Bazı olayları biz okuyucularımızdan öğreniyoruz. Sizlerin gönderdiği belgeleri, ulaştırdığınız bilgileri araştırıyoruz, doğruluğuna, haber değeri olduğuna inandıklarımız gazetemizde yayımlanıyor.

Alanınıza giren konularda bizi bilgilendirmeyi de ihmal etmiyorsunuz. Çığ mı düştü, uçak üçe mi bölündü, Mehmet Torun’un şirketi Kızılay üzerinden Ensar Vakfı’na yardımda mı bulundu, bu konuda okuyucularımızın bize yazdıkları, telefonla aktardıkları bilgiler oluyor. Onlardan bir bölüm:

“ASIL YOLSUZLUK”

Banka müfettişliği, banka müdürlüğü gibi görevlerde bulunan Bülent Özer, Başkentgaz’ın Kızılay üzerinden Ensar Vakfı’na yaptığı bağıştaki “Asıl yolsuzluğa” şöyle dikkat çekiyor:

“Torunlar şirketi, Kızılay’ın hesabına 7 milyon 925 bin doları koşulsuz bir biçimde aktardığına göre, o tarihten itibaren bu para Kızılay’ın mülkiyetine ve kullanımına geçmiş bir değeri oluşturur. Bırakın 7 milyon 925 bin dolarlık bir kısmını, bir kuruşu üzerinde bile artık bağıştan rûcu etmek (bağışın lehdarını değiştirmek) için haklı bir neden yoksa, bağışçının hiçbir tasarruf hakkı bulunmaz.

Bağıştan iki gün sonra, 29 Ocak 2017 tarihinde verilen talimat doğrultusunda Ensar Vakfı’na devredilen 7.925.000 dolarla ilgili talimatı Torunlar GYO verse bile, artık Torunlar GYO’nın bağışladığı tutardan değil, Kızılay’ın tasarrufundaki malvarlığından yapılmış bir bağış sayılır. Asıl kanuna aykırılık, asıl yolsuzluk da budur. Torunlar GYO tarafından değil, aslında Kızılay tarafından bağışlanan bu tutarın, Ensar Vakfı’ndan geri alınması gerekir.”

ANLATILAN MASAL

Emekli Maliye Müfettişi, Yeminli Mali Müşavir Kerim Turan da “Başkentgaz’ın Kızılay üzerinden Ensar Vakfı’na yaptığı bağışta önemli soru işaretleri bulunduğunu” belirtiyor ve şöyle diyor:

“Kızılay Başkanı’nın, ‘Başkentgaz, parayı Ensar Vakfı’na doğrudan verseydi de vergi istisnası aynı olacaktı’ demesinden iki şey çıkardım: Ensar, vergi muafiyeti tanınan vakıflardandır. Bu bakımdan da bir şirket, bu tip vakıflara bağışladığı tutarın, beyan ettiği kârının en çok yüzde 5’ine kadarki kısmını kurum kazancından indirebilir. (Bu oran Kızılay için ise yüzde 100’dür). Kızılay Başkanı’nın ifadesi doğruysa, yani Ensar’a vermesiyle fark etmeyecektiyse, beyan edilen kâr yaklaşık 160 milyon dolar, yani 960 milyon TL gibi olmalıdır. Değilse anlatılan masaldır.”

Emekli Mülkiye Müfettişi Erol Özer de önemli bir konuya dikkat çekiyor. Daha önce federasyon başkanlığı görevinde de bulunan Özer, “Bir de başkanını kendilerinin atadıkları (aday gösterdikleri) federasyonlara, yapılan göstermelik yardımlar ve bu yardımların ikinci fasılda aktarıldığı yerler incelense ne pislikler çıkacak. ‘Al sana 1 milyon, bunun 100 bini senin, kalanını şuraya gönder. Ama doğrudan gönderme; harcama yapmış göster’ diyerek neler çevrildiği görülecektir” diyor. Kuşkusuz bu durum bütün federasyonlar için geçerli değildir. Keşke, denetimleri sağlıklı yapılabilse.

“ÖNLEMİ ALINIRSA ÇIĞDAN KORKMA”

Üniversiteli Kadınlar Derneği 2. Başkanı Meral Güler, karayollarının tek kadın müteahhidi inşaat mühendisi Hülya Karadağlı Kaptan’ın çığla ilgili olarak yaptığı uyarıyı bildirdi. Van’ın Bahçesaray İlçesi’nde 41 vatandaşımızın ölümüyle sonuçlanan çığ felaketi konusunda Hülya Hanım’ın söyleyecekleri vardı. Telefonda şunları anlattı:

“Rize-İspir arasına 6 adet çığ tüneli yaptım. Yani bu konuda bilgili ve deneyimliyim. Çığ her yamaçta değil, belli bir eğimdeki yamaçlarda oluşur ki buralar ‘çığ havzası’ diye adlandırılır. Çığ havzaları arazi incelemesi ve halk belleği yoklamaları ile belirlenebilen yerlerdir. Çıplak gözle bile görülür. Çünkü bu havzalar çırılçıplaktır. Önceki çığlar her şeyi alıp götürmüştür. Halka sorarsınız; mutlaka çığ yaşamış yaşlı biri vardır.”

RANT GETİRMEZ 

“Biz işimizi yaparken, halkın uyarılarını ciddiye alıp inisiyatifimiz dahilinde zaman zaman çığ tünellerini 10-20 metre ileri-geri yapmışızdır. Çığ havzaları genellikle yerleşim yerlerine denk gelmez. Çünkü deneyimler gereği o bölgelere yerleşim yapılmamıştır. Ama çığ havzalarından yollar geçer ve bu sebeple genelde araçlar çığ altında kalır.

Bu nedenledir ki yolların sadece çığ havzasına gelen kısmına tünel yapılması, yolu ve araçları korur. Örneğin 200 metre tünel yaparak o havzadaki yolu koruma altına alırsınız. Böylece çığ, tünelin üstünden atlar gider ya da araçlar tünelin içinde kalır ve kurtulurlar.”

Hülya Hanım, 9 tünelden 6’sını bitirdiğinde devlet, çığ tüneli için daha fazla ödenek ayırmayı gereksiz buldu. Hülya Hanım, “Çığ havzaları rant ve gelir getirmez. Yapılan yapılar, sadece insanları afetten korumaya yöneliktir. Bu da niçin yatırım yapılmadığını açıklıyor. Oysa, çığ korunulamayacak bir afet değildir. İhmal sebebiyle afete dönüşür” diyor.

Van’da kaybettiğimiz canlara rahmet, ailelerine sabır diliyoruz.