygulayabilirler.
• Şehirler ve toplumlar, vatandaşlarının sağlığını ve esenliğini destekleyen ve koruyan kaliteli bir kentsel ortam yaratmada öncü olabilir.

ÇOCUK KANSERLERİ ARTIYOR MU?

Çocuk kanserlerinde durum ne? Ortaya çıkma oranlarında artma ya da azalma durumu söz konusu mu? Çocuk kanserleri açısından en büyük endişe ne konuda yaşanıyor?

Çocuk kanserlerinde de hızlı olmasa da bir artış yaşanmaktadır. Avrupa’da yapılan geniş çalışmalarda görülme sıklığında her 10 yılda yüzde 1’lik bir artış bildirilmektedir. Çocuk Kanserlerinde tedavi başarılarında son 20 yılda çok önemli gelişmeler yaşanmış ve iyileşme düzeyleri yüzde 85’lere ulaşmıştır. En büyük endişe dünya genelinde “Hizmete erişim” “Erken tanı” ve Düzenli tedavi imkanlarının sağlanmasıdır.

ÇOCUK KANSERLERİNDE YÜZDE 85, ERİŞKİN KANSERLERİNDE YÜZDE 70 BAŞARI

Kanserin 'amansız hastalık' olarak tanımlanmasını doğru bulmadığınızı belirttiniz. Bu konuyu biraz açabilir misiniz? Toplumdaki kanser algısı ne yönde değiştirilmesi gerekiyor sizce?

Kanser konusunda dünyada önemli başarılar elde edilmiştir. Elbette hala sorun tümüyle hallolmamıştır. Ancak üçte biri önlenebilirken; meme, kalın barsak ve serviks kanserlerinde tarama programları ile erken tanı ve yüksek tedavi başarısına ulaşılması, çocuk kanserlerinde yüzde 85’ler, erişkin kanserlerinde yüzde 70’lere ulaşan tedavi başarıları ile artık kanseri amansız hastalık olarak tanımlamak yanlıştır.

Korkularımız, erken teşhis almamızı engelleyebilir veya tanı ve tedaviyi tamamen geciktirmemize veya kaçınmamıza yol açabilir. Çoğu zaman, geç bir aşamada tanı almak ya da hiç tedavi görmemek bu durumda daha kötü sonuçlara yol açabilir ki bu da kanserin yadsınamaz ya da tedavi edilemeyen efsaneleri ve yanlış algılarını sürdürür.

Ne Yapabiliriz?
• Doğru bilgiye erişin: Bilgilendirilerek, kendi yanlış kavrayışlarınıza karşı gelebilir ve kanser hakkındaki kendi korkularınızı azaltabilirsiniz. Bilgi, farkındalık ve anlayış yoluyla, kanser hakkındaki efsaneleri devam ettiren diğer kişilerdeki olumsuz inançlara, tutumlara ve davranışlara meydan okuyabilirsiniz.
• Konuşun: Konuşarak korku ve damgalama ve ayrımcılığın azaltılmasına, algıların değişmesine ve kanserli kişilerin desteğini güçlendirmeye yardımcı olabiliriz.
Bireyleri ve toplulukları güçlendirin: Hükümetler, topluluklar, işverenler ve medya kanserle ilgili algıların bir kültür yaratmada ve kanserle yaşayan insanların işyerinde, sağlık sisteminde veya toplumumuzda ayrımcılığa maruz kalmayacakları bir nüfusa karşı mücadelede etkin bir rol oynar.

FARKINDALIK ARTIYOR AMA...

Kanserde erken teşhisin önemi sık sık vurgulanıyor. Türkiye'de bu konudaki farkındalığın arttığı söylenebilir mi?

Evet Türkiye’de farkındalık artmış, meme kanseri ve serviks kanserinde tarama oranları artmıştır. Ancak kalın barsak kanserinde tarama oranlarının artması gerekmektedir. Meme ve Serviks kanserlerinde de tarama oranlarının daha yukarılara çekilmesi yararlı olacaktır. Şimdi artık Akciğer kanserlerinde de tarama programları giderek daha fazla kullanılmaya başlamıştır.