Dün gece yarısı ışıklı kapısından adım attığımız 2020 yılı “yalana ve talana son noktayı koyma yılı” olacak.

Giden yıl hüzündür.

Gelen yıl umut.

Yeni yılda güzel, mutlu, aydınlık günlere ulaşmak için halktan yeni adımlar göreceğiz.

Yalanla geçti yıllar.

Yalana sıvandı günler.

“Sivil Anayasa” dediler.

Yalan çıktı.

“Türkiye uçacak” dediler.

O da sunturlu yalan çıktı.

Seçim bitti yoksulluk arttı.

Bölgesel uçurum açıldı.

Vergiler ağırlaştı.

Hayat pahalılığı çift haneye zıplayıp demir attı. Ekonomide daralan bir yıla rağmen devletin saray sever  yapısı çok para harcayıcı, adam kayırıcı, yandaşı zengin edici, eşitliği yok edici,  devlet bankaları parasıyla batan şirket patronlarını kurtarıcı çıkmaz sokağa girdi.

★★★

Adalet yalanla sıvandı.

Siyaset yalana boğuldu.

TV ekran tekeli kuruldu.

Yalana battı bütün yıllar.

Allah ile aldatma.

Kuran ile kandırma.

Minareleri, kubbeleri aştı.

Şu bırakıp giden 2019 yılının son gününde İstanbul’da Nimet Abla Gişesi’ nin önünde kuyruklar yine uzadı. Ama Çevre İl Müdürlüğü kapısı önünde “İstanbul’a Kanal İstemiyoruz” dilekçesi verenlerin, soğuğa, yağmura, fırtınaya, eziyete rağmen oluşturduğu kuyruklar piyango bileti kuyruklarını ona, yüze, bine katladı.

Ben vatandaşım.

Benim fikrim var.

Ben kentliyim.

Şehrimin sahibiyim.

Vatanımın bekçisiyim.

Sen bağıracaksın.

Biz susacağız.

Sen söyleyeceksin.

Biz dinleyeceğiz.

Yok öyle...

Soğuk altında dilekçe vermeye gelenlerin oluşturduğu öfke seli, “yalan döneminin kapandığının” somut göstergesi oldu.

★★★

Kafaları, kafamıza uymayan, bizimle aynı düşünmeyen, olana-bitene aynı açıdan bakmayan, döküleni- kırılanı aynı gözle görmeyen 18 yıldır iktidar yağlayan gazete yazarı kalemler bile “SÖZCÜ’ye atılan bu kara leke tutmaz” diye yazı yazdılar. Onların böyle yazması bizim düşüncemize geldikleri, bundan sonra bizim gibi yazacakları için değil “hukuka ve adalete” olan ihtiyacın ne kadar büyüdüğünü gösterdi.

★★★

2019 yılı bitti.

Tek kişi.

Demir pençe!

Dönemi sona geldi.

İstanbul’da.

İmamoğlu’nun oyu:

Yüzde 54.2’den.

Yüzde 54.5’e.

Ankara’da.

Yavaş’ın oyu:

Yüzde 50.9’dan.

Yüzde 54.9’a.

İzmir’de.

Soyer’in oyu:

Yüzde 58.1’den.

Yüzde 62.1’e.

Antalya’da.

Böcek’in oyu:

Yüzde 50.6’dan.

Yüzde  54.1’e.

Adana’da.

Zeydan’ın oyu:

Yüzde 53.6’dan.

Yüzde 57.6’ya.

Mersin’de.

Seçer’in oyu:

Yüzde 45.1’den.

Yüzde 51.6’ya.

Hatay’da.

Savaş’ın oyu:

Yüzde 55.2’den.

Yüzde 56.8’e.

Aydın’da.

Çerçioğlu’nun oyu:

Yüzde 53.9’dan.

Yüzde 55.4’e.

Tekirdağ’da.

Albayrak’ın oyu:

Yüzde 51.2’den.

Yüzde 54.4’e.

Muğla’da.

Gürün’ün oyu:

Yüzde 36’dan.

Yüzde 41.2’ye.

Eskişehir’de.

Büyükerşen’in oyu:

Yüzde 52.3’ten.

Yüzde 56.8’e çıktı.

(CHP’nin yaptırdığı yılın son araştırması)

★★★

Bu tablo karşısında İstanbul halkına “Amerikan parfümlü Kanal’ı istiyor musun, istemiyor musun diye soran” referandum yapmayı göze alamadı. Oysa hep “halk ne derse biz onu yaparız...” diyen ağızlar, “İsteseniz de istemeseniz de yapacağım” diye korku duvarı yükseltti. Takke düştü. Kel göründü.

Giden yıl hüzün.

Gelen yıl umuttur.

Yeni yılınız kutlu olsun, sevdiklerinizle sağlıklı ve mutlu geçsin.