Dünya demokrasi tarihi gösteriyor ki, ağır baskı yöntemleri, hukuk ve adaletten şaşan siyasal iktidara hiçbir fayda sağlamadığı gibi, tam tersine çöküşlerini hızlandırmıştır.

Günümüzde AKP iktidarı da bu süreci yaşıyor, anketlerde kamuoyu desteği azaldıkça baskıcı yöntemleri artırıyor!

Bu demokrasi ve hukuk dışı tutum, siyasal iktidara bir fayda sağlayacak mı?

Millet aptal değil! Olanları görüyor ve anlıyor!

Son anketlerde oylarının dramatik bir şekilde düştüğünü gören iktidar cephesi, bunu önlemek için her geçen gün biraz daha sertleşiyor ama sertleştikçe de kaybediyor.

★★★

Önceki gün 2 gazeteci daha evleri basılarak apar topar gözaltına alındı.

TELE 1 Ankara Temsilcisi İsmail Dükel ve Odatv Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız yaka paça Emniyet’e götürüldü...

Suçları ne?

Casusluk yapmışlar! Askeri casusluk hem de!

Vay canına!

Gazeteci her zaman toplumun gözü önündedir. Bunu nasıl başarmışlar?

Böyle açık, apaçık casusluk olur mu?

Gerçek başka...

İsmail Dükel ve Müyesser Yıldız, boyun ermeyen, bağımsız, düzgün ve dürüst gazeteciler, yurtsever ve onurlu kişiler...

Her ikisi de AKP’yi eleştiriyor, siyasal iktidarın canını sıkıyordu! Şimdi cezaevinde bulunan çok sayıdaki tutuklu gazeteciye iki gazeteci daha eklemek istiyorlar.

Bu, boyun eğmeyen, düzgün ve bağımsız diğer gazetecilere “Ayağınızı denk alın, siz de böyle okkanın altına gidersiniz ha!” diye gözdağı vermek anlamına geliyor.

★★★

Antidemokratik baskılarla toplumun bilinçli kesimini susturmak mümkün mü? Değil tabii ki...

Demokrasi tarihi gösteriyor ki, bu gibi baskı yöntemleri, hiçbir iktidara umduğu faydayı sağlamamıştır, AKP’ye de sağlamayacaktır!

İktidar bir an önce aklını başına toplayıp demokrasiye ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dönerek ülkede adaleti tesis etmeli. Bunu yapmazsa sonlarının Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in şu sözleri gibi olması ihtimali yüksektir:

“Kâfirlerin iktidarı bile, eğer âdil ise sürebilir. Ama müminlerin iktidarı, eğer adaletsiz ise mutlaka yok olur!”

Ülkeye yazık ediyorlar!


Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, Türkiye’de demokrasinin yerleşmesi ve barışın sağlanması için, hak ihlallerini yazan, olayları halk adına sorgulayan gazetecilerin tutuklanmamasını istedi.

Fakat ne yazık ki sarsılıp çökmeye, oyları erimeye başlayan iktidarların etrafa korku salarak güçlenmeye çalıştıkları görülüyor. AKP bu yanlışı yapan siyasal bir iktidar...

Gazetecilere uygulanan son baskılar, tutuklanan gazeteciler, medyaya verilen haksız para cezaları, keyfi ilan kısıtlamaları Türkiye’yi basın özgürlüğünde 58 basamak birden aşağı düşürmüş bulunuyor.

AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında basın özgürlüğünde 180 ülke arasından 99’uncu sırada olan Türkiye, bugün ne yazık ki 157’nci sıraya düşmüş durumda!

Bu tespit, kısa adı “RSF” olan uluslararası “Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü” tarafından yapıldı.

İktidar, basın özgürlüğünü kısıtladıkça çöküşünün hızlandığının farkında değil. Bu nedenle baskıları artırıyor, kendine de ülkeye de yazık ediyor!

TEBESSÜM

Aptal sayısı ne kadar?


Seçim öncesi parti genel merkezinde aday listeleri hazırlanırken, Genel Başkan talimat veriyor:

“Aday listesine Abdülrezzak beyi mutlaka alın!”

Parti kurmaylarından biri itiraz edecek oluyor:

“Aman efendim, o aptalın biridir!”

Genel Başkan gülüyor:

“Çevremizde aptal sayısı ne kadar biliyor musun? Her yer aptal dolu! Onların da Meclis’te temsil edilmeye hakları var! Öyle değil mi?”

GÜNÜN SÖZÜ


Bir tek kişiye yapılan haksızlık bile topluma yöneltilmiş tehdittir!