Aranmayı beklemeden dostları aramanın ve karşılıksız dayanışmanın gerektiği günlerden geçiyoruz. İyiliğin ve fedakarlığın çevremizdekilere yansıması gereken, belki de hayatlarımızın bir başka döneminde benzerine asla rastlamayacağımız çok kritik, bir o kadar da tehlikeli günlerden...

Son birkaç haftada, kendileriyle yüz yüze görüşemesek de uzaktan göstereceğimiz ilgi, sevgi ve vefalı davranışlarla, moral verici mesajların Covid-19 hastalarında tonik etkisi yaptığını görüyorum.

Vefa Lisesi mezunlarının oluşturduğu WhatsApp grubundan aktaracağım iki paylaşımla söylediklerimi somutlaştırmaya çalışayım:

★★★

“Değerli büyüklerim ve sevgili arkadaşlarım.

Birkaç gündür devam eden süreçte, nefes darlığı, öksürük, ishal ve halsizlik beni zorladı.

Bu sabah, saat 11.00’den beri özel hastanede tetkikler ve görüntülemelerde çok yoruldum.

Akciğer ve kalp tomografimi çekerek tahliller yaptılar.

Saatler sonra sıra batın ultrasonografisine geldiğinde solunumumdaki artan sıkıntı, doktoru tedirgin etti ve ‘Akciğer filminiz çekildi mi?’ diye sordu. ‘Tomografi çekildi, ama saatlerdir sonucun gelmesini bekliyorum’ dedim.

Bunun üzerine beni dışarı, kapının önüne çıkardı. Birkaç telefon görüşmesi yaptıktan sonra, çok nazik bir şekilde ‘Lütfen bir buçuk metre uzakta durun ve hemen sizi muayene eden doktorunuza gidin, sonucu size aktaracak’ dedi.

★★★

Herkes haklı olarak tedirginliğe kapılıp, çevreden uzaklaşıyordu.

Doktorum ‘Akciğerinizdeki durum büyük ölçüde korona bulgusu veriyor ama yine de test yaparak emin olmamız gerekiyor’ dedi.
‘Size üç ilaç yazıyorum. Bunlara hemen başlayacağız. Test sonucuna göre Sağlık Bakanlığı diğer ilaçları size getirecek. Şimdi izolasyon için evinize gidiyorsunuz. Çok geçmiş olsun!..’

★★★

Bunları duyduğumda üzüldüm, gözlerim nemlendi ama sonra içimden ‘Sen ne zorluklara dayandın, bu kritik günler de geçecek, dayan’ dedim.

Şimdi evde test sonuçlarını bekliyorum. Üç, dört günde gelecekmiş.

Moralim de düzeldi.

Yeter ki solunum sıkıntım, beni daha fazla zorlamasın.

★★★

Biliyorsunuz uzun süredir gördüğüm romatizma tedavim nedeniyle bağışıklık sistemim çökmüş durumda.

Bu nedenle kaç yıldır, ağrılı, yorgun, uykusuz geçen gecelere alışkınım.

Bu da gelip geçecek inşallah diyorum...

Bu hayatın bana bir mutluluk borcu var, onu tahsil etmeden de bir yere gitmeyi hiç düşünmüyorum açıkçası, içiniz rahat olsun.

Hepinizi seviyor, sevgi ve saygı ile kucaklıyorum...

Ama bu kez uzaktan!..

Yakından kucaklaşacağımız günlerin umuduyla, hepinize en güzel dileklerimi yolluyorum...

Nevin.”

★★★

Şimdi de yine aynı gruptan bir Vefalı arkadaşının ona yazdığı, gözlerinizi yaşartacak sımsıcak destek satırlarını okuyalım:

“Sevgili Nevin,

7 kez ameliyat olmuş, 4 evlat kaybetmiş, bir yavrusu poşetle teslim edilmiş, arabası kurşunlanmış, ofisi basılmış, şofben zehirlenmesinden baygın bulunup yoğun bakımda kurtulmuş, yanan odadan kapı kırılıp çıkarılmış, 2 kez takla atan araç kazasından gülerek çıkmış bir kadın olarak diyorum ki sadece ‘Ayakta kalacağım, iyi olacağım’ de, yeterli. İyi olmaman mümkün değil. Korona, tedavisi mümkün bir virüs. Sorun çok çabuk bulaşmasından kaynaklanıyor. Herkesin aynı anda hasta olup, çaresiz kalacağını düşünmek de baskı altındaki bağışıklık sistemlerinde tehlikeli oluyor.

Sen güçlüsün, sen Vefalısın, senin yapacağın çok işler var.

Hayat zaten fırtınaları geride bırakmak ve hepsinin ardından gülümsemek değil mi?

Haydi kardeşim, bize iyi haberlerini ver. İyiyim, dinleniyorum evde, şarkılarımı söylüyorum de... 

En güzel dileklerimiz ve dualarımız seninle...

İlknur.”

★★★

Bu zor günleri geçireceğiz. Isınan havalarla birlikte yaşama dönük umutlarımızı tazeleyeceğiz.

Nazım’ın dediği gibi;

“Çocuklar inanın, inanın çocuklar

Güzel günler göreceğiz, güneşli günler...”

Yeter ki kurallara uyalım, yeter ki virüse karşı zafer kazanacağımız günü sabırla bekleyelim...

İnan Nevin kardeşim, güzel günler göreceğiz!..