Ayın arka yüzüne!
Araç hiç inmemişti.
İlk kez Çin, indirdi.
Çinli bilim insanları, 4 uzay aracının içine gezen robotlar koymuşlardı. Gezen robotlar araçtan çıktılar, ayın karanlık yüzünde gezinmeye başladılar. Çinli bilginler, ayın yörüngesine bir de gezen (dolanan) uydu yerleştirmişlerdi. Gezen uydu aracılığıyla robotların çalışmalarını (ilk resimleri) dünya insanlığına gönderdiler.
Robot da olsa heybe yok.
Boşa gezmeyeceksin.
Çinli bilim insanları gezen robota gezdiği Ay toprağında araştırma görevi de verdiler: Ayın karanlık yüzünde erimiş kaya tabakalarını, kırılmış kayaların içeriğini, ayın yüzünü oluşturan tozu inceleyeceksin. Ayın oluşumuna ışık tutacak bilgileri dünya insanlığı adına toplayacaksın.
★★★
Gezici robotlar yanlarında bir konteyner götürmüşlerdi. Konteynerin içinde dünyadan 6 canlı türü ile pamuk tohumu, koza tohumu, patates, meyve sineği, maya ve çiçekli bitki vardı. Gezen robotlar konteynerin kapağını açtılar, 6 canlı türü ayın karanlık yüzüne bırakıldı. Tohumlar da ayın karanlık yüzünde toprağa düştüler. Çinli bilim insanları düşündüler ki, canlılar ile bitkiler arasında karbondioksit ile oksijen alış-verişi başlayacak.
Ayda tarım başladı!
Hasadı bol olsun.
İleride insanlık ayda koloniler kuracağı için yiyip içeceğini de ayda yetiştirsin.
★★★
Çin ve biz!
Aramıza uçurum girdi.
Çin’in uzaya araç gönderme tarihi çok kısa. 2003 yılında başlamış. 15 yılda “ayın karanlık yüzünde gezici robotlara tarımsal araştırma yaptıracak” düzeye geldiler.
15 yıl önceydi.
Biz de başladık!
“Yollarımızı asfalt mı yapalım? Yoksa betonla mı kaplayalım” araştırması için deneme düğmesine 2003’de basılmıştı. Geçen hafta Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer (CHP), Ulaştırma Altyapı Bakanı Cahit Turhan’a “Ne oldu; asfalt mı, beton mu hangisinde karar verildi?” diye sordu.
“Deneme devam ediyor.”
Cevabını aldı.
15 yılda Çin, ayın karanlık yüzünde “patatesten oksijen alıp ipek böceğine verecek tarım ekimi” başlattı, 15 yılda Türkiye asfaltın karanlık zemininde saplandı kaldı.
Bu fark niçin?
Neyimiz eksik?
Türk Uzay Ajansı bu konuda ne düşünüyor? İyi eğitimli, yetişmiş beyin gücü insanımız, Türkiye’den niçin kaçıyor?
KALEMİN GÖR DEDİĞİ
Al sadakayı ver bana İstanbul ile Ankara’yı!
Seçimlere daha 11 hafta var, iktidar “sadaka verip oy çoğaltmanın vanasını” patlattı. Kredi kartı borçları olanlara düşük faizle ihtiyaç kredisi verileceği, geçinebilmek için devlet yardımına muhtaç düzenli sosyal yardım alan 2.5 milyon evin aylık elektrik faturasındaki 80 liralık bölümünün devlete ödetileceği, esnaf ve sanatkarlar için kesenin ağzının açılarak 22 milyar TL kredi kullandırılacağı, 500’den fazla işçi çalıştıran işyerleri için 3 puan desteğinin 5’e çıkarılacağı açıklandı. Seçmene “al şu sadakayı ver bana İstanbul ve Ankara’yı” hamlesi yapılıyor. Hamlenin devamı anketler yeşile dönünceye kadar sürecek. Neler göreceğiz, neler!
