İnsan

Hakları

Endeksi:

Dünya Özgürlükler Evi (Freedom House) her yıl ülkeleri “insan hakları ve demokratik özgürlükler” açısından karşılaştıran liste hazırlıyor. 2017 yılı ve 2019 yılı raporlarında Türkiye’nin 34 puan birden kaybederek; “insan hakları ve demokratik özgürlükler açısından “kısmen özgür ülkeler statüsünden özgür olmayan ülkeler statüsüne” gerilediği açıklandı.

★★★

Dünya

Sefalet

Endeksi:

Bloomberg adlı kuruluş, ülkelerin “enflasyon ve işsizlik oranlarını” baz alarak Dünya Sefalet Endeksi hazırlıyor. En son 60 ülkenin değerlendirildiği “Sefalet Endeksinde Türkiye yine ilk 5 sırada yer aldı. Ülkemiz geçen yıl da ilk 5’in içindeydi ve geçen yıl ilk 5 içinde Yunanistan da vardı. Yunanistan ilk sefil 5’ten çıktı, Türkiye çıkamadı.

İlk 5 sıra:

Venezuela.
Arjantin.
G. Afrika.
TÜRKİYE.
Kolombiya

★★★

Dünya

Adalet

Endeksi:

World Justice Protect 2020 raporunda Türkiye’nin hukukun üstünlüğü endeksinde, 126 ülke içinde 109’uncu sırada ve temel haklar endeksinde ise 126 ülke içinde 123’üncü sırada olduğu açıklandı. Yani hukukun üstünlüğü olmayan ve insan haklarını gözetmeyen dünyanın en dipteki üç ülkesinden biriyiz.

★★★

AİHM

Başvuru

Endeksi:

Kendi ülkesinin adaletinde haksızlığa uğradığını düşünerek her yıl Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuru sıralamasında Rusya birinci sırada, Türkiye üçüncü ve dördüncü sırada yer alıyor.

★★★

Dört kalemlik dünya kıyaslaması gösteriyor ki, adaletsizlik sefaleti büyütüyor. Ülkemizde hem adaletsizlik büyüdü hem sefalet... Adaletsizlik büyüdüğü için Türkiye’de vatandaşların yüzde 70’i:

Yargıca güvenmiyor.

Savcıya güvenmiyor.

Mahkemeye güvenmiyor.

Her 100 kişiden 70’i “Türkiye’de adalet yok” demekte. Bir Türk atasözü de şunu demekte:

Adalet yoksa!

Rezalet vardır!

Rezaletin göstergesi de işte; Türk vatandaşlarının Rusya vatandaşlarından sonra AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) Başvuru Endeksi’nde üçüncü sırada yer almasıdır.  AİHM, “Türkiye’de yargıçlar ile savcılar beni yargılarken adalete uymadı” diyerek başvurmuş HDP’nin Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın iddiasını da inceledi ve onu haklı buldu.

Dikkat isterim:

AİHM, Demirtaş’ı yargılamadı. AİHM, kendisini Türk mahkemesinin yerine koymadı. Koyamaz. Sadece Türkiye’de adalet Selahattin Demirtaş’ı yargılarken AİHM’nin sözleşmelerine uymadı yani onu tarafsız, bağımsız olarak değil siyasi olarak içeride tutuyor ve bu da AİHM sözleşmesine uymuyor. AİHM, “Demirtaş’ı serbest bırakın, adalet yerini bulsun” dedi.

★★★

Zaten Türkiye’nin Adalet Bakanı da daha sözünün tükürüğü kurumadı; “Adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun” dememiş miydi? Bu durumda öncelikle Adalet Bakanı’nın konuşması ve “AİHM adaletin yerini bulmasını istiyor, bu isteğe uyalım demesi” gerekir.

Adalet Bakanı susuyor.

Demirtaş’ı hapiste tutarak eriyen oy desteğini durdurmak isteyenler ise AİHM kararı bizi bağlamaz diye yağıp gürlemekteler. AİHM bizim istediğimiz kararı verirse ona uyarız, vermezse onu tanımayız demekteler.

Rezalet!

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Ayasofya’nın baş imamı!


Kendinde Allah adına konuşma ve karar verme yetkisi bulan Ayasofya Baş İmamı Mehmet Boynukalın’ın 10 Kasım’da Atatürk’ü anmadığı, 29 Ekim’de Cumhuriyeti kutlamadığı ortaya çıktı. Şaşırmamak gerekir. Atatürk’ü ve Cumhuriyeti ansaydı Ayasofya’ya zaten başimam olarak tayini çıkmazdı. Yazar arkadaşlarımız Yılmaz Özdil ile Cüneyt Akman için “cenaze namazlarını kılmayalım, camilere kabul etmeyelim” diyen Boynukalın’ı baş imamlığa atayan kim, onu gör: Hem Cumhuriyete ve Atatürk’e karşı olan kadroları diri tutmak için “Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığını diri tutmaya” ihtiyaç duyanlar “siyasi kuvvet...” oluşturdular. Unutma!