Almanya’da yayımlanan 15 Kasım 1938 tarihli çalışma “Atatürk’ün Yedi Adı-Tarihi Dönüm Noktalarının Getirdiği İsim Değişiklikleri” başlığını taşıyor; çeviri aynen şöyle:

“Yeni Türk Devleti’nin, ölümü ülke sınırları dışında da üzüntü yaratan kurucusu ve liderinin ilk adı sadece Mustafa idi.

Arapça “olgun” anlamına gelen “Kemal” adı kendisine henüz okul sıralarında iken, okulun en iyi öğrencisi olduğu için verildi.

Çanakkale Savaşları’ndan sonra adı “Mustafa Kemal Paşa” oldu, yani adına “general” rütbesi eklendi.

1921’de Yunanlıları yenip Türkiye’yi kurtardığında adına vatanı düşmanlardan kurtaran kahramanlara verilen eski Türk ünvanı olan “Gazi” kelimesi eklendi.

10 yıl sonra askeri yeniden yapılanma sırasında “Paşa” ünvanını bırakarak  sadece “Gazi Mustafa Kemal” olarak anılmaya başladı.

1934’te Türkiye’de ilk kez Batılı anlamda soyadı uygulaması başladı.

Türkiye’nin önderinin adı artık “Kemal Atatürk” idi.

Türkiye dışında fazla riayet edilmemiş olan 7’nci isim değişikliği ise vefat eden liderin yaşamının son yıllarında Arapça “Kemal” adının Türkçesi “Kamal” ismini kullanmasıydı.”

İsimler üzerinden tarih okuma merakı, bizdeki gibi Batı’da da geçerliymiş demek ki...

Atatürk’ün vefatını takip eden 11 Kasım’dan 25 Kasım’a geçen sürede 43 ülkeden 117 gazeteyi tarayan “Dünya Basınında Atatürk” çalışmasının tümünün başlığında “Kemal Atatürk” geçiyor.

★★★

Bu kadar çetin virajların alındığı; Turancılık, Türkçülük, İslamcılık dalgaları üzerinde sörf yapan bir liderin adının simgesel anlamı, sanmayın ki  yalnızca bugünün konusu...

Gazi Mustafa Kemal’in, Nisan 1931 seçim beyannamesine “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ilkesini koyarken, yükselen sesleri bugün de duyar gibi olmuyor musunuz?

Vecihe Hatiboğlu


★★★

Türk Dil Kurumu (TDK), 26 Ağustos 1936’da  “3. Dil Kurultayı” na sunulmak üzere, radikal sağ akımların eleştirisine hedef olan “Ata” kelimesinin dil kökenini araştırma görevini, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’ne veriyor.

Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen söz konusu kurultayda, fakültenin 2. sınıf öğrencilerinden Vecihe Kılıçoğlu (Hatiboğlu) sunumu yapıyor.

★★★

Hatiboğlu, çalışmayı “Ata kelimesi Türklük kadar eskidir ve Atatürk kadar bizimdir” cümlesi ile tamamlıyor.

Atatürk’ün de izleyiciler arasında olduğunu belirttiği kurultaydan izlenimlerini, Türk Dili Dergisi’nin Kasım 1963 sayısında şöyle dile getiriyor Hatiboğlu:

Atatürk, çalışmayı inceledikten sonra, yazının kapağına ‘Güzel’ sözünü yazmış ve altını K harfi ile imzalamıştı.

★★★

Bu konferans Hatiboğlu’nun yoğun akademi hayatı boyunca hem ışığı, hem de mücadelesinin adı oluyor.  Üniversitesinde kalamıyor, 1941-1945 yılları arasında Sivas Lisesi’nde öğretmenlik yapıyor.

Yüksek lisans eğitimini tamamlamak üzere Fransa’ya gidiyor.

2.Dünya Savaşı’nın patlak verdiği ve 1939 ekonomik buhranının Türkiye’yi de içine aldığı bir dönem...

Akademilerin soluğu kesilmiş...

Alman faşizminden kaçıp Türkiye’deki üniversitelere sığınan akademisyenler, Amerika’ya göç etmeye başlamış.

Cemaatler bu boşluktan yararlanıp çeşitli ideolojik akımların temsilcileri olarak üniversitelerde kümelenmeye başlamış.

Hatiboğlu’nun Fransa’dan dönüp, yeniden üniversitesine geldiği 1948 yılında ortam bu!

Dil ve Tarih Fakültesi’nde nam salan “Atatürkçü” kimliği ile sesini çok çıkartamıyor. O nedenle adını sanını da pek duyamıyoruz.

★★★

24 yıl Türk Dili Kürsüsü Başkanlığını üstlendiği fakülteden 1983 yılında “onur belgeli” bir profesör olarak emekliye ayrılıyor.

1963-1974 tarihleri arasında TDK’nın “Gramer Kolu” başkanlığını üstleniyor. 1965’te “Yeni Yazım Klavuzu” nu ve takip eden yıllarda 11 kez yenilenen “İmla Klavuzu” basımlarını hazırlıyor.

Ölümsüz Atatürk ve Dil Devrimi” adlı kitabı, 1981 yılında Türk Dil Kurumu tarafından basılıyor.

★★★

1996’da vefat eden Dilbilimci Vecihe Hanım’ın  ekonomist ve iş insanı kızı Dr. Gülden Türktan, Türkiye’nin ve uluslararası kadın çevresinin önde gelen isimlerinden...

Türktan, kurucuları arasında olduğu Türkiye Kadın Girişimciler Derneği’nin (KAGİDER) 2011-2015 dönem başkanıydı.

2015 yılında Antalya’da gerçekleşen G20 Zirvesi’nde kurulan “W20”ye (Kadın 20) Kurucu Başkan olarak atandı. 2018 yılından buyana IWF (Uluslararası Kadın Forumu) Türkiye Başkanlığı’nı yürütüyor.

Türktan, “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” diyor...