Serbest piyasa ekonomisi firmalar üzerine inşa edilmiştir. ABD vatandaşı Alman kökenli Avusturyalı ağır sıklet iktisatçı J. Schumpeter (1883-1950) kapitalist denen ekonomik sistemin, kapitale değil “müteşebbis”e (girişimci) dayandığını söyler. Onun tabiriyle bu sistemin doğru adı “serbest teşebbüs” (free enterprise)’dır. Merkezinde de “müteşebbis” (enterprenör) denen insan tipi bulunur. Girişimci (müteşebbis) yoksa serbest teşebbüs sistemi diğer adıyla serbest piyasa sistemi veya kapitalizm işlemez. Hatta hiçbir zaman kurulamaz. Bir başka deyişle, bir ülkenin serbest teşebbüs sisteminin gelişmişlik derecesini, müteşebbisin niteliği belirler. Günümüz Türkçe’sinde müteşebbise “işadamı” veya “iş insanı” deniyor. Bu kişiler genellikle epey zengin olduğundan (Anadan doğma veya sonradan olma fark etmez) yüksek bir refah düzeyinde yaşar. Toplum içinde itibar görüyor ve iyi evlilikler yapar.

ETOBURLAR VE OTOBURLAR

Canlıları harekete iten üç temel güdü vardır. Bunların birincisi beslenme, ikincisi kendini koruma, üçüncüsü soyunu sürdürmedir. İngilizcede bunlara “basic instinct” denir ve “sex, food and shelter” olarak söylenir. Hayvanlar, bazıları karma beslense de genel olarak “otoburlar” ve “etoburlar” diye ikiye ayrılır. Otoburlar, bitki gibi hareketsiz gıdalarla beslenir. Gıda, onlardan kaçmadığı için otoburların zeka seviyesi, hareketli gıda ile beslenen etoburlardan düşük kalmıştır. Mesela çayırdaki otlar, onları yemeğe gelen koyunun farkında değildir. Zaten köküyle toprağa bağlandığından bir yere gidemez. En aptal koyun bile gelir, otu yer. Buna mukabil, koyunlar kendilerini kapmaya gelen kurdu görünce kaçmaya başlar. Zavallı kurt da aç karnına koyunun peşinden koşar. Çoğu zaman nefessiz kalır, avı kaçırır. Kurtlar, avı kaçırmamak için planlama yapar, avın kaçışı yönünde pusu kurar. Her kurdun bir kemik gömüsü vardır ama koyunlar zor günler için ot istiflemez.

MÜTEŞEBBİSLER ETOBURDUR

İnsanlar da; hareketsiz gıdayla beslenenler (bir işverene bağlı olarak maaşla çalışanlar) ve hareketli gıdayla beslenenler (bir işverene bağlı olarak çalışmayanlar) olmak üzere ikiye ayrılır. Etoburlar, hayat seviyelerini korumak için otoburlulardan daha planlı olmaya mecburdur. Onlar sosyal değil, bireysel güvenlik peşindedir. Bunun adı servet biriktirmektir. Bu da onları fıtraten daha “içten pazarlıklı”, daha “yalancı”, daha “hesapçı”, daha “hilekâr” yapar. Sıkıştıkları anda kendi canlarını kurtarmak için, icabında firmalarını batırmayı da planlarlar. Firmaların batması yani “zarar”, ulusal katma değeri yani “milli geliri” azaltır. Üstelik “kaynak tahsisini çarpıtarak” toplam faktör verimliliğini düşürür. Bu yüzden serbest piyasa sistemi içinde “kamu” firma batışlarına bigâne kalmaz. Onları kurtarmak zorunda kalır. Girişimci, fütursuz davranırken işte buna güvenir.

Son söz: Denetim ve yaptırım, müteşebbisin vicdanını geliştirir.