İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 127. duruşmaya, tutuklu sanıklar Okan Şimşek, Muharrem Demirkale, Ramazan Akyürek Veysal Şahin ile başka suçtan tutuklu sanıklar Yavuz Karakaya ve Mehmet Uçar, Ses ve Görüntü Bilişim sistemi (SEGBİS) ile bağlanırken tutuksuz sanık Ali Öz ile taraf avukatları hazır bulundu.

“YANDAŞ KANALLARDA ‘FETÖ’CÜ ALBAY KÖSE VE MİT CİNAYETİ’ DİYE HABERLER YAPILDI”

Dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat Komutanlığı görevlisi Muharrem Demirkale, mahkemede yaptığı savunmada emniyetle olan ilişkilerinin suç sayıldığını ifade ederek şunları söyledi:

* Mevzuat gereği kanunların bize yüklediği bir görev var. Mevzuatta bu ilişki düzenlenmiştir. İrfan Fidan’ın, bizim jandarma dosyamızın akıbetini sorduğu TEM yazısı var.

* Bu yazıdan sonra enteresan bir şekilde hakkımızda, Akşam Gazetesi'nde haberler yapılıyor, resimler kullanılıyor. Yandaş kanallarda, FETÖ’cü Albay Köse ve MİT cinayeti deniyor.

* Haberde Adli Müşavir Muharrem Köse kullanılıyor. Mayıs ayında ‘Dink cinayeti kayıp failleri’ başlıklı yazı çıkıyor. İrfan Fidan ‘Bu haber nedir’ diye TEM’e yazı yazıyor. Biz o zaman görevdeyiz.

* Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığına da yazı yazıyor. Bu davada sanık olan Engin Dinç, daire başkanıydı. Gerek Engin Dinç gerek başka görevliler suçu başkalarına atarak kamuoyunu rahatlatıyor. Biz jandarma olarak nasıl bu davaya girdik anlamıyorum.

“VALLAHİ BEN BİLMİYORUM”

Demirkale, savunmasının devamında şöyle konuştu:

* Henüz ortada iddianame yokken hakkımızda nasıl haberler yaptırılıyor anlamıyorum. Kimlik bilgilerimiz de paylaşılıyor.

* Yasin Hayal zaten itiraf ediyor, ‘Bu çocuğu ben buldum. Parasını ben verdim ben yönlendirdim’ diyor. Cinayet günü ben olay yerinde değildim. HTS kayıtlarında bu açıkça ortada. Tespitler açıkça yalan.

* Savcılığın iddialarının hiçbiri ispat edilemedi. Şüphelilerin savunma yapması için hangi eylemden suçlandığını bilmesi gerekiyor. Vallahi ben bilmiyorum.

AKYÜREK: ENGİN DİNÇ İSTİHBARİ BİLGİYİ TEM İLE PAYLAŞMAMIŞ

Eski Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek ise mahkemede yaptığı savunmada şu ifadeleri kullandı:

* Şube Müdürü Engin Dinç bu aşamada elde edilen bilgiyi, Yasin Hayal’i takip ettikten sonra değerlendireceklerini ifade etmiştir.

* İstihbarat Müdürü benimle paylaşmak istese, ilgili makamlara dağıtabilir ve resmi yazıyla benim imzama sunardı. Engin Dinç ile görüşmemiz sonrasında, benim imzalamamdan sonra İstanbul’a da resmi yazıyla bildirilmiştir.

* İstanbul’a yazılan yazı şube müdürü yazısıyla gönderildiği için o yazıyı ben görmedim. Engin Dinç’in öldürme sözü yerine eylem sözünü kullanmasından benim bilgim olmamıştır. Engin Dinç, istihbari bilgiyi operasyona dönüştürmek üzere TEM ile paylaşmamıştır.

“MEVZUAT ÇERÇEVESİNDE GÖREVİMİ YAPTIM”

Kendisine iftira atıldığını iddia eden Akyürek, şöyle konuştu:

* Mevzuat çerçevesinde görevimi yaptım. Tutukluluğum Şubat 2015'ten beri sürüyor. Çok açık haksızlığa uğradım. Başbakanlık teftiş raporunda tarafıma herhangi bir suç isnadı yapılmamıştır. Tüm istihbari yazı ve raporları aynı gün imzaladım ve tamamı resmi yazı olarak gönderildi.

* Trabzon'da görevliyken operasyon yapılmasını istemem istihbarat mevzuatına aykırı olurdu. Trabzon’dan, bilginin gönderilmesiyle cinayet tarihi arasında 11 ay var. Son 2 buçuk ayda istihbari bilginin yardımcı eleman kaynaklı olması nedeniyle titiz çalışmalar yapılmış, İstanbul’a resmi yazıyla gönderilmiştir. Makam veya şahıstan bana herhangi bir bilgi intikal etmemiştir.

* Cinayet tarihine kadar, cinayetle ilgili bilgileri paylaşmasam, paylaşılmasına da engel olsam, sahte rapor tanzim ettirip personeli yalan söylemeye zorlasam baskı yapsam ve bilgi gelse, İstihbarat Daire Başkanı olurken duyarsız kalsam, bilgiden sonra böyle bir durum söz konusu olmadığı gibi tam aksine bir durum vardır. Ben yazının geldiği tarihte Trabzon’daydım. Yani yazıyı alan değil gönderen yöneticiyim ben.

“PERSONELİNE BASKI YAPAN KİŞİ BEN DEĞİL, TRABZON JANDARMA KOMUTANI ALİ ÖZ’DÜR”

Akyürek konuşmasını şöyle sürdürdü:

* Hrant dink ile ilgili eylem bilgisi bakanlığa gönderildikten 3 ay sonra İstihbarat Daire Başkanı oldum. Konuyla ilgili bana gelen herhangi yazılı veya sözlü bilgi olmamıştır.

* Daire Başkanı olarak görev yaptığım dönemde operasyon yaptırmadı gibi suçlamalar yersiz ve dayanıksızdır. Dink’in İstanbul’da ötekileştirilmesi sürecinde yaşananlardan İstanbul valisi, Emniyet Müdürü, MİT Bölge Başkanı ve diğer yöneticilerin haberi vardır.

* 2006 yılında İstanbul Emniyeti’nin, komisyonu harekete geçirmesi gereken bir ortam bulunuyordu. Personeline baskı yapan kişi ben değil, Trabzon Jandarma Komutanı Ali Öz’dür.

Duruşma son sanık Ali Fuat Yılmazer’in savunmasının alınması için 3 Şubat'a  ertelendi. Fahrettin Öztürk/SÖZCÜ

[old_news_related_template title="Hrant Dink cinayeti davasında tutuklamaya tahliye tahliyeye ev hapsi" desc="Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinde sorumluluğu bulunan kamu görevlilerinin yargılandığı davada daha önce tutuklanmasına karar verilen dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi Volkan Şahin, tahliye edildi. Daha önce tahliyesine karar verilen dönemin Trabzon İl Jandarma Alay Komutanı Ali Öz’e ise ev hapsi verildi." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2021/01/22/iecrop/hrant-dink-depophotos_16_9_1590833515_16_9_1611318713.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/dink-cinayetinde-kamu-gorevlilerinin-yargilandigi-davada-bir-tahliye-6223526/"]