Sevgili okurlarım, Türkiye’de yapılan her seçimde aynı olaylara tanık oluruz...
Sandıklarda sahtekârlık yapılır, oylar çalınır ve sahte seçmenlerin oy kullanmasına göz yumulur.
Şimdi başımıza bir de Suriyeliler belası açıldı.
Türk vatandaşlığına geçen 53 bin Suriyelinin 31 Mart seçimlerinde oy kullanacağı resmen açıklandı. Hayırlı olsun!
Adına Yüksek Seçim Kurulu (YSK) denilen kuruluşu artık hepimiz iyi biliyoruz.
AKP’nin arka bahçesi...
Belli bir süre için seçilen ve süreleri bitmek üzere olan Başkan ve bazı üyelerin görev süreleri şimdi iktidar tarafından uzatıldı ki görevlerini başarıyla sürdürmeye devam etsinler!
Bu işlem için aslında yeni bir yasa çıkarılması gerekirdi ama iktidar bunu yapmadı. Süreleri kafadan uzatıp anayasa ve seçim yasalarını bir kez daha açıkça çiğnedi.

★★★

YSK Başkanı Sadi Güven birkaç gün önce açıklama yaptı!
“Türkiye’de sahte seçmen de, hayali seçmen de, mükerrer seçmen de yok!”
Demek ki yokmuş...
Olmadığına çok sevindik!

★★★

Sonra sözlerini şöyle sürdürdü:
“100 yaş üzerinde olan 6 bin kişiyi kayıtlarda görünce, şüphelendiğimiz kayıtları incelettik. Ölü olanları seçmen kütüklerinden düşürdük!”
Başkan Bey kusura bakmasın ama bu konudaki haberler daha önceden medyaya düşmüştü.
Oy kullanacaklar arasında 160 yaşında sahte dedeler, 120 yaşında sahte nineler vardı!

★★★

Siirt’in Pervari ilçesinde çok sayıda sahte seçmen olduğu ortaya çıktı.
İYİ Parti ilçe başkanı Kerem Bilen bu sahtekârlığı ortaya çıkarıp itiraz etti...
Ve itiraz İlçe Seçim Kurulu tarafından kabul edildi.
O küçük ilçemizde bile 38 adet sahte seçmen kayıtlardan düşürüldü.
Bu itiraz olmasaydı hepsi gidip mükerrer oy kullanacaktı. Acaba kime?!..
Aslında bunlar küçük ve önemsiz (!) olaylar.
Açığa çıkarılmayan irili ufaklı daha nice rezaletler var.

★★★

Aşağıda size, okurum Oğuz Bey tarafından gönderilen e-posta mesajını  iletiyorum. Kadının soyadını vermiyorum. Somut ve trajikomik bir olaydır, lütfen okuyunuz:

serit-kalip-tokmak

“Değerli Emin Çölaşan abiciğim... Olmamanız gereken bir mahkemede gördüğüm gülücüklü resminiz kaç gündür içimi parçalıyor.
Size gelen maillerin fazlalığını düşünerek doğrudan konuya geçmek istiyorum.
Seçmen listeleri asıldığında oralarda ikamet etmeyen kişilerin ikamet eder gibi gösterilmesi sonucu bir takım haberler ortaya çıkmış bulunmaktadır. Nasıl olur derken bir de baktık eşimin İstanbul Kartal’daki dairesinde de aynı durum ortaya çıktı.
Eşimin sadece kardeşi apartman dairesinde kayıtlı iken onun yanına MÜNİRE S. adı altında başka birini yerleştirmişler.
Eşimle ben Başakşehir’de oturuyoruz ve sık sık Kartal’a gidip ne var ne yok diye kontrol etme şansımız yok.
Eşimin kardeşi seçmen listelerine bakmayı ihmal etmiş. Tesadüfen Kartal’a gittiğimizde bu durumu öğrenmiş olduk.
MÜNİRE S!!! Kimdir bu kadın, necidir bilmiyoruz. Atlayıp muhtara gittik, durumu anlattık ki gerekeni yapsın etsin. Aldığımız cevap bizim dışımızda daha bir sürü kişinin bu konuda sıkıntı yaşadığı ve maalesef muhtar olarak herhangi bir müdahalede bulunmasının mümkün olmadığı oldu.
İlçe Seçim Kuruluna gidip oraya dilekçe vermemiz söylendi. Ancak bunun için başvuru tarihi o gün dolmuştu zaten.
Böyle vahim bir durum olabilir mi? Yabancı biri bizim eve birileri tarafından yerleştiriliyor ve biz bunu düzeltemiyoruz.
İnternet üzerinden, e-devlet üzerinden veya diğer vasıtalarla bu konu hakkında hiçbir şey yapma şansımız yok. Sanki düzeltme yaptırılmak istenmiyor gibi bir durum var ortada.
Genelde seçimler öncesinde bu tür olaylar oluyor diye duyardık ama bize de vuran bu piyangoda yapacak herhangi bir işlem bulamadık.
Kimi kime şikayet edelim derken bu durum hakkında CHP Genel Merkezini aradım belki bir fikir verebilirler diye. Onlar da ilçe Nüfus Müdürlüğüne gitmemizi söylediler. Son gün olduğu için yapacak bir şey yoktu zaten.
Bir oyun bile önemli olduğu seçimlerde bu konu hakkında ne yapılabilir diye sormaya başladım kendime...

★★★

Alın size  MÜNİRE S... Bu şahıs Kartal ilçesinde oy verecek. Hangi sandıkta oy vereceği rahatlıkla bulunabilir... Oy verme sonucu imzalar atılmıyor mu? Atılıyor... Kim bu şahıs adına oy verecekse orada işleme tabi tutulur...
Bu konu hakkında yapılan şikayetler göz ardı edilmeden bir liste tutulsa bu tür cambazlıklar bir derece olsun önlenemez mi?
Ayrıca bizler, tanımadığımız bir kimsenin evimizde ikamet etmesinden rahatsızız. O vatandaş elinde belgesiyle bir çilingir alıp eve gelse, bak kardeşim ben burada oturuyorum, aç kilidi dese, evi derleyip toparlayıp götürse kim ne diyebilir!
Bu kadar mantıksızlık, bu kadar işgüzarlık olamaz dememe hacet yok zaten, hele ki sizlere atılan iftiraları düşündükçe.
Ben sadece bir fikir verdim. Eğer bir oy oydur diyorlarsa engellesinler bu tür olayları, yok aman bir oydan ne olur diyorlarsa zaten bu iş bitmiş demektir...”